En Sıcak Konular

Özal niçin başkanlık sistemi istiyordu?

12 Nisan 2015 10:29 tsi
Özal niçin başkanlık sistemi istiyordu? 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkiye için neden başkanlık sistemi istiyordu? Hayalinde nasıl bir yeni anayasa vardı? Kürt sorunu ve terörün bitirilmesi için ne düşünüyordu? ANAP ve AK Parti benzer süreçler mi yaşıyor? Başdanışmanı Prof. Dr. Hikmet&

Star'dan Selim Efe Erdem, Prof. Özdemir ile Özal'a danışmanlığını da yaptığı yeni anayasa, başkanlık ve Kürt sorununa ilişkin konuştu:

- Özal'ın isteğiyle Kürt sorunu ve yeni Anayasa üzerine çalıştığınızı biliyoruz. Bugün tartışma konusu olan değiştirilemez maddeler, vatandaşlık ve laiklik tanımına ilişkin ne düşünüyordu?

 Somut olarak verdiği iki görev vardı: Kendi tanımıyla kısa ve öz yeni bir anayasa ve Güneydoğu sorunu. 20-21 maddelik, kurumların birbiriyle ilişkisinin tanımlanmasını ve temel ilkelerin yer aldığı bir anayasa istiyordu. Yani bir niyet manzumesi, belki bir edebi metindi istediği.

- Üzerinde çalıştığınız yeni anayasada nasıl bir model ortaya çıkmıştı?

Bu amaçla, dünyanın tüm anayasalarını toplamıştık. Kafamızda oluşan bir şeyler vardı ama "Sayın cumhurbaşkanı bunları benimsemişti" gibi bir şey söyleyemem.

- Kürt sorunu için ne düşünüyordu?

 Güneydoğu sorununun ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyolojik boyutları vardı. Bir yandan gazeteciler, bir yandan Talabani ve Barzani, bir yandan MİT ve Dışişleri, bir yandan da bağımsız teknisyenler ve siyasilerle yürüttüğü çalışmalar vardı.

- İktidar partisinden bağımsız, Kürt sorunun çözümü için bir af kararnamesi hazırlamaya çalıştığını biliyoruz.

 O af tasarısı için Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'dan görüş aldı. Çünkü öyle bir af kararnamesi çıkarmaları gerekiyor ki Danıştay'a gitmemeli ve gitse bile iptal olmamalıydı. Bunun bir tek yolu vardı, o da anayasanın 106'ncı maddesi. Ama o da mümkün olmadı.

- Kendisine çözüm olarak ne önerdiniz?

 Kendisine arz ettiğim çalışmada, bölge partilerinin parlamentoya girebilmesinin yolunun açılması yer alıyordu. Hatta şiddet benimsememek, kullanmamak ve teşvik etmemek kaydıyla "Ben Türkiye'den ayrılmak istiyorum" diyen bir partinin de kurulabilmesi gerektiğini arz etmiştim. Aynı şekilde "Biz Türkiye'ye şeriatı getirmek istiyoruz" diyen bir siyasi parti de seçimlere girebilmeliydi. Sanıyorum, bu görüşlerimi Özal da olumlu değerlendiriyordu. Bunun içinde, seçim sisteminde değişiklik gerekiyordu. Kendisine 'Dar bölge sistemi' ve 'Düz ayna sistemi' modeli önerdim. O da şu: 500 vekilliğin 100'ü Türkiye vekilliği olsun ve siyasi partilerin aldığı oya göre paylaşılsın. Türkiye genelinde yüzde 47 oy olan 47 sandalye, yüzde 1 oy alan 1 sandalye kazansın. Böylece temsilde bir adalet getirmiş oluyorsunuz. Kültürel, siyasi, idari özerklik talep ediliyordu. Devletin, bazı etnik ya da dini gruplarla bir sözleşme yapması yerine hak ve hürriyetlerin bütün vatandaşlar için düzenlenmesi doğru olur.  Bu alanda zaten AK Parti iktadarınca önemli ölçüde sağlandı. Son yıllarda sessiz bir devrim gerçekleştirildi Türkiye'de. Bundan sonra silahlı grupların dağılması, sosyal, kültürel ve ekonomik çalışmalar önemli. Ayrı hakların tanınması yolu tercih edilirse, bir dağılma süreci başlatabilir. Yeni anayasanın bu süreci nasıl tamamlayacağını hep birlikte göreceğiz.

