Üç istan projesi | " /> Üç istan projesi | "/>

En Sıcak Konular

Irak'ta bölünmenin adı: Üç istan projesi

18 Eylül 2007 08:31 tsi
Irak'ta bölünmenin adı: Üç istan projesi 
Ortadoğu Projesi kapsamında yürütülen psikolojik operasyon ve bunların bir sonucu olarak piyasaya sürülen "Made in Pentagon" raporları uzun bir zamandır kafaları karıştırıyor... Bu raporlar arasında Irak'ın üçe bölünmesini hedefleyen ve 12 Haziran 2007

Türkiye ve Ortadoğu bölgesi, 11 Eylül sonrası süreçte "ikinci dönem"e giriyor. Son olarak İsrail, Suriye ve Türkiye üçgeninde yaşanan gelişmeler ve bölgede yükselen tansiyon bunun bir göstergesi olarak gündemdeki yerini fazlasıyla almış durumda.  
 
Bu bağlamda, ABD ve İngiltere'nin Irak'tan çekilme yolunda verdikleri mesajların ardından, İsrail'in Suriye'deki bir türlü açıklanmayan ve ucu Türkiye'ye dokunan hava operasyonu, Filistin-İsrail bağlamında yeniden başlayan çatışmalar/saldırılar ve İran'a dönük yeni "tehdit dalgası", Ortadoğu bölgesini topyekûn bir şekilde yeni bir krize sürüklüyor. Bu yeni ve hızlı süreçte, Irak'taki iç dinamiklerin Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin şahsında, alışılmışın dışında, Amerikan yönetimini rahatsız eden yeni diplomatik atakları ve son ziyaretlerle netlik kazanmaya başlayan yeni bölge politikası, her nedense pek dikkatleri çekmedi. Oysa Maliki'nin Irak'a komşu ülkeler öncelikli, bölge dinamikleriyle yeni bir süreci başlatması ve bu çerçevede ortaya koyduğu tavır, bir anlamda Vaşington'a rağmen Bağdat'ın kendi politikaları ve tercihi olarak ön plana çıkmaya başlamıştı. Irak bağlamında bölge, yeni bir sürece gidişatın sinyallerini verirken, bu yeni süreçten ABD yönetiminin duyduğu rahatsızlık, bizzat ABD Devlet Başkanı Başkan George W. Bush tarafından ortaya konuldu. Bush, ülkesinin, Irak Başbakanı Nuri el Maliki'yi İran'da kendi deyimiyle "yapıcı olmayan bir rol oynamaya çalışırken yakalaması" halinde, bunun bedelini ödetmekle üstü örtülü bir şekilde tehdit etti. Diğer taraftan da, Irak'ın bölünmesinin sadece şiddeti artıracağı konusunda Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile hemfikir olduğunu söyleyerek, bir anlamda Irak'ın bölünmesini bir kez daha gündeme taşıdı. Burada, Bush'un ne kadar hemfikir olduğu hususu, aslında bir anlamda Irak'ın geleceği ile ilgili sadece kafa karıştırmaya devam etmekten başka bir anlam taşımıyor.

Aslında, Ortadoğu Projesi kapsamında yürütülen psikolojik operasyon ve bunların bir sonucu olarak piyasaya sürülen "Made in Pentagon" raporları uzun bir zamandır kafaları karıştırıyor. Bu kafa karışıklığını, bölge ülkelerinin Irak'ta güç boşluğunu "gönüllü" bir şekilde doldurmaya yönelik son açıklamaları ve bu kapsamda ortaya çıkan yeni tablo, süreci içinden daha çıkılmaz bir hale getiriyor. Bölge ülkelerinin açıklamalarıyla, (örneğin İran'ın açıklamalarına karşın başta Arap Birliği olmak üzere, bölge ülkelerinin verdiği tepki gibi) Irak'ı yeniden yapılandırmayı esas alan gelecek senaryoları arasındaki farklılıklar/tezatlar da, bu endişeleri derinleştirmekten öte bir anlam taşımıyor. Bu raporlar arasında Irak'ın üçe bölünmesini hedefleyen ve 12 Haziran 2007'de ABD'nin ünlü "Brookings Institution" tarafından yayımlanan rapor, ilk etapta akıllara geliyor. "Yumuşak Rapor" olarak da hafızlarda yer edinen "The Case for Soft Partition in Iraq" başlıklı senaryo çalışması, bu tezadı net bir şekilde ortaya koyuyor. İlgili düşünce merkezinin uzmanları Edward P. Joseph ve Michael E. O'Hanlon tarafından hazırlanan söz konusu raporda, Irak üç ana bölge (Şii, Sünni ve Kürt) şeklinde parçalanıyor ve bu bölünme uluslararası topluluğun katkıları ile Iraklılar tarafından gerçekleştiriliyor. Raporda ayrıca, Irak'ı bölmenin iç savaşın şiddetlenmesinin ve çatışmanın çevre ülkelere yayılmasının önlenmesi için de en iyi çare olduğu ortaya konuluyor.

