En Sıcak Konular

İzmir Valiliği’nin skandal kararına tepkiler dinmek bilmiyor

11 Mart 2015 16:22 tsi
İzmir Valiliği’nin çok tartışılan basın açıklaması, gösteri ve yürüyüş yasağına tepki gösteren 13 oda, meslek odası, sendika ve STK, ortak bir basın açıklaması yaptı.

İzmir’deki 13 sendika, meslek örgütü, sendika ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, İzmir Valiliği’nin 3 Mart 2015'te yayımladığı siyasi parti, sendika, dernek ve STK’ların hiçbir kamu binası önünde basın açıklaması yapamayacağına dair genelgesine karşı ortak basın açıklaması düzenledi. İzmir Barosu’nun evsahipliğindeki açıklamayı okuyan Baro Başkanı Aydın Özcan, genelgenin iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açtıklarını söyledi. Baro Başkanı Aydın Özcan, İç Güvenlik Paketi yasalaşmadan İzmir’de uygulanmak istendiğine dikkat çekerek, İzmir Valiliği’nin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı genelge yayımlamasının kabul edilemez olduğunu belirtti. İzmir Valiliği’nin genelgeye gelen tepkiler üzerine yayımladığı, ortada yasaklama olmadığı ve basının durumu abarttığı şeklindeki açıklamasını da eleştiren Özcan, “Yanlış anlaşıldı diyor ama kararın ekinde, uyulmadığı takdirde idari para cezası kesileceği karar altına alınmış. Dolayısıyla hiç de yanlış anlaşılacak bir durum yok. Kamuoyu ve STK’lar, valilin aldığı kararı çok iyi almamış durumdalar. Onun için de tepkilerini gayet demokratik olarak ortaya koymaktadırlar.” dedi. Yasağın ardından basın açıklamaları yapmaları için kendilerine gösterilen bir alan olmadığını da ifade eden Özcan, basının suçlanmasını da kabul etmediklerinin altını çizdi. Özcan, “Basın, kamuoyunu bilgilendirme görevini yapmıştır. Basının bu şekilde kısıtlanmak istenmesini de antidemokratik ve basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu. "Bundan sonra basın açıklaması yapacak olursanız nerede yapacaksınız, yasak sınırlarına nereleri girmiyor?" sorusuna Özcan, bu kararı açtıkları davalarla bertaraf ettikten sonra istedikleri yerde basın açıklaması yapacaklarını söyledi. Basın açıklamasına katılan bazı temsilciler de yasak alanına denizin girmediği karşılığını verdi.
 
"GENELGE ANAYASA VE AİHS'YE AYKIRI"
 
Baro Başkanı Aydın Özcan, ortak basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Valilik, STK’lar tarafından yapılacak her türlü düşünce açıklamasını yer, zaman, şekil itibariyle kısıtlayarak, kullanılacak cihaz ve platformlara dahi müdahale ederek neredeyse olanaksız hale getirerek hakkın özüne müdahale etmektedir. Gerçekte, valiliğin anılan kararı ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle teminat altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, kamu güvenliği ve genel asayiş yönünde düzenleme gerekçesiyle ortadan kaldırılmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi, bu hakların kullanılmasının ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabileceğini düzenlemiştir. Ancak kanunla sınırlanabilecek bu özgürlüklerin valilik kararıyla kısıtlanması kanunilik ilkesini bertaraf eden, kanundaki sınırlama ölçütlerini ihlal eden ve valilere tanımamış yetkilerin kullanılmasını içeren adeta OHAL dönemi uygulamasını anımsatmaktadır.”
 
"VALİLİK YETKİ GASPI YAPMAKTADIR"
 
İzmir Barosu olarak, uluslararası anlaşmalar ve üst hukuk normlarının tümüme açıkça aykırılık teşkil eden valilik kararına karşı idare mahkemesinde iptal davası açarak yürütmeyi durdurma talep ettiklerini ifade eden Özcan, “Önemle belirtmek isteriz ki şehrimizde bugün itibariyle kamu düzeni ve genel asayişi bozacak bir olay yaşanmamışken valiliğin almış olduğu bu karar, mevcut iktidarın siyaseten yıpratılmaması çerçevesinde alınmış bir tedbir mahiyetindedir ancak idari amir olan valilik, İzmir halkının, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini siyasi iradeden üstün tutmalıdır.” diye konuştu. Özcan, İzmirlilerin özgürlüklerine sonuna kadar sahip çıkacağını ve fiili sıkıyönetim uygulamalarını kabul etmeyeceğini sözlerine ekledi.
 
