Savaş riski: KİMİNLE?

25 Mart 2015 12:16 tsi
GENELKURMAY BAŞKANI nereyi işaret ediyor?

iyibilgi Ankara

Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel Savunma ve Havacılık Dergisi'ne verdiği röportajda risk ve tehditlere ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

Suriye ve Irak'taki gelişmelerin PYD-PKK'nın terör örgütü kimliğinden ziyade IŞİD ile savaşan meşru bir güç olarak görülmesine yol açtığını söyledi, sınır güvenliği için merkezi bir komutanlık kurulacağının haberini verdi ve "İyimser öngörüde bulunmak güç" diyerek Türkiye için savaş riskine işaret etti.

Orgeneral Özel'in tam cümlesi şu; "Ekonomik çıkarlarda yaşanacak çatışmalar, kutuplaşmalar ve azalan kaynaklar için sürdürülen mücadeleler değerlendirildiğinde, bulunduğumuz coğrafyada konvansiyonel bir harbin yaşanma riskinin henüz ortadan kalkmadığını söylemek yanlış olmayacaktır."

TSK'nın 1 numarasının bu bağlamda söylediği, her şey, örneğin kimi ülkelerin "hem bilgi teknolojilerini hem de dünyanın tehdit olarak algıladığı güçleri kullandığını" ve "üstünlük sağlama yarışının karanlık yüzü" demesi de boyutlu tartışmaları gerektiriyor.

Manidar değil...

Ortadoğu zaten kıvılcım bekleyen bir bölge ve burada ortaya çıkan çatışmalar çok uzun zamandır kimseyi şaşırtmıyor. Elbette Türkiye de bu değerlendirmelere göre kendi ordusunu tasarlıyor ve hazırlıyor. Savaş olasılığının belirgin şekilde ve Genelkurmay Başkanı tarafından ifade edilmesi elbette üzerinde durulması gereken bir durum.

Hele ülkede sürekli "manidar zamanlama"ların arandığı günümüz ortamlarında. Savunma ve Havacılık Dergisi aylık olduğundan bu açıklamalar belli bir zaman önce verilmiş olmasa, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun toplantılarını da iptal ederek, Konya'da Atış Test Değerlendirme Merkezi'nin açılışında yaptığı konuşmanın üzerine gelmiş olacaktı. Ve gerçekleştirilen 122 milimetre karadan karaya topçu roketi mühimmatı, kaideye monteli cirit ve Atak helikopterinden 2.75 inç roket mühimmatı atış testlerini izlemesi yine manidar bulunacaktı.

Ama savaş?!

Bu halde Genelkurmay Başkanı'nın bahsettiği konvansiyonel bir savaş ihtimali-ki, Başbakan Davutoğlu da "konvansiyonel" kelimesini TSK'nın bölgedeki en güçlü ordusu olduğunu tanımlarken kullanmıştı-ne?

Daha doğrusu kiminle? Bölgedeki ülkeler belli. Bunların büyük kısmının şu an bellerini doğrultacak halleri yok; Suriye, Irak, Yunanistan, Ermenistan, Gürcistan, Bulgaristan. Geriye Rusya ve İran'dan başka ülke kalmıyor.

Rusya ile savaş bambaşka bir durum ifade eder. Birincisi, iki ülke arasında şu an için hiç böyle bir durum yok. Tersine, Batı'yı bile-gereksiz-rahatsız eden iyi ilişkiler mevcut. Yine de böyle bir durum zaten sadece bölgeyi değil, dünyayı yakacak sonuçlar doğurabilir.

İran ilk bakışta en yüksek olasılık gibi görünüyor. İstatistiki açıdan denebilir. Bölgede yeniden yükseleceğine dair yapılan yorum ve okumalar ile mezhep dengeleri üzerinden bölgedeki birçok ülke ile hassaslaşan ilişkileri, Suriye ve Irak'taki varlığı gibi.

İki sigorta...

Ancak bu ülke ile ilişkilerin bir çatışmaya dönme olasılığının önünde, iki büyük güvenlik hattı bulunuyor. Bunlardan birisi tarihi ve stratejik bir akla dayanıyor. Ve bu akıl Ankara ile Tahran'ın ortak aklı. Böyle bir savaşın iki ülkeye de hayra dokunmayacağını bildikleri gibi, çok fazla düşman sevindireceğinin farkındalar. Daha basit ve etkin ifadeyle, "savaş istemiyorlar"! Nokta.

İki, son dönem ABD/Batı-İran ilişkilerinin doğası ki, bu aynı zamanda yeni bir Ortadoğu hayali kurduruyor kimi başkentlerde, böyle bir savaşın "ne olursa olsun" durdurulmasını gerektiriyor. Sağlaması da şu; ABD, İran'ı İsrail'e bile dokundurtmadı.

Peki ama olası konvansiyonel savaş riski o zaman nereden? Görünmeyen devlet mi var yoksa TSK'nin asli görevi olan şartlardan oluşabilecek risklere karşı temkin göstermek anlamında mı okunmalı söylenenler?

www.iyibilgi.com

Bu haber 2,926 defa okundu.