BAŞKANLIK SİSTEMİ İSTİYORDU

- Özal niçin başkanlık sistemi istiyordu?


 Turgut Bey Türkiye için daha iyi olacağına inandığı için başkanlık sistemini istiyordu. Hatta, dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş Paşa ile başkanlık sisteminin Türkiye için neden daha iyi olacağını konuşmuş, paşa da ikna olmuş. Biz Türkiye' de bir takım siyasi kavramlara garip anlamlar yüklediğimiz için panikliyoruz. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi denince "Vay sen bölünmemi istiyorsun?" diyor ama Türkiye'nin her yerinde uygulanacağını düşünemiyoruz. Bu Cumhuriyet'in kuruluşundan beri uygulamasını geciktirdiğimiz ve aslında Cumhuriyeti tamamlayacak bir proje.

- Özal'ın vefatı öncesi yeni bir parti için kadrolarını hazırladığını hatta genel merkezini de seçtiğini söylüyorsunuz.

 Evet. Mesela vefat ettiği 17 Nisan günü Mustafa Çalık ve Nabi Avcı ile parti programı üzerine çalışacaktı. Hüsnü Doğan, Yusuf Bozkurt Özal, Adnan Kahveci, Engin Güner, Asaf Savaş Akad, Celal Doğan gibi farklı insanlarla çalışıyordu. Partide görmek istediği isimler arasında Muhsin Yazıcıoğlu, Aydın Menderes de vardı. 'İkinci Değişim Programı' adı altında tüm kesimleri birleştirmek istiyordu. Özal vefat ettikten sonra bu girişim başarılı olamadı. Çünkü Özal kriz döneminde ortaya çıkmış ve karizmatik bir liderdi.

AK PARTİ İLE ANAP FARKLI SÜREÇLER GEÇİRİYOR

- Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra lidersiz kalan ANAP'ın eriyerek iktidardan düştüğü belirtilerek, Tayyip Bey'in cumhurbaşkanı olduktan sonra AK Parti'nin benzer süreci yaşayacağı görüşlerine dair ne düşünüyorsunuz?


 AK Parti'nin kitle desteği devam ediyor. Özal Cumhurbaşkanlığına çıkarken arkasında kitle desteği yoktu, geride inişe geçmiş bir ANAP bırakmıştı. Mart 89 yerel seçimlerinde belediyelerin çoğunu SHP kazanmış, kendi deyimleriyle o seçim "Üzerlerinden silindir gibi geçmişti" Nitekim, Özal cumhurbaşkanı olduktan sonraki ilk seçimlerde Süleyman Demirel ve Erdal İnönü ortaklığıyla DYP-SHP koalisyonu iktidara geldi. Tayyip Bey'in çıkışı Bayar gibidir çünkü seçim zaferi kazanan bir partinin lideri olarak köşke çıkmıştır.

TAYYİP BEY'İN ŞANSI KENDİSİ VE TÜRKİYE

- Özal ve Tayyip Bey karşılaştırılırken, Tayyip Bey'in karşısında Demirel ve İnönü gibi bir muhalefet olmayışının bir şans olduğu söylenir. Katılıyor musunuz?


 Erdoğan'ın şansı kendisi ve tabii ki Türkiye'nin geldiği aşama. Ayrıca karizmatik bir lider ve başarılı olmayı öğrendi. Başarı, parti aygıtına tam hakimiyetten geçiyor. Özal'ın mesela parti içindeki hakimiyetinde de ciddi sıkıntılar vardı. Ama Tayyip Bey başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçiş sürecini adeta nakış gibi işledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı zaferi önemli bir tecrübeydi. O zaferi kazandıran parti teşkilatının da eski il başkanıydı zaten, başarının yolunun iyi bir parti teşkilatıyla olabileceğini keşfetti. Şu anda da en büyük gücü parti teşkilatından geliyor. AK Parti başlangıçta belki bir muhalif hareket olarak ortaya çıktı ama şu anda gerçek anlamda partileşti.


Bu haber 1,165 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    19,439 µs