"YUNANİSTAN’A YAZI YAZALIM, MEYDANLARINI BİZE VERSİNLER"
 
Toplantıya katılan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Valisi Mustafa Toprak’a genelgeyi bir an önce geri çekmesi için çağrıda bulundu. Yürütmeyi durdurma davası devam ederken sokaklardan çekilmelerini kimsenin düşünmemesi gerektiğini söyleyen Sarı, “Bu alınan kararlar, sıkıyönetim kararlarıdır. 12 Eylül’ün ayak sesleri gibi şimdi yeni darbelerin ayak sesleridir. Pilot bölge olarak İzmir seçilmiştir, İzmir cumhuriyetin, demokrasinin özgürlüklerin şehridir. Eğer İzmir Valiliği bize kentte basın açıklaması yapacak yer bırakmıyorsa o zaman uluslararası sözleşmelere bunu intikal ettirelim, Yunanistan devletine yazı yazalım, bize meydanlarını versinler, gidelim orada yapalım. Oysa biz kendi ülkemizde basın açıklamasını her özgür birey, kurum gibi yapmak istiyoruz.” dedi.
 
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Melih Yalçın ise daha önce yaptığı bir açıklamada, "Bu İç Güvenlik Paketi geçmese dahi İzmir’de bu yasaları uygulamaya gönüllü bir vali ve emniyet müdürü var." dediğini hatırlatarak, “Tam da İç Güvenlik Paketi görüşülürken paketi de aşacak şekilde İzmir Valiliği’nce kararlara imza atıldı.” diye konuştu.
 
Ortak basın açıklamasına İzmir Barosu, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası, İzmir Diş Hekimleri Odası, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, Türk–İş 3. Bölge Temsilciliği, KESK Şubeler Platformu, Birleşik Kamu İş İzmir Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, İzmir Eczacılar Odası ve İzmir Veteriner Hekimler Odası katıldı.

İZMİRLİ AVUKATLAR: KEYFİ YASAĞI TANIMIYORUZ

İzmir Barosu’na kayıtlı avukatlar, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın adliye çevresinde, İzmir Valiliği’nin ise il genelindeki kamu kurum ve kuruluşları önünde basın açıklaması ve yürüyüşlerini yasaklayan kararını tanımayacaklarını açıkladı. Berkin Elvan'ın ölüm yıldönümünde İzmir Adliyesi önünde toplanan avukatlar, savcılık ve İzmir Valiliği’nin yasak kararlarına tepki göstererek, “Bu nedenle hakkımızda soruşturma açıldı. Burada adımızı, soyadımızı söyleyerek ifade özgürlüğümüzü kullanacağız.” dedi. Basın açıklamasından sonra avukatlar, tek tek mikrofonu alarak kendilerini tanıttı ve. “Fikir özgürlüğümü kullanmak için buradayım.” dedi.

Önce İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, adliyenin önünde ve çevresinde basın açıklaması, yürüyüş, gösteri yapılmasını yasakladı. Bunun ardından geçen gün İzmir Valisi Mustafa Toprak, vilayet ve kaymakamlık binaları başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları önünde basın açıklaması, yollarda gösteri ve yürüyüş yapılmasının yasaklandığına ilişkin bir açıklama yaptı. Çağdaş Hukukçular Derneği üyeleri, 26 Şubat 2015 tarihinde İzmir Adliyesi önünde bir basın açıklaması yapmıştı. Açıklamaya katılan yaklaşık 40 avukat hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı’nın izniyle soruşturma açtı. Hem savcılığın hem de İzmir Valiliği’nin gösteri, basın açıklaması, yürüyüş gibi etkinliklere kısıtlama getirmesini protesto eden Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği ve Çağdaş Avukatlar Grubu’na üye avukatlar ile İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri, yine İzmir Adliyesi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı.

