En Sıcak Konular

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Japonya'da

16 Mart 2015 14:10 tsi
Kurtulmuş, Sasakawa Vakfınca düzenlenen konferansa katıldı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, milletler, farklı kültürlere mensup insanlar arasında yaşanan sorunların rıza ve müzakereye dayalı görüşmelerle çözülmesi gerektiğini belirterek, "Önce toplumların içinde toplumsal mutabakatları sağlayacağız. Sonra toplumlar arasındaki farklılıkları da rıza ve müzakere esasına göre kaldıracağız ve beraber yaşayacağız. Bunu yapmayı sağladığımız zaman, coğrafyalarımızı ortaklaştırırız. Coğrafyalarını ortaklaştırmayı beceremeyenler, insanlıklarını ortaklaştıramazlar" dedi.

Kurtulmuş, Sasakawa Vakfınca düzenlenen konferansta yaptığı "Yeni Bir Dünya Barışı Mümkün" başlıklı konuşmasında, dünyanın büyük kriz ve kaoslar döneminden geçtiğini söyledi.

Dünyanın hemen her bölgesini kapsayan siyasi, ekonomik, toplumsal krizlerle karşı karşıya kalındığına işaret eden Kurtulmuş, bu çerçevede İslam dünyasının, Orta Doğu'da bu karışıklıklardan, krizlerden, kaoslardan fazlasıyla nasibini aldığını belirtti.

"Özellikle Orta Doğu ve İslam coğrafyası söz konusu olduğunda eş zamanlı var olan, perde önünde birbirine karşıymış gibi görünseler de perde arkasında birbirini destekleyen maalesef iki farklı gelişmeyle karşı karşıyayız" diyen Kurtulmuş, bunlardan birisinin DAEŞ ve benzeri terör örgütleri, diğerinin de İslamofobi faaliyetleri olduğunu bildirdi.

"Dünyanın dört bir tarafında devam eden krizler, kaoslar, çatışmalar, yokluklar, kıtlıklar, açlıkları göz önünde bulundurduğumuzda cevap bulmamız gereken soru şu, acaba günümüz dünyasında gerçek bir küresel barışı ve paxı kurmak mümkün müdür?" ifadesini kullanan Kurtulmuş, İslam medeniyetinin geçmiş uygulamaları ve temel prensipleri çerçevesinde dünya barışına yapılabilecek katkıları anlattı.

Farklı dinden, kültürlerden, etnik gruplardan insanların birlikte barış içinde yaşayabileceğini, tarihte bunun çok fazla örneği bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, İslam medeniyetinin öncülük ettiği dönemlerde dünya, insanlık tarihine altın harflerle kazınan üç örneği paylaşmak istediğini belirtti.

Kurtulmuş, bunlardan birisinin Batılıların "pax ottomana" dediği, Osmanlı küresel barış düzeni sayesinde Balkanlar'da 5 asır süren barış ve dostluk ortamı olduğuna dikkati çekti.

Balkanlarda farklı din, mezhep, etnik yapı ve kültürden insanların 5 asır boyunca bir arada yaşadığını kaydeden Kurtulmuş, bu bölgedeki "komşu kapıcık" uygulamasını anlattı.

İkinci örneği de bugün dünyanın en karışık bölgelerinden olan Filistin topraklarından, Kudüs'ten vereceğini belirten Kurtulmuş, 402 sene boyunca Osmanlı idaresindeki Kudüs eyaletinde Hristiyan, Mülsüman ve Yahudilerin, farklı etnik yapıdan insanların bir arada bulunduğunu vurguladı.

"Bunu nasıl sağladılar? Hiç kimseye karışmadılar. Ben buna Kopenhag kriterlerine benzer şekilde Kudüs kriterleri diyorum" ifadesini kullanan Kurtulmuş, herkesin dinini dilediği gibi yaşadığını, dini, gelenekleri konusunda dilediği şekilde eğitimini aldığını, sivil toplumunu oluşturabildiğini, serbest ticaret ve serbest dolaşım hakkına sahip olduğunu söyledi.

