'Hepimiz Atatürk'üz' | " /> 'Hepimiz Atatürk'üz' | "/>

En Sıcak Konular

'Hepimiz Atatürk'üz'

16 Eylül 2007 16:51 tsi
'Hepimiz Atatürk'üz'

Hepimiz Atatürk'üz. Atatürk ilke ve inkılâplarına, üstelik Atatürk milliyetçiliğine yürekten bağlıyız. Aksini kim iddia edebilir? Atatürk adını, anne, babadan, mamadan hemen sonra öğrenmedik mi?.. Peki, o zaman sorun ne? Mümtaz'er Türköne yazdı...

Öndeki süt dişlerimizi fareler yedikten sonra gittiğimiz ilkokulun bahçesinde, her gün hep birlikte heyecanla "andımızı" içerek Atatürk'e sözler vermedik mi? Her pazartesi ve cuma, İstiklal Marşı'nı coşku ile söylerken onu hayal etmedik mi? Okul bahçesinde onun büstü önünde oynamadık mı? Her 10 Kasım'da onun için ağlamadık mı? Gençliğe Hitabe'yi ezberlerken "bedhah" ile "bedbaht" arasındaki farkı öğrenmedik mi? Gaflet, dalalet ve hıyanet arasındaki sıralamayı bellemedik mi? Hangimiz, onun kargaları kovaladığını bilmez? Adaşı olan öğretmeninin, zekâsını takdir etmek için ona Mustafa Kemal ismini verdiğini duymayanımız var mı? Onun kurduğu cumhuriyetin "fazilet" olduğunu ve bizlere emanet edildiğini elbette hepimiz biliyoruz. Onun bize armağan ettiği bağımsızlığı, özgürlüğü gözümüz gibi koruyoruz. Muasır medeniyet seviyesine ulaşma idealini hep birlikte benimsiyoruz. Aksini kim iddia ederse bu ülkeye uzaktır. Eğitim sistemimizin ve müfredatımızın yabancısıdır. Türklere güvenmemek gibi bir sorunu vardır. Türk insanının zekâsını, ferasetini anlayamamıştır.

Peki, o zaman sorun ne?

Demokrasi mesafe alırken, hükmünü icra ederken rahatsızlık duyanlar neden Atatürk'ü sadece kendilerine aitmiş gibi korumaya kalkıyorlar? "Atatürk'ümüze (birinci çoğul şahıs iyelik eki ile) kimse dokunamaz" diye ayağa kalkıyorlar? Demokrasinin her ileri hamlesini Atatürk ilke ve inkılâplarına bir saldırı olarak peşinen mahkûm ediyorlar? Atatürk'ün kurduğu laik-cumhuriyetin doğrudan demokrasiden, yani halktan gelen bir tehdit ile karşı karşıya kaldığını iddia ediyorlar? Halkın tercihini beğenmeyenler neden karşımıza laik cumhuriyetin ve Atatürkçülüğün "yegâne" savunucusu olarak çıkıyorlar? Yazdığı tek bir cümle bile anlaşılmayan, ifade-i meram ve idare-i kelamdan yoksun fikir fukaraları neden karşımıza "Atatürkçü", sonra "Gerçek Atatürkçü", en nihayetinde "En Gerçek Atatürkçü" olarak çıkıyorlar? İçeriği hakkında tek cümle edemeyenler nasıl oluyor da "Atatürkçü Düşünce Sistemi"ni savunduklarını, bu sistemden taviz vermeyeceklerini ileri sürüyorlar? Peki, bu "En Gerçek Atatürkçüler" 84 yıllık Cumhuriyet'in kazanımlarına ve gücüne neden inanmıyorlar? Sağlam temellerini atan ve istikametini veren Atatürk'ün engin dehasına ve öngörüsüne neden güvenmiyorlar? Cumhuriyet, böyle bir çırpıda yıkılacak; ancak çağdışı bir dikta yönetimi altında ve silahların gölgesinde korunacak kadar çürük bir bina mı?

