En Sıcak Konular

'Anayasayı devlet değil halk beğenmeli'

17 Eylül 2007 16:36 tsi
'Anayasayı devlet değil halk beğenmeli' Özellikle son bir haftada geleceğimizi şekillendirecek bir konuya kilitlendik: Yeni anayasa. Yeni anayasa ile ilgili bilmek isteyebileceğeniz pek çok noktayı eski askeri savcı ve hakim, Ümit Kardaş anlattı...

Nagehan Alçı/ Akşam

Ümit Kardaş, yeni anayasa taslağına ilişkin tartışmaları değerlendirdi:

“Sürekli biz devletle nasıl uzlaşacağız kaygısı hakim. Darbe olursa olsun.

Devlete beğendirme anlayışı kabul edilemez”

Arka plan

Özellikle son bir haftada geleceğimizi şekillendirecek bir konuya kilitlendik: Yeni anayasa. Bu anayasayı hazırlayan ekip ve hükümetin ileri gelenleri Sapanca’da metne son halini vermek için adeta inzivaya çekildi. Şimdiye dek sızan taslak harıl harıl tartışılıyor.

Ancak tartışılanlara bakınca görüyoruz ki mesele birkaç konuya indirgenmiş sanki. Varsa yoksa “laiklik elden gidiyor mu?”, “Atatürk’ün ilkeleri önemini kaybediyor mu?” ve “türban serbest bırakılıp Türkiye İslami bir rejime mi dönecek?” soruları. Sanki anayasa yalnızca bu konuları düzenleyen dar bir mekanizma.

Biz de bu cuma günü meselenin neden bu kadar dar olmadığını anlamak ve yeni metin üzerine konuşmak için 22 yıl askeri mahkemelerde savcı, kıdemli hakim ve kolorduda adli müşavir olarak görev almış ve halen avukatlık yapan, Türkiye’de yargının sivilleşmesi ve asker-sivil ilişkileri üzerine kitapları bulunan avukat Ümit Kardaş ile konuştuk. Tünel’deki ofisinde bir araya geldiğimiz Kardaş “AKP cesur davranmıyor. Hak ve özgürlükleri genişletmeye çalışırken hala devlete ne verebiliriz, nasıl uzlaşabiliriz diye düşünüyor. Oysa askeri bürokrasiden çekinmeden, tamamen özgürlükçü bir anayasa yapılmalı. Darbeden korkarak hareket etmek olmaz!” dedi

 

Yeni anayasa özgürlükler açısından umutları karşılayabilecek mi?

Yeni anayasanın tartışılma biçimi çok ilginç. Sanki siyasetçiyle devlet arasında ya da devletle millet arasında bir denge, bir uzlaşı aramak gibi düşünülüyor.


Nasıl düşünülmeli?

Anayasacılık hareketinin temelinde ne var? Demokrasi, parlamentarizm. Buradaki amaç insan hak ve özgürlüklerini öncelikli olarak içermesi. Anayasalarda toplumsal mutabakat olur, devletle mutabakat olmaz.


Yeni anayasa sürecinde devletle mutabakat arayışı mı var?

Tabii, hep “biz devletle nasıl uzlaşacağız” kaygısı hakim. Tamam hak ve özgürlükleri genişletmeye çalışacağız ama bunun için neyi verelim, mantığı var.


Ama AKP bu kadarıyla bile büyük eleştirilere maruz kalıyor. Daha ileri gitmek için ortam müsait mi?

Böyle bir yaklaşım olmuyorsa yeni bir anayasa yapmanın anlamı yok.


Evet ama bırakın daha özgürlükçü olmak için diretmeyi bazı şeyler konuşulunca bile yer yerinden oynuyor. Mesela Zafer Üskül anayasa tartışmalarını başında Atatürkçülük ile ilgili konuştu diye epey başı ağrıdı.

Konjonktör müsait mi sorusunu kabul etmiyorum. Her zaman müsait. Toplum bir dinamizm içinde. Hak ve özgürlükleri bu toplum hak ediyor.


Ama darbe korkusu var. Hem toplumda hem hükümette.

Korkmayacağız. Darbe olursa olsun. Devlete beğendirme anlayışı kabul edilemez.

AKP CESUR DEĞİL


Yani AKP daha cesur mu davranmalı?

Evet. Darbeyi yapacak olanların öyle bir gücü varsa ki belki yok, belki de dış dinamikler izin vermez. Ama verirse ve güçleri varsa ve darbe yaparlarsa o zaman düşünülür.


AKP’nin yeterince cesur davranmadığı kanısına nasıl varıyorsunuz?

Mesela anayasal organ olarak MGK yeni taslakta hâlâ var.


Yetkilerinin kısılacağı iddia ediliyor ama.

Evet de pratik öyle işlemiyor. MGK’yı anayasadan çıkarıp bir dış güvenlik kurulu oluşturup, onu sizin danışma kurulunuz yapabilirsiniz.


Peki neden bunu yapmıyorlar? Anayasayı Prof. Ergun Özbudun başkanlığında, konusunda uzman bir ekip hazırlıyor.