ABD'nin stratejisi: Böl, çatıştır ve yönet!

Oysa, işgal öncesi Irak'ın toprak bütünlüğünün korunacağı bizzat ABD Devlet Başkanı George W. Bush tarafından açıklanmış ve Bush, 27 Şubat 2003 tarihinde yaptığı açıklamada "Kaosa yol açmak ya da Irak'ın toprak bütünlüğünü tehdit etmek isteyenlere karşı güvenliği sağlayacağız" demişti, aynen son dönemde Irak Başbakanı Nuri el Maliki'yi rahatlatmak bağlamında sarf ettiği "Irak'ın bütünlüğünde hemfikiriz" merkezli açıklamasında olduğu gibi. Bu noktada ya Bush doğruyu söylüyor ya da adı geçen enstitü, Bush'un "samimi kararına" rağmen hayal kuruyor!

Ortadoğu'nun daha küçük parçalara ayrılarak, daha düşük maliyet ve kayıpla Amerikan hegemonyasının ve İsrail'in güvenliğinin, bölgesel gücünün/liderliğinin sağlanmasını esas alan ABD, gerçekte bu son rapor ile yeni oyunu Ortadoğu'nun kendi iç dinamikleri üzerinden yürütmeye çalıştığını ve çok bildik bir yöntemle, bölgeyi birbirine kırdırarak bu amacına ulaşmak isteğini, bir kez daha ortaya koyuyor! Zira Amerika'nın bölgede "Yeni Ortadoğu Projesi" kapsamında uygulamaya koyduğu strateji böyle bir harekâtı ve beraberinde ortaya çıkacak gelişmeleri bir anlamda kaçınılmaz kılıyor. ABD, böylece, Irak'ta uğradığı başarısızlık ortamından ve İran karşısında düştüğü durumdan kurtulmak, Türkiye ile ilişkilerini yeni bir düzleme taşımak ve her şeyden öte, Irak'ta başlayan yeni sürecin önünü kesmek istiyor. Irak'taki açmazdan Şii-Sünni çatışması ile çıkmak isteyen ABD, gelinen aşamada bu planının tutmadığını görmüş durumda. Bölge ülkelerinin sonradan sonraya oyunun farkına varmaları ve Irak merkezli bir Şii-Sünni çatışmasından uzak durmaları ve burada özellikle Türkiye'nin oynamış olduğu rol, bir anlamda ABD'yi hayal kırıklığına uğratmış durumda. Bundan dolayı ABD, bölgedeki başarısızlığının temel nedenlerinden biri olarak gördüğü Türkiye'yi bir anlamda cezalandırmak ve yine Irak üzerinden bölgede yeni bir istikrarsızlık ve çatışma alanı yaratmak istiyor. Dolayısıyla burada, ABD'nin yeni bir oyunu ile karşı karşıyayız. Bu oyunun merkezinde ise etnik bazda Türkler, Araplar ve Kürtler yer alıyor. Mezhepsel bazda ise Sünni-Şii ikiliği ve tüm bu unsurları yeni bir kanlı iç hesaplaşmaya yürütecek, bölge devletlerini de savaşın içine çekecek "üç -istan projesi."

Yeni dönemde, Irak'ın güneyinde bir Şii devletinin kurulması, her ne kadar başlangıçta bölgede Şii ekseninin kuvvetlenmesi ve İran'ın güçlenmesi olarak değerlendirilmeye çalışılsa da, aslında bu Şii devletiyle çok daha farklı noktalar hedefleniyor. Bu anlamda Irak'ın güneyinde kurulacak Şiistan, her şeyden önce bölgede İslami birlik düşüncesini mezhepsel bazda yıkmayı ve Şii devletiyle bu ayrılığı derinleştirerek, yeni çatışma alanları, potansiyelleri yaratmayı hedefliyor. Güneyde kurulacak Şiistan ile Necef ve Kum Şii ekolleri arasındaki rekabeti ve mücadeleyi kızıştırma ve böylece Kum ekolünün merkezi olan İran ile Irak merkezli Necef arasında liderlik mücadelesini kızıştırarak, Şii dünyasını bölme ve İran'ın Şii dünyası üzerindeki nüfuzuna darbe vurma da bu hedefler arasındaki yerini alıyor. ABD, Şiistan üzerinden Ortadoğu başta olmak üzere diğer ülkelerdeki her türlü Şii örgüt ve yapılanmalar üzerinde kontrol sağlama ve yeni devlet içinde İran yanlısı ve karşıtları arasındaki resmi netleştirmek suretiyle, Irak'ın güneyinde bir temizlik harekâtı gerçekleştirmek ve akabinde İran'a yönelik bir operasyon durumunda, Şiistan ile Irak Şiilerinin İran'a yönelik olası desteklerinin önüne geçmek ve hatta mümkünse Irak Şiilerinin desteğini alarak, İran'a yönelik operasyonda elini kuvvetlendirmek istiyor. Bu hedef, tek kelimeyle, tam Pentagonluk!

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI
 
DOÇ. DR. MELİH CAN

zaman



Bu haber 383 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,163 µs