En Sıcak Konular

Başörtüsü kararlı Başbakan'a bırakılmadı

17 Eylül 2007 19:17 tsi
Başörtüsü kararlı Başbakan'a bırakılmadı AK Parti Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, Anayasa taslak tasarısı üzerine yapılan spekülasyonları değerlendirdi. Ergin, başörtüsü konusunun Başbakan Erdoğan'a bırakıldığı yolundaki iddiaları yalanladı ve nasıl yürütüleceğini anlattı

AK Partili Ergin, iddiaları yalanladı

Hilal TV Basında Bugün programına katılan AKP Grup Başkan Vekili Sadullah Ergin Feridun ve Arzu Erdoğral’ın sorularını yanıtladı…

- Yeni sivil Anayasa taslağının son şekli ne zaman çıkar ve taslağın şekli nasıl olur? Başörtüsü ile ilgili kısmın Başbakan Erdoğan’a bırakıldığı da söyleniyor…


- Bilim Kurulu tarafından hazırlanan taslak partinin kurmuş olduğu komisyon tarafından incelendi. Burada bilim kuruluyla tartışılması, istişare edilmesi gerekli noktalar tespit edilmişti daha önce. Sapanca’da üç günlük süre içerisinde bu karşılıklı görüşmeler yapıldı. Burada işte başörtüsüdür yok eğitim konularıdır, Başbakan’a bırakıldığı gibi bir ifadenin doğru olmadığını düşünüyorum.

Bu çalışma sonrasında taslağın tamamen partinin yetkili kurulunda Başbakan’ın başkanlığında yapılacak toplantılarda değerlendirilecek, gözden geçirilecek. Bu manada şu madde bu madde oraya bırakıldı gibi değerlendirmelerin ben yanlış anlaşılacağı kanaatindeyim.

Bu nedenle bu çalışma sonrasında taslak tamamen yine parti yetkili kurullarında görüşülecek ve kamuoyuyla ondan sonra paylaşılacak. Tabi ortaya konan hedef önemli. Türkiye belki de ilki başarmanın gayreti içerisinde. Bütün bunlar gözardı edilmemeli. Türkiye’de 1921 ve 1924 anayasaları savaştan çıkmış, hücum ehli tarafından yapılmış. 1961 anayasası bildiğiniz gibi ve 1982 anayasası askeri müdahalelerden sonra oluşturulan ve bir seçime dayanmadan oluşturulan meclisten tarafından yapılmıştır. İlk defa olağan şartlar altında milletin hür iradesiyle oluşmuş bir parlamentonun bir anayasa yapma gayreti, girişimi var.

Doğrusu bunun örneğini bulamadık yani bu çalışmaları başlatırken nasıl yapılmalı, hangi yöntemler takip edilmeli diye araştırdık ama bu alanda yapılan ilk çalışma, bu şekildeki parlamentonun yaptığı ilk çalışma. Türkiye bunu başarabilmeli diye düşünüyorum. Bu çalışmanın arkasından farklı niyetler aramak doğru değil. Türkiye bu fırsatı değerlendirmeli diye düşünüyorum.

KİM NE DEDİ, NASIL ÇARKETTİ

- Sivil anayasa sürecinde medyanın rolü ne olmalı?

- Yıllardır siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, anayasa üzerine söz söyleyenlerin önemli bir kısmı bu anayasa değiştirilmelidir, bu askeri müdahale dönemi anayasasıdır ve demokratik bir ortamda yapılmamıştır gibi yıllardır bu eleştirileri yapanlar, siyasetçiler, kurumlar bile bu iş gündeme geldiğinde önceki tutumlarından çark etmeye başlamışlardır ve yapılması istenen şeyi değil yapanlar üzerinden bir bu hareketi engelleme gayreti içerisine girilmiş gibi gözüküyor. Oysa bu ihtiyacı muhalefet partileri de belirtmiş yıllarca.

Yargı alanında söz sahibi olan barolar birliğinin çalışmaları var, TÜSİAD’ın daha önce yaptırmış olduğu anayasa taslakları var, bu çalışma bütün bunlardan istifade etmiş. Barolar birliğinin yaptığı çalışma bizim için referans kaynağıdır bu çalışmada, hem TÜSİAD’ın hem daha önce siyasi partilerin yaptığı çalışmalar bunlardan belli önemli alıntılar yapıldı.