Burada konuşan Av. Dinçer Çalım, daha önce yaptıkları basın açıklaması sebebiyle haklarında soruşturma açıldığını belirterek, “Cumhuriyet Başsavcılığı, adliyenin eklentilerinde toplantı, gösteri ve yürüyüşlere kısıtlama getiren bir açıklama yaptı. Biz buna da bir cevap verdik ve bunu tanımayacağımızı söyledik. İfade özgürlüğü, bildiğiniz gibi diğer haklara kaynaklık yapan bir hak. İfade özgürlüğü hakkını biz kullanacağız. Toplantı hakkımızı, gösteri hakkımızı, yürüyüş hakkını kullanacağız. Hem savcılığın hem valiliğin bu yasaklarını protesto etmek için biz burada basın açıklaması yapıyoruz. Berkin Elvan için, adalet için buradayız. Adım Dinçer Çalım, ifade hakkına sahip çıkacağız ve hem valiliğin hem savcılığın bu kararlarını protesto edeceğiz.” dedi.

"KENDİ ADIMI VE SOYADIMI AÇIKLAYARAK BAŞLAYACAĞIM"

Ortak basın metnini okuyan Av. Eylem Yıldız, “Kendi adımı ve soyadımı burada açıklayacağım ki şu anda burada not almakta olan görevli memurlar, daha sonra fotoğraflardan teşhislerini yapmakta, tutanaklarını tutmakta fazla zorlanmasınlar. Adım Eylem Yıldız, İzmir Barosu’na kayıtlı avukatım. Bugün sevgili Berkin Elvan’ın ölüm yıldönümü ve ne yazık ki İzmir Valiliği'nin, şu an bulunduğumuz merdivenleri dahi bize yasaklayan kararına karşı burada Berkin’e sahip çıkmak üzere, Berkin için adalet istemek üzere sizlerle, meslektaşlarımızla ve bize katkılarını sunan dostlarımızla birlikteyiz.” dedi. Berkin Elvan’ın öldürüldüğü olayı hatırlatan Av. Yıldız, “Çocuk, ekmek almaya değil de sokağın coşkusuna kapıldı örneğin. Hattâ eline sapan aldı, taş attı. Başına gaz kapsülü isabet ettirip öldürmek mi gerekiyor? ‘Emri ben verdim.’ diyerek polisleri korumak, hattâ ödüllendirmek mi gerekiyor? Onun daha çocuk olduğunu hatırlatmak üzere mezarına bilye koyan anneyi yuhalatmak mı gerekiyor? Berkin Elvan’ı katledenler nerede? Onlar yargıdan muaflar.” diye konuştu.

"ÇOCUKLAR ÖLMESİN DİYE İÇ GÜVENLİK PAKETİ'NE KARŞIYIZ"

Çocuklar sokakta öldürülmesin diye İç Güvenlik Paketi'ne karşı çıktıklarını aktaran Eylem Yıldız, “İç Güvenlik Paketi henüz yürürlükte değil, Meclis'ten geçmedi fakat İzmir’de uygulamalar erkene alındı. İzmir kenti için genel arama kararları çıkartılıyor. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, adliyeden ses vermemizi istemiyor. Avukatların açıklamaları soruşturmaya konu oluyor. İzmir Valisi basın açıklaması yapmayı, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne dayanak göstererek yasaklamaya kalkıyor. Nerede yapılacak basın açıklaması? Hemen hemen hiçbir yerde. Kimler yan yana gelecek açıklama için? Hemen hemen hiç kimse. Biz, demokrasi için mücadele etmekten vazgeçmeyecek olanlar, Berkin Elvan için ve bütün çocuklar için adalet aramaya devam edeceğiz. Çocukları öldürenlerin yargı önüne çıkarılması için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Tek adamın konuşmasına, diğer herkesin biat etmesine, ayarlanmış idari kararların yok hükmünde olduğunu, yüksek sesle her yerde haykıracağız. Güvenlik paketine ve İzmir’de erkene alınmış tüm uygulamalarına karşı çıkacağız, geçit vermeyeceğiz.” dedi.

Açıklamanın ardından eyleme katılan avukatlar, tek tek mikrofonu alarak kendilerini tanıttı ve, “İfade hakkımı kullanıyorum. Berkin Elvan için adalet istiyorum.” dedi. Av. Nergiz Tuba Aslan ise şunları söyledi: “Ben de valilik ve savcılık tarafından hayatımıza fiilen sokulan sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamalarını protesto ediyorum ve tanımıyorum. Berkin Elvan ve öldürülen diğer tüm çocuklar için adalet istiyorum istemeye devam edeceğim.”

(CİHAN)
 

Bu haber 658 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,685 µs