"12 Eylül Anayasası ile AB'ye giremeyiz"

18 Eylül 2007 23:10 tsi
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Başkanı Can Paker, sivil anayasa girişimine destek verdi.

12 Eylül darbesinin ürünü anayasayla AB'ye girilemeyeceğini vurgulayan Paker, "Daha önce 36 maddesini değiştirdik. Ama parça parça değiştirerek tamir, yama tutmuyor. Tümünü temel bir felsefeyle yenilemek gerekiyor." dedi.

Paker: Başörtüsüne devletin karışması doğru değil

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Başkanı Can Paker, sivil anayasa girişimine destek verdi. 12 Eylül darbesinin ürünü olan bir anayasayla Avrupa Birliği'ne girilemeyeceğini belirten Paker, "Kopenhag Kriterleri çerçevesinde daha önce 36 maddesini değiştirdik. Ama parça parça değiştirerek tamir, yama tutmuyor. Tümünü temel bir felsefeyle yenilemek gerekiyor." dedi. Paker, tartışmaların başörtüsü meselesine indirgenmesini de yanlış buluyor. Üniversiteye gidenlerin kendi kıyafetine karar vermesinin 'insanlık hakkı' olduğunu belirtiyor. Yeni anayasadan sonra 'okullarda başı açık kimse kalmayacağını' düşünenlerin, bilimsel sonuçlara ters, yanlış bir kanı taşıdığını vurguluyor. Başörtülü öğrenci sayısının azaldığını kaydeden Paker, "Başörtüsüne ne toplumun ne de devletin karışması doğru değil." ifadesini kullanıyor.

Paker'in sözünü ettiği bilimsel araştırmayı TESEV adına 2006 Mayıs ayında Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Binnaz Toprak gerçekleştirdi. Araştırma sonuçları, genel izlenimlerin aksine örtünen kadınların oranında 1999 yılına göre düşüş olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmada önce başörtüsü konusunda toplumdaki algı rakamlarla ortaya konulmuş. Buna göre son on yılda başını örten kadınların sayısında bir artış olup olmadığı sorusuna deneklerin yüzde 25'i çok büyük artış olduğunu, yüzde 39,1'i ise biraz arttığı cevabını vermiş. Diğer bir deyişle halkın yüzde 64'ü örtünen kadınların sayısında artış olduğu kanısında. Çarkoğlu ve Toprak, izlenimlere dayalı bu görüşün araştırmalarında doğrulanmadığını dile getiriyor. Çarkoğlu ve Toprak, gerçek durumu şöyle açıkladı: "Sokağa çıktığında başını örtmediğini belirten kadınların oranı 1999'da yüzde 27,3 iken, bu oran 2006 anketinde yüzde 36,5'e çıktı. Eşarp/başörtüsü/yemeni takanların oranı yüzde 53.4'ten yüzde 48,8'e düşmüştür. Çarşaf giyenlerin oranı 1999'da yüzde 3,4 iken bu oran yüzde 1,1'e inmiştir. Türban takanların 1999'da yüzde 15,7 olan oranı ise 2006'da yüzde 11,4'e geriledi."

Araştırma, en son Anayasa Mahkemesi eski başkanı Mustafa Bumin'in dile getirdiği "başörtüsü yasağı kalkarsa üniversitelerde başı açık öğrenci kalmaz." yönündeki endişelerin de yersiz olduğunu gözler önüne seriyor. Çünkü son ankette üniversite çağındaki genç kızlar arasında başörtülü sayısının azaldığı görülüyor. Buna göre 18-24 yaş arasında türban taktığını söyleyenlerin oranı yüzde 20,6'dan yüzde 11,3'e indi.

Binnaz Toprak ve Ali Çarkoğlu'nun verdiği bilgiye göre 1999'da çarşaf giydiğini söyleyen küçük azınlığa 2006 araştırmasında rastlanmadı. 18-39 yaş grubundaki kadınlar, hemen hemen hiç çarşaf giymiyor. Çarşaf giyenler olsa bile bunlar genel nüfusta rakamlarla ifade edilebilecek bir oranda değil.

 

 

Bu haber 435 defa okundu.