En Sıcak Konular

"Kusuru kendimizde ararız"

23 Mart 2015 18:35 tsi
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, kendilerine düşen görevin Cumhurbaşkanını bilgilendirmek ve eksik kalan yönleri anlatmak olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlığa devredilen Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yaklaşık 4 saat süren Bakanlar Kurulu Toplantısı'na verilen aranın ardından, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bakanlar Kurulu Toplantısı öncesinde, Başbakanlık Resmi Konutu'nda "çözüm süreci" ile ilgili bir toplantı yaptıklarını belirten Arınç, Nevruz öncesi ve sonrası gelişmeler hakkında, çözüm sürecinin içinde bulunduğu şartları tekrar değerlendirdiklerini söyledi.

Arınç, Bakanlar Kurulu'nda gündemdeki ilk maddenin TBMM ile ilişkiler konusu olduğunu vurgulayarak, bugün ve bundan sonraki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çalışma takvimi hakkında, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, tarafından sunum yapıldığını bildirdi.

Arınç, toplantıda, Başbakan Davutoğlu'nun da seçim süreciyle ilgili AK Parti genel merkezinde yaptığı çalışmalar, katıldığı kongre ve toplantılarla ilgili bilgi verdiğini ifade etti.

Arınç, bir soru üzerine, cumartesi günü "Barış Kenti Kudüs" ile ilgili toplantıdan sonra, pazar günü de Yeni Dünya Vakfı'nda üniversite öğrencilerine yönelik verdiği konferanstan sonra konuşmalar yaptığını, bu konuşmaların kamuoyunun malumu olduğunu dile getirdi.

Bazı medya mensuplarının bu konuşmaları, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hükümet veya kendisiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında çekişme, ihtilaf ya da karşı karşıya gelme  durumu olduğunu belirten yazılar yazıp, dedikodular yaptığını" belirten Arınç, "Arınç fevri çıkış yaptı, duygusal tepki verdi, paralel devlet tartışmalarından ayrı düşmüşlerdi, şimdi intikam alıyor" gibi çok basit, sığ, terbiye dışı şeylerin konuşulduğuna işaret etti.

"Duygularımı karıştırmam"

Ülke ve millet meselelerine duygularını karıştırmadığını vurgulayan Arınç, sözlerini söyle sürdürdü:

"Yeni bir siyasetçi değilim. Yıllardan beri Parlamento içi ve dışında, Meclis Başkanlığında, devlet, hükümet yönetiminde bulunmuş bir insanım. Dolayısıyla tecrübelerimle gönlümden, kalbimden geçenleri birleştirerek, bir şeyler söylersem, elbette bunun tartışmasını kamuoyu yapabilir. Ama bunun kötü niyetli bir tartışma olduğunu söylemek için doğrusu sözlerimi ya anlamamak veya yanlış anlamaktan kaynaklandığını söyleyebilirim.

Biz Sayın Cumhurbaşkanımız ile duygusal polemiklere girecek tıynette insan değiliz. Ona karşı bir nezaketsizlik yapmayı hiçbir zaman aklımızdan geçirmeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ile hukukumuzun yıllar öncesine dayandığını ve ateş çemberlerinden geçerek bugünlere geldiğimizi herkesin bilmesi lazım. Rahat yataklarımızda, ayaklarımızı uzatarak evlerimizde sadece bunların lafını ederek bugünlere gelmiş değiliz. Türkiye'nin her tarafını köyleriyle, kasabalarıyla, Avrupa'nın her yanını düşündüğümüz inancımızı ve ülke için gördüğümüz hayırlı işleri anlatarak geçirmiş, cezaevlerinden, DGM'lerden, siyasi yasaklı olmaktan, cuntacılıktan bugünlere kadar süzüle süzüle safiyetle samimiyetle gelmiş insanlarız.

