En Sıcak Konular

Engin Ardıç: Dağ fare doğuracak

18 Eylül 2007 11:21 tsi
Engin Ardıç, Anayasa taslağını yazdı: "Kemalistler korkmasınlar, yumuşak bir anayasa geliyor... Dağ fare doğuracak!"

Engin Ardıç / Akşam

Dağ fareyi doğurmak üzere

Kemalistler korkmasınlar, yumuşak bir anayasa geliyor... Dağ fare doğuracak!

Çünkü yeni anayasa taslağı buram buram “bürokrat korkusu” kokuyor, Profesör Ergun Özbudun’a kızmanıza hiç gerek kalmadı. Boşuna telaşlandınız.

Hükümet “bir şeyler yapmak” istiyor ama tam da başaramayacak. “Bürokrasi ne der” endişesi, “asker gene darbe yapar mı” korkusu, denge arayışı çabası, yeni taslakta fena halde sırıtıyor.

Cumhurbaşkanı seçiminde sağlanamayan şu ünlü “uzlaşma”, galiba bu sefer burada sağlanacak!

Yeni taslakta Milli Güvenlik Kurulu’na dokunulmamış, yalnızca kuruldan jandarma genel komutanı çıkarılıp kurulun “paşalar cephesi” bir kişi azaltılmış...

“Doğal hakim” ilkesi getirilmemiş, yani siviller gene askeri mahkemelerde yargılanabilecekler.

Din dersi gene zorunlu ders, ancak istemeyen dilekçe vererek girmeyebilecekmiş... Bizim çocukluğumuzda da öyleydi... Fakat veliler “okul idaresi ve arkadaşları sonra ne der” endişesi içinde kalırlar, hiçbir veli çocuğunu bu dersten muaf tutmazdı... Biz de “dersi kıran gayrımüslim arkadaşlara gıpta ede ede” o derse kuzu gibi girerdik... “Mahalle baskısı” deyimi henüz icat edilmemişti.

Din dersi, “din kültürü dersine” dönüştürülmedikçe bütün bu “reform benzeri numaraların” hiçbir anlamı yoktur.

Değiştirilemez maddeler de aynen kalıyorlar... Örneğin, “eskisinin prozodisi bozuk, yarışma açalım, yeni bir milli marş besteletelim”, ya da “başkenti Ankara’dan Kayseri’ye aktaralım” diyebilmek gene yasak... (Öyle yapalım demiyorum, canı çekene öyle yapmayı tartışabilme ve önerebilme özgürlüğü istiyorum. Kabul görmez, o ayrı.)

Cumhurbaşkanında yüksek öğrenim şartı aranarak, gene seçkincilik yapılmış.

Hiç öyle “sistemi temelden sarsacak gelişme” falan yok, muhalif politikacıların korktukları gibi...

Artı puan, üniversitelerin kendi rektörlerini kendileri seçmeleri, yıllardır savunduğumuz şekilde.

Fakat, yalnızca planlama ve koordinasyon görevi verilse bile, YÖK kalıyor!

Üniversitelere “mali özerklik” gene yok.

Seçimle gelmiş belediye başkanının, İçişleri Bakanı tarafından görevden alınabilmesi gibi antidemokratik uygulamalar gene var mı? Prof. Özbudun kaldırmış ama parti mahfillerinde bu konu havada kalmış.

Cumhurbaşkanı yüksek hakimleri atayamayacak ama Adalet Bakanı’nın hakim ve savcı atamalarındaki ağırlığı ortadan kalkacak mı? Belli değil.

Eh, üniversiteye çarşaf, mayo, kısa etek, sarık, şalvar, cüppeyle girmek de gene yasak. Türban konusunun taslağa girmesi ya da girmemesi başbakana bırakılmış. Başbakan da topu taca atarsa ne olacak? Bir hükümetin türbanı serbest bırakabilmesi, onun yerine gelecek başka bir hükümetin yasaklayabilmesi kabul edilecek, iki tarafa da mavi boncuk mu verilecek?

Memur dokunulmazlığı da, MİT ve TSK için açık, diğer memurlar için gizlice, gene korunmuş. İttihatçılar’ın ünlü Memurin Muhakemat Kanunu ilkeleri yokedilmemiş, azıcık sulandırılmış. Her an yeni bir kanun yapıp bu dokunulmazlığı bütün memurlara “teşmil” etmek gene mümkün.

Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese Türk denecekmiş... Eskiden ne deniyordu, pigme mi?

Demek ki bazı arkadaşların ısrarla istedikleri gibi kurucu meclis açmaya, toplumun en geniş kesimlerinden katılım aramaya, yani işi böyle birtakım “suret-i Hak kılıflarıyla” yokuşa sürmeye falan hiç gerek yokmuş, bu iktidardan da buraya kadarmış... Herkesin maçasının da bir “sıkma haddi” varmış...

Ne diyelim? Atatürk’ün “idare-i maslahatçılar esaslı inkılap yapamazlar” sözünü mü hatırlatalım, yoksa ünlü fıkrayı mı zikredelim, madem öyleydi, biz bunu neden yedik?

 



Bu haber 487 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,784 µs