Sayın Özbudun belki bunu böyle düşünüyordur ama AKP ile temas halinde. Herhalde ona dengelerin tutturulması söylenmiştir. Bir de anayasanın bu şekilde tartışılması da yanlış.


Neden yanlış?

Anayasayı AKP sahiplenmiş gibi görünüyor. Çıkacak metin iktidarın metni olacak. Bence önce birey düzeyine inene kadar bunun toplumda tartışılması gerekirdi. Ölçü de şu: marjinal bir kişi bile bu benim anayasam diyebilmeli.


Ama vatandaşta ne kadar anayasal bilinç var ki?

Fazla yok. Bu yüzden toplumu bu konuda partiler ve medya aydınlatmalıydı. Aceleye gerek yoktu. İlkeler sonra tartışılırdı. Tüm bunlardan sonra maddelerin yazımı teknik bir iş.


Neden bu kadar acele edildi?

Herhalde iktidar partisi bir konjonktör yakaladım, bunu devam ettireyim diyor.

Aslında askerin MGK dışında siyaset konuşması olacak şey değil. Ama konuşuyor. Bunun önü yeni anayasada Yüce Divan ile kesilebilir mi?

Herhalde kesilebilir. Askeri ceza kanununu ilgilendiren bir suç bu. Ama askeri yargıyı nasıl düzenleyecekler bilmiyorum. Bunlar çok önemli. Mesela askeri Yargıtay vs anayasal organ oldu 61 anayasasında. Bunları anayasal organlıktan çıkarmak lazım.

Kağıt üzerindekileri bir kenara bırakırsak bugün aslında en tepede olan ordu mudur?

Evet. Ordunun vesayeti çok şiddetli hissediliyor. Ve bu durum tamamen içselleştirilmiş vaziyette. Bir konu oluyor, medya hemen Paşa’ya soruyor. Asker ne dedi, aslında ne ima etti. Beden dili ne anlama geliyor, filan...


Bu yaklaşım askerin kutsallığını mı besliyor?

Evet, oysa demokrasilerde ne deyip ne demediği o kadar da önemli değildir. Ama Türkiye’de travmalar var. Siyasetçi cesur değil çünkü Osmanlı’da siyaseten katledilenler vardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında İstiklal Mahkemeleri vardı...

1980’de de sıkıyönetim mahkemeleri vardı. 12 Eylül Türkiye’nin unutmak istediği bir dönem. O dönemin ve yöneticilerin yargılanmaması bugün askerin siyasetteki ağırlığını artırıyor gibi. Sivil anayasayı tartışırken bu konuyu da gündeme getirmek gerekmez mi?

Bu sayfanın çok önceden açılması gerekirdi. Geçmişle yüzleşmeliyiz.

Mesela Kenan Evren yargılanabilir mi?

Zaman aşımından kaynaklanan zorluklar var. Onların yargılanması değil de şahıslarında bir dönemi mahkum etmek gerekir.

Askeri mahkemelerde 22 yıl

Dr. Ümİt Kardaş İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitim gördü. Kamu hukuku alanında doktorasını tamamladı. 22 yıl askeri mahkemelerde savcı, kıdemli hakim ve kolorduda adli müşavirlik yaptı. Emekli hakim albay Kardaş halen avukatlık yapıyor. Hakim bağımsızlığı açısından askeri mahkemelerin kuruluşu ve yetkileriyle askeri ceza ve yargısı üzerine kitaplar yazdı. “Türkiye’nin demokratikleşmesinde öncelikler” adlı kitabıyla Bülent Tanör birincilik ödülü aldı. Hukuk üzerine

Atatürk, askeri siyasette istemedi

Bugün asker siyasete müdahalelerini açıklarken Atatürk ilkelerine bağlılığın devamını gerekçe gösteriyor. Atatürk askerin siyasette olmasını hedeflemiş miydi?

Hayır, askerin siyasete karışması bir İttihat ve Terakki geleneği. Hatta 1909’da Selanik Kongresi’nde Mustafa Kemal İttihat ve Terakki’ye ordunu siyasete karışması orduyu zayıflatır demişti.

Ama bugün çizilen tabloda Atatürk’ün hedefi tersi gibi algılanıyor.

Evet, bu da Atatürk’ü sevimsizleştiriyor. Atatürk zaten bir şablon filan bırakmamış ki. Benim manevi mirasçılarım aklım, diyor. Bir şeyi durdurursanız ilerleme durur, diyor. Bugün kendilerine en koyu Atatürkçü diyenler ise dogmalar, kalıplar içinde bakıyorlar hayata.

12 Eylül’de bize ‘Adaleti unutun’ deniyordu


Siz 12 Eylül döneminde Diyarbakır’da görev yapmıştınız.

Evet, işkence davaları bakılmayan davalardı. Bize adaleti unutun, önceliğimiz başka şeyler deniyordu. Benim nöbetime iki olay gelmişti. İşkenceden iki ölüm. İkisi üzerinden soruşturma açtım.

Rahatsızlık yaratmadı mı bu?

Yaratmaz olur mu? Ama sorumluları bulup davalarını açtım çünkü ailelere söz vermiştim. Cesetleri ailelere teslim ettik. Bu, bir vicdan meselesiydi.

 



Bu haber 294 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    22,745 µs