Bu 5 hakkı bundan asırlar önce verebilmiş bir medeniyetin birikimine bugün insanlığın gerçekten ihtiyacı olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Bu 5 temel kriteri alın, dünyanın her yerinde uygulayın, dünya barışını rahatlıkla sağlarsınız" görüşünü bildirdi.

Üçüncü örneğin de bilim, kültür, sanat ve birçok konuda öne çıkan Endülüs Emevileri olduğunu kaydeden Kurtulmuş, bu medeniyetin herkesi eşit gördüğünü, "Allah'tan başka galip olmadığı" anlayışını benimsediğini dile getirdi.

"Dünya barışının kurulabilmesi için barışa müsait bir perspektife, barış penceresinden bakan bir bakışa ihtiyaç var" değerlendirmesinde bulunan Kurtulmuş, bütün dünyada barış eksenli yeni bir paradigmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

-"Dünya babamızın malı değildir"

İslam medeniyetinin 5 temel gerçeğini anlatan Kurtulmuş, "Bunlardan birincisi, biz baktığımız pencereden bütün insanların yaradılışta eşitliğini görüyoruz" dedi.

İkincisinin de "insanların her birinin seçme özgürlüğüne sahip bulunması" olduğunu belirten Kurtulmuş, Allah'ın insanlara kendisine inanıp inanmama özgürlüğünü dahi verdiğini aktardı.

"Üçüncüsü ise hakkın ve haklının esas olması" diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Dünyaya yön veren, düzen kuran şey güçlü olmak değil, dünyada etrafında düzen kurulması gereken şey haklı olmaktır ya da bizatihi hakkın kendisidir. Bugün dünyada yaşadığımız birçok çatışmaların, kavgaların temelinde bu yatıyor.  Maalesef bugünkü dünya düzeninde haklı olan değil, kim güçlüyse onun sözü geçiyor.

Bugünkü BM teşkilatı, BM altyapısı nasıl kuruldu? BM, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, savaşın galibi olanların güç sahibi, hak sahibi olduğu prensibi üzerine kuruldu. Dünyanın 5 tane büyük ülkesi, savaşı kazandı diye dünyanın hakimi oldular. 5 ülke bir tarafa, 195 ülke bir tarafa. Dünyada hangi sorunu çözmeye kalkarsanız kalkın, bu 5 ülkeden biri, eğer onun onayını almıyorsanız, veto hakkını kullanıyor ve çözüme ulaşamıyorsunuz."

Suriye, Filistin ve Ukrayna örneklerini veren Kurtulmuş, "Mesela niçin Japonya, Türkiye BM Güvenlik Konseyi'nde değildir veya niye BM Güvenlik Konseyi diye bir platform var da ülkelerin bir kısmı ayrılmış bir kısmı kenara bırakılmıştır? Bir Amerikalı'nın, bir Rus'un, bir Fransız'ın bir Japon'dan, Türk'ten, Endonezyalı'dan, Malezyalı'dan ne farkı vardır da onlar dünyanın üstün insanları, diğerleri dünyanın onlara tabi insanları olsun" diye konuştu.

Güçlünün haklı olduğu prensibinden hareketle dünyada adil bir sistemin kurulmasının mümkün olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Oysa bizim medeniyetimizde güçlü olan değil, haklı olan kimse onun hakkını vermek esastır" dedi.

Kurtulmuş, İslam medeniyetinin temel kural şeklinde dünyaya sunduğu dördüncü konunun "İnsanların evrene müsahhar kılınması" olduğunu dile getirdi. Herkesin evrendeki varlıklardan istifade etme hakkına sahip olduğunu kaydeden Kurtulmuş, ancak birilerinin dünyanın hakimi olduğu iddiasında bulunduğunu, dünyaya mülkü gibi baktığını belirtti.

