Putin’in İslam kartı!

18 Eylül 2007 14:22 tsi
Soğuk Savaş sonrasında küresel hesaplar oldukça değişti. Amerika’nın tek merkezli dünyasına karşı çıkan Rusya İslam ile elinden geldiğince temas kurmaya, İslam’ı uluslar arası siyasetinde bir koz hale getirmeye çalışıyor. Bakın Rusya bunun içi

Soğuk Savaşın ikinci süper gücü Rusya 90’ların hemen başında çöktüğünde Amerika’nın iki ülke arasında yaşanan rekabeti kazandığı iddia edilmişti. Soğuk savaş sonrasında dünya tek merkezli bir hale geldi. Hatta bu 2 binli yılların başına kadar böyleydi. Ancak 1998’de Rusya’da yaşanan devlet başkanlığı değişimi ve Rusya’nın enerji potansiyelini doğru bir şekilde kullanması Rusya’ya hızlı bir ekonomik büyüme getirdi. Bir örnek vermek gerekirse Rus enerji şirketi Gazprom’un 2001 yılındaki değeri on altı milyar dolarken altı sene içinde değerinin dört yüz milyar doları geçtiği tahmin ediliyor.

"İslam da Ortodoksluk gibi diplomatik araç"

İşte bu ekonomik dönüşüm siyaseti, siyasi dönüşüm askeri gelişimi, askeri gelişim Rusya’nın dünyaya bakışında tekrar eski konumuna yükselmesinin önünü açtı. Rusya artık özellikle Balkanlar ve Ortadoğu ile ilgili gelişmelere doğrudan taraf olmaya kendi rızası dışında bölgede adım atılmasına karşı çıkmaya çalışıyor. Elbette Rusya Balkanlarda önemli bir şekilde etki yitirdi ve pozisyon kaybetti. Rusya için Balkanların son kalesi “Kosova” ki onun da orta vadede Rusya’nın elinden çıkacağını uzmanlar sık sık vurguluyor. Ancak Rusya balkanları ve doğu Avrupa’yı AB’ye “kaptırmış” olsa da yine de söz konusu ülkelerle ilişkisini koparacak gibi görünmüyor. Ukrayna ve Gürcistan’daki renkli devrimlere nasıl direndiği, hala onlarla nasıl mücadele ettiği ortada. Ancak daha önemli olan Rusya’nın eskiden kendisine bağlı olan ülkelere yönelik farklı bir politika geliştirmesi: Ortodoksluk! Putin liderliğindeki Rusya ortodoksluğu adeta siyasi bir araç olarak kullanıyor. Rusya’nın Ortodoksluğa bakışı ile İslam’a bakışı benzerlik taşıyor.

İslam dünyası Putin'in merceğinde...

Rusya bir yandan İsrail-Filistin görüşmelerinin yürütüldüğü Ortadoğu dörtlüsünün üyesi. Öte yandan ise İKÖ’ye (İslam Konferansı Örgütü) gözlemci statüsüyle katılmak istiyor. Rusya’nın aslında İKÖ’de daimi üyeliği hedeflediği iddia eldenler arasında.

Rusya’nın İslam dünyası ile bu denli yakın ilgilenmesinin bir sebebi var. ABD’nin Ortadoğu politikası sonrasında Washington yönetiminin psikolojik olarak bölgede esamesinin okunmadığını, Amerika’nın yumuşak gücünü tamamen kaybettiğini görüyor Rusya. Bu yüzden doğan güç boşluğunu doldurmak için adeta yarışıyor. Elini erken tutmak istiyor.

Diyalog konferansı

İşte bu yüzden Rusya son günlerde İslam dünyası ile olan ilişkilerini geliştirme arayışında.
Başkent Moskova'da düzenlenen 'Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kültürler Arası ve Dinler Arası Diyalog' konferansı önceki gün sona erdi. Konferansa katılanlar arasında yer alan Rusya Devlet Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Leonid Sükyanin, komünizmin dinin toplum üzerinedeki etkisini inkar etme çabasının başarılı olamadığını beliretek, "Sovyetler döneminde dinin belli bir döneme ait olgu olduğuna ve zamanla da yok olacağına inanıyorduk." dedi. Cihan haber ajansına konuşan Rus bilim adamı, "Sovyetler Birliği on yıllarca süre yaşatmaya çalıştığı komünizm ile 'din' kavramının toplum üzerindeki etkisini inkar etmeye çalışıyordu. Ancak zamanla gördük ki bu yaklaşım tamamıyla yanlış." ifadelerini kullandı. Çağdaş Rusya'da Hıristiyanlık, İslamiyet, Yahudilik ve diğer dinlerin ülkenin kültürel ve manevi gelişiminde etkin rol üstlendiğini belirten öğretim görevlisi, "Her şey mükemmel değil, çeşitli sorunlar mevcut. İşte bu sorunlar bugün burada gerçekleşen konferansta konuşuluyor. Genelde bakıldığında Rusya başka dinlere hoşgörülü olmaya çalışıyor. Çıkan problemlerin çözümü için de çaba sarf ediyor. Bu da önemli bir aşama." diye konuştu.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,205 defa okundu.