Sayın Cumhurbaşkanımız ile olan hukukumuzun bir kardeşlik hukuku, bir dava arkadaşlığı hukuku olduğunu herkesin bilmesi lazım. Birileri bilmeyebilir, o yüzden vesile oldunuz, tekrar söylüyorum: Sayın Cumhurbaşkanımız devletin başıdır. Milletimizin birliğini temsil eder. Bu Anayasa'daki konumudur. Ama bunun dışında da bizim liderimizdir, yıllarca başbakanlığımızı yapmıştır, çile insanıdır ve örnek bir aile reisidir, milletini candan seven bir insandır ve halkımızın kahramanıdır. Bunları her zaman bilen, gözyaşlarıyla bu sevgiyi her zaman takdir eden bir insanım. Ama şunu düşünmemiz lazım: Sayın Cumhurbaşkanımız, bazı konularda düşüncelerini ifade ediyor. Eğer o düşünceler yanlış kanaate, eksik bilgiye, yanlış yönlendirme gayretinde olan insanların adeta hoşuna gidecek bir noktaya geliyorsa bize düşen, haşa onu eleştirmek değil, onu yanlış bulduğumuzu söylemek değil, onu bilgilendirmektir, olayın eksik kalan yönlerini anlatmaktır. Benim iki gün üst üste yaptığım konuşmaları tek tek analiz ederseniz, en ufak bir saygısızlık göremezsiniz, muhatap alma göremezsiniz, polemik göremezsiniz. Ben hükümetin bir üyesiyim. Hükümetimi belli konularda elbette savunurum, yanlış anlamalara yol açabilecek eksik bilgileri tamamlamak da benim görevim olur. Dolayısıyla o günkü yaptığım konuşmaların, ben samimi olarak karşılandığını ve bundan artık diyalog yollarının ve kanallarının daha çok açılması gerektiğinden hareket ederek bugün geldiğimiz noktayı faydalı, yararlı bir nokta olarak görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilişkilerimiz sadece Anayasal çerçevede Cumhurbaşkanlığı ve hükümet ilişkilerini belli bir noktada götürmek değil, aynı zamanda Türkiye için çağ atlatacak noktada, en büyük gelişmelerde imzası bulunan, toplumsal kardeşliğimizi pekiştiren, ülkenin maddi kalkınmasında en önemli hizmetleri yapmış bir insanın, vatandaşlarımızın, yurttaşlarımızın, fakirlerin, yoksulların, kimsesizlerin sevgilisi haline gelmiş bir insanla, aynı zamanda saygıya ve sevgiye dayalı bir arkadaşlığımız da vardır."

"Kusuru kendimizde ararız"

Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini hiç yanlış anlamayacağını, kendisinin de bugüne kadar onun sözlerini hiçbir zaman küçültücü, insanlara karşı söylenmiş alçaltıcı bir ifade olarak kabul etmediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Çözüm Süreci ve diğer konularda, Sayın Cumhurbaşkanımızı eksik bilgilendirmişsek, belli konularda görüş ve düşüncelerine layıkı veçhile eğer karşılık verememişsek, kusuru kendimizde ararız. Ama kamuoyu bazı şeyleri tartışmaya başlamışsa o zaman da bunu en güzel şekilde ifade etmek bizim vazifemiz olur. Benim adım Bülent Arınç, söylediğim sözler ortadadır. Bunların arkasında hiç kimse bir şey aramasın. Ben cam gibi bir adamım, önüm arkam bellidir. Kimsenin adamı değilim, kimsenin çantasını taşımadım. Ben siyasi hayatımın sonunda, Allah kısmet ederse iki ay sonra, başım dik alnım açık olarak gezeceğim. Hiçbir akçeli işte benim ismim geçmez. Hiçbir dürüst olmayan ilişkide benim ismim geçmez. Ben hayatını, sevgisini, aşkını, gençliğini, çocukluğunu, evlatlarını bu dava için harcamış, tüketmiş bir insanım.

Her sözümün arkasında kimse 'Acaba neden bunu söyledi' diye herhangi bir şey aramasın. Başkaları için arayabilirsiniz ama ben bu hesapları yaparak bugünlere gelmiş bir insan değilim. 8 Haziran'da sokağa çıktığım zaman 'Bu adam namuslu, dürüst, vicdanlı bir adamdı. Doğru söylerdi, doğru söylediği için de dokuz köyden kovulmuştu. Helal olsun' diyeceklerini biliyorum. Başkaları için teminat veremem ama benim için böyle denmesi milyarlara, trilyonlara sahip olmaktan çok daha değerlidir.

Arkadaşım soruyor, 'Sayın Başbakan ile bunun öncesinde görüştünüz mü'. Bütün şerefimle temin ediyorum, cumartesi ve pazar günü yaptığım konuşmada, konuşacağımı değil ki içindeki içeriğini konuşmuş olayım."

AA



Bu haber 959 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,048 µs