Afrika'da kolonyalizm nedeniyle yaşananlara dikkati çeken Kurtulmuş, "Dünyanın dört bir tarafından, 'Dünyayı biz yöneteceğiz' hırsı içinde olanlar, bütün yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip olmaya çalışıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Böyle bir anlayışla dünyanın yönetilemeyeceğine işaret eden Kurtulmuş, "Bizim perspektifimizden, büyük medeniyetin paradigmasından baktığınızda, sadece dünya değil evren de bütün insanların ortak malıdır. Dünya babamızın malı değildir. Biz dünyaya önün için mülkümüz gibi bakmayız, tevarüs duygusuyla bakarız" dedi.

Kurtulmuş, İslam medeniyetinin dünya barışını sağlamak bakımından ortaya koyduğu önemli konulardan birinin de "marufun egemenliği" olduğunu kaydetti.

Marufun "Kim olursa olsun, hangi dine, dile, kültüre sahip olursa olsun, herkesin kabul edebileceği ortak doğrular" olduğunu dile getiren Kurtulmuş, yardımlaşma, iyilik, adalet gibi insani değerleri örnek gösterdi.

Kurtulmuş, "Bizim esas amacımız bu marufu evrensel hale getirmek ve bu marufun etrafında insanları bütünleştirmektir" ifadesini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bu 5 temel prensip etrafında bir paradigma oluşmasına, güçlü şekilde gelişmesine katkıda bulunulması durumunda, insanlar arasında eşitliği, barışı esas alan yeni bir paxın kurulmasının mümkün olduğuna inandığını vurguladı.

-"Zihni, kalbi barış olmayanların dilinden barış dökülmez"

Bütün bunların yapılmasının insan tanımıyla ilgili olduğunu anlatan Kurtulmuş, modern tanımlardan birinin "insan insanın kurdudur", diğerinin de "İnsan ekonomik bir hayvandır" şeklinde olduğuna dikkati çekti.

Böyle düşünenlerin barışı, eşitliğe, karşılıklı saygıya ve toleransa dayanan bir dünyayı kurmasının mümkün olmadığına işaret eden Kurtulmuş, "Halbuki bizim medeniyetimizde insan 'ahsen-i takvim' kavramıyla tanımlanmıştır. Bu 'insan yaradılışın en güzel şekliyle yaratılmıştır' demektir" diye konuştu.

Kurtulmuş, "İnsanı konuşturanın dili değil zihni, zihninin hükmettiği kalbi ve kalbinin hükmettiği dilidir. Zihni, kalbi barış olmayanların dilinden barış dökülmez, dillerinden barış dökülmeyenlerin ellerinden barış sadır olmaz" görüşünü bildirdi.

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışına işaret eden Kurtulmuş, aslolanın devlet değil insan olduğuna işaret etti.

İnsan toplulukları arasında farklılıklar olabileceğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Milletler arasında da farklı kültürlere mensup olan insanlar arasında da tabii ki gerilimler olabilir, tabii ki anlaşmazlıklar olabilir. Tam da sorun buradadır, anlaşmazlıkları nasıl çözeceğiz? Daha çok silahı olan mı kazanacak, atom bombasını atıp Hiroşima'yı, Nagazaki'yi yok edenler ya da sarin bombası atıp kendi şehirlerini yok edenler mi çözecek? Ya da beğenmediğiniz Filistinlilerin topraklarını işgal ederek, onları o topraklardan sürerek mi Filistin İsrail barışını sağlayacağız? Hayır değil. Bunun yolu, aramızdaki sorunları rızaya ve müzakereye dayalı olarak yaptığımız görüşmelerle insan gibi çözmeyi başarabilmektir. Bunun için de rızaya ve müzakereye dayalı, önce toplumların içinde toplumsal mutabakatları sağlayacağız. Sonra toplumlar arasındaki farklılıkları da rıza ve müzakere esasına göre çözeceğiz, kaldıracağız ve beraber yaşayacağız. Bunu yapmayı sağladığımız zaman coğrafyalarımızı ortaklaştırırız. Coğrafyalarını ortaklaştırmayı beceremeyenler, insanlıklarını ortaklaştıramazlar."

AA



Bu haber 815 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,092 µs