Muasır medeniyet seviyesine ulaşma yolunda büyük bir adım atıyoruz. Doğrudan halkın iradesinin eseri olan, milleti kaynaştıracak yeni bir sözleşmeyi, yeni bir anayasayı tartışıyoruz. "Sivil anayasa"ya karşı çıkanlar neden sadece "Atatürk'e dokundurtmayız" diye icat ettikleri bir gerekçeye sığınıyorlar? Atatürk'ün önderlik ettiği 1924 Anayasası "sivil" değil miydi? Neden Atatürk'le ve Atatürkçülükle "sivil bir anayasa" arasında bir karşıtlık kuruyorlar? Neden "En Gerçek Atatürkçüler" silahlı gücün yaptığı anayasa ile yönetilmekten utanmaz, ar etmezler de "sivil anayasa" gündeme geldiğinde ayağa kalkarlar?

Türkiye'de hâlâ çağa aykırı, muasır medeniyete fersah fersah uzak alışkanlıklar var. Ortaçağdan kalma derebeylik düzenleri ve bu düzenler içinde saltanat sürenler var. Üniversite düzenini örnek olarak alın. Türkiye'yi muasır medeniyet düzeyine taşıyan lokomotif olması gereken üniversiteler, her ileri hamleye ayak bağı oluyor. Özgür bilimin, özgür düşüncenin, bilimsel ahlâkın kaleleri olması gereken üniversiteler keyfîliğin, zorbalığın, hukuksuzluğun üretildiği ve ülkeyi de esir aldığı bir hapishaneye dönüşüyor. Ve sivil anayasa, ilkel YÖK düzenini, feodal senyörler gibi asıp kesen rektörlerin saltanatını sona erdiriyor. Geride ne YÖK kalacak ne de rektör saltanatı. Bu öyle şaşaalı bir saltanat ki, doğal olarak bu ilkel düzenin senyörleri direniyor; ayrıcalıklarını, saltanatlarını, despotluğu sürdürebilmek için ayağa kalkıyor ve ilk sözleri "Anayasa'da Atatürk'e dokundurtmayız" oluyor. Atatürk heykellerinin, büstlerinin kaideleri üzerine inşa edilmiş çağdışı saltanatlar bunlar. Sivil anayasaya dair söyleyebileceği tek söz "Atatürk'ü anayasadan çıkarttırmayız"dan ibaret olan bir üniversite, bilimi mi yoksa saltanat süren rektörlerinin çıkarlarını mı temsil eder? O zaman bize düşen, üniversiteden önce Atatürk'ün şanını ve şerefini bu güç simsarlarının elinden kurtarmak olmaz mı?

Hepimiz Atatürk'üz, hepimiz Atatürkçüyüz. Hepimiz Atatürk ilke ve inkılâplarına, Atatürk milliyetçiliğine yürekten bağlıyız. Söz veriyoruz: Onun gösterdiği "muasır medeniyet hedefi"ne doğru yılmadan, yorulmadan ilerleyeceğiz. Sivil anayasamızın her satırına onun bize bıraktığı özgürlük ve bağımsızlık mirasını bir kanaviçe gibi işleyeceğiz. Onun ismini ve manevi mirasını iktidarlarına ve saltanatlarına payanda yapanlardan kurtaracağız. Daha yükseğe, en yükseğe çıkartacağız. Bunun için onun güvendiği Türk insanına ve muasır dünyaya yakışan özgürlükçü ve hukuka sonuna kadar bağlı bir anayasa yapacağız. Atatürk'e ve onun mirasına yürekten bağlı gerçek Atatürkçüler bizleriz. Ondan aldığımız ilham ile YÖK düzenini ve rektör saltanatını yıkacak ve çağdaş bilimin önündeki engelleri ortadan kaldıracağız. Hepimiz Atatürk'üz. Ve yaşasaydı Atatürk de bizim yaptığımızı yapardı.
 
zaman



Bu haber 462 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,751 µs