Bu taslak yüksek akademik kurulun ya da Ak Parti’nin kendi gayretleriyle oluşmuş bir taslak değil Türkiye’de bir çok üniversitenin bir çok sivil toplum örgütünün ve yargı organlarının savunma kurumlarının yapmış olduğu çalışmalardan esinlenerek ortaya bir taslak konulmaya çalışıldı.

Dolayısıyla aslında yıllardır bu konuda sözüm var ben söz söylemek istiyorum diyen her kesimin belli ölçüde bu taslağa katkı sağladığını düşünüyorum. Tabi bu taslak açıklandığında bunları tekrar tekrar konuşacağız ama önemli olan şu; dün ne söylüyordunuz, önceki gün ne söylüyordunuz, bugün hangi noktadasınız? Bu kurumlar açısından siyasetçiler açısından önemli bir turnusol görevi görecektir.

Bugünkü konjonktürde dün dünde kaldı ben bugün farklı şeyler söylüyorum diyenleri de bu toplum görecek ama biz bu çalışmanın bir gerilim alanı oluşturmasını arzu etmiyoruz. Bizim yapmak istediğimiz şey; Artık Türkiye’yi 21. yüzyılda taşıyacak mantaliteye ve kriterlere sahip, çağda, özgürlükçü, demokrat bir anayasa… Bunun peşindeyiz.

Tartışmaya açılacak oluşturulan bu metin her kesimin katkısını önerisini ve eleştirisine açılacak. Bu yapılacak eleştiri ve katkılardan da istifade edilecek. Bu baştan beri deklare edildi. Burada endişenin kaynağı nedir? Bu kadar katı davranılmasını gerektiren şey nedir? Bunu anlamakta doğrusu zorlanıyorum.

ERGİN'İN EN ÇOK ÇEKİNDİĞİ KELİMELER

- Ak Parti’nin özgürlükleri daraltan kesimlere tepkisi ne olacak?

Kimse açıkça ben özgürlükleri daraltmak istiyorum diye meydana çıkmıyor da yazılan metne oluşturulan taslağa “ama, fakat, lakin” cümleleriyle başlayan yaklaşımlar geliyor. Olacak. Bu ülkede bu tür düşünce içerisinde olanlarda kendi düşüncelerini ifade edecekler ama önemli olan milletimizin büyük çoğunluğunun itibar edeceği düzenlemelerdir. O açıdan katkılar değerlendirilip referanduma sunulacak bir anayasa taslağı hazırladığımızın da altını çizmek istiyorum. En nihayetinde kurucu iktidarın asıl sahibi millettir.

Bu ülkede son sözü söyleyecek olan millettir. Bu anlamda ister Ak Partinin ve bilim kurulunun hazırlamış olduğu taslağı ister müdahalelerle gelecek olan ve son şeklini alacak olan metin en nihayetinde son söz sahibi olan millete sunulacak. Millet beğenmezse bunu geri çevirir. Dolayısıyla hiç kimsenin gereksiz ve lüzumsuz bir endişe içinde olmasına gerek yok.

Niye kapalı kapılar ardında yapılıyor diye eleştiriler geldi, herhalde mutfak çalışması herkesin gözü önünde olacak bir çalışma değil. Bir lokantaya girip bir yemek siparişi verdiğinizde mutfakta hazır olan yemek geliyor. Bizimkisi böyle de değil. Biz metni hazırlayacağız veya malzemeyi getireceğiz bunun terkibinin yapılışını yine halkın ve sivil toplumun talepleri doğrultusunda, üniversitelerin talepleri doğrultusunda belli bir şekle sokmaya çalışacağız. Bu anlamda, bu çalışmanın kamuoyuna açılacak metnin öncesi çalışma olduğunun altını çizmek istiyorum.

Oluşacak eser bütün kamuoyunun tartışmasına açıldığında buna herkesin müdahale hakkı olacak. Herkesin bu konuda fikir beyan etme ve öneri getirme şansı olacak. Bu eleştirileri de çok doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.

cafesiyaset

 

 



Bu haber 471 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,451 µs