En Sıcak Konular

Pax Ottomana: Avrupalılar Orta Doğu’da Osmanlı düzeni arıyor!

16 Eylül 2007 11:07 tsi
New York Times'ta çıkan ilginç yazının tam çevirisi...

Kongre üyeleri Irak’ta bundan sonra ne yapacaklarını düşünürken, belki de, İngilizler tarafından Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarında kurulan yeni bir Orta Doğu devleti(Irak) üzerine hazırlanmış 16 Temmuz 1925 tarihli bir Milletler Cemiyeti raporuna şöyle bir göz atmalılar. 

Raporda, siyasi tecrübesi az olan Irak’ın devlet adamlarının iyi niyetine rağmen güney’deki Şiilerle kuzeydeki Sünniler arasındaki siyasi görüş farklılıklarından, Araplarla Kürtler arasındaki ırksal farklılıklardan ve düzensiz kabileleri kontrol altında tutma gerekliliğinden çıkacak ciddi zorluklardan çekiniliyor.    

Rapor şöyle bir uyarıda bulunuyor: “Eğer yeni devlet desteksiz ve korumasız bırakılırsa bu sorunlar yıkıcı sonuçlara yol açabilir.”  

Çok uluslu bir imparatorluktan sürdürülebilir bir devlet oluşturma çabaları sırasında değişen çok bir şey olmadı ya da çok yavaş gelişti.  

Bu 82 yıllık rapor bana kuru bir mizaca ve zamanında Osmanlı devleti yönetimi altında yaşamış kitlelerin üzerinde otorite olduğunu iddia edebilecek İsveç dışişleri bakanı Carl Bildt tarafından ulaştırıldı. Bildt, Bosna’nın batısındaki ve Kuzey Irak’taki yerleşim yerlerini referans göstererek “Bihaç’tan Basra’ya bütün bu coğrafyada siyasal sürecin işlemesi zaman alır ve zamana dayalı koşullandırmalar da çok fazla bir önem arzetmez” diyor.  

Bildt geçenlerde Bağdat’dan döndü. İsveç, 20,000 Iraklı mültecinin bu sene dönmesini beklediği Bağdat’la ilgili müzakereler üzerinde oldukça fazla duruyor. Bu sayı ABD’ye gelen kaçak Iraklıların sayısıyla karşılaştırıldığında büyük bir rakam. Bu dengesizlik utanç verici ama bu başka bir hikaye. Iraklıların çölü çam ormanıyla takas etme gibi özel bir istekleri yok ama İsveç’in onları kabul etme meziyeti var.  

Bildt, Irak’ın başkentinde Şii başbakan Nuri El-Maliki ve Sünni başbakan yardımