Fetva uzmanlarından telefonla kişiye özel çözüm

16 Eylül 2007 17:42 tsi
Oruçlusunuz, elinize paslı bir çivi battı. Tetanos aşısı yaptırırsanız orucunuz bozulur mu? Peki bu durumda kefaret orucu mu tutmanız gerekecek?

Soruların cevabı elbette fıkıh kitaplarında vardır; ama bunun için size özel acil bir cevap almak için yapacağınız en iyi şey bulunduğunuz şehirdeki müftülüğün fetva hattına telefon etmektir. İstanbul Müftülüğü'nün fetva bölümüne Ramazan boyunca her gün bu şekilde yüzlerce soru geliyor. Fetva hattındaki üç telefona bakan üç görevli 8.30'dan 17.00'ye kadar en az 150 kişiye cevap veriyor. Yoğunluk artınca müftülüğün diğer telefonlarına da aktarıldığı için sorulara cevap veren telefon sayısı 10'a ulaşıyor. Fetva hattında görevli din hizmetleri uzmanı Nevin Meriç, oruçlu halde sürekli konuşmaktan dolayı zorlansalar da bir müminin ibadete dair sıkıntısını gidermiş olmanın manevi rahatlığını yaşadıklarını söylüyor. Meriç, "Herkes için af ve mağfiret ayı olan Ramazan bizim en yoğun çalıştığımız zaman. Ama Allah kolaylığını veriyor. Öyle bir yoğunluk yaşıyoruz ki bir ayın nasıl geçip gittiğinin farkına varmıyoruz." diyor.

Meriç'e göre Ramazan'da soruların yoğunlaşmasının sebebi, orucun çok uzun süren ve gün içinde yaşadığımız her şeyle ilgisi olan bir ibadet olması. Hastalık, yaşlılık gibi önceden belli olan durumların yanında elimize çivi batması gibi aniden gelişen sorunlar da oluyor. Ayrıca sorular sadece oruçla ilgili gelmiyor. Ramazan'ın içinde zekât, fitre, fidye, teravih gibi birçok kişiye özel uygulama gerektiren konu bulunuyor. Soruların cevapları yazılı kaynaklarda mevcut elbette; çünkü fetva uzmanları da sorulara başta Kur'an ve sünnet olmak üzere kadim kaynaklara dayanarak cevap veriyor. Ancak, kitaptan okuduğumuzun karşılığını kendi hayatımızda bulmak biraz zor olacağı için en kısa çözüm yolu yine onlara sormak. Cevap vermeden önce kişiye özel detayları sorarak en doğru bilgiyi vermeye çalışıyorlar. Örneğin, yeminin kefaretini soran birisine ne üzerine yemin ettiğini sorması gerekiyor. Bu yüzden telefon görüşmeleri özel ve önemli hale geliyor.

7 yıldır müftülükte görevli olan Nevin Meriç, soru içeriği anlamında medyadaki tartışmalarla iç içe çalıştıklarını belirtiyor. Televizyonda dine dair konuşmalar yapılırken bile canlı canlı arayanlar olmuş. Ancak, konu içeriği aynı olsa bile fetva hattının cevapları farklı olabiliyor. Medyadaki yayınlardan kafası karışan kişiler, yeterince bilgilenemedikleri için yine fetva hattını arayıp ne yapacaklarını soruyor. Medyada özellikle oruç bozan-bozmayan şeylerin çok tartışıldığına değinen Nevin Meriç, "Medya, popülerliği hedefliyor. İbadeti, keyfi engelleyen bir şey olarak gösteriyor. Ama insan ibadeti neşvesiyle birlikte yapmak istiyor. Ama bu medyanın formatına ters olduğu için karşılıklı olumsuzlama oluşuyor. Medyanın verdiği bilgi ile dinî anlamda verilmesi gereken bilgi aynı değil. İbadet üzerinden bilgiler verilirken daha dikkatli olunması gerekir." diye konuşuyor.

Nevin Meriç, oruç tutulan saatler uzadıkça şehirde yaşayan insanların fidye vermeye yöneldiğine dikkat çekiyor. Bu eğilimin orucun zorluğundan değil, hayatın meşakkatinden kaynaklandığını dile getiren Meriç şöyle konuşuyor: "İnsanlar her dönemde çalışıyordu. Oruçlu iken tarlada, madende çalışan da var. Hayatın meşakkatinin ibadeti engellememesi lazım. Sağlıklı olmak birinci derecede önemli; ama ibadetin insanın dünyasındaki anlamı kopunca uzaklaşılabiliyor. İbadetlerin Allah ile kul ilişkisindeki yerine dair insanların bilgilenmesi, maneviyata dair beslenmesi gerek. Zaten ciddi bir dinî bilgi eksikliği var. Bu yüzden sağlıklı biri, tutmadığı orucun fidyesini vermek istiyor. 'Tutamıyorum bari para vereyim' demek yanlış. Ona bakarsanız namaz da zor gelir. Bilgi eksikliği ve dünyaya ait lezzetler ibadetten uzaklaştırmaya vesile oluyor."

İstanbul Müftülüğü telefon: 0 212 512 23 20. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet adresinde (www.diyanet.gov.tr) iki ciltlik ilmihalin tam metni yer alıyor. Ayrıca sitede bütün ülkelere ait imsakiye de bulunuyor.
 
zaman

Bu haber 3,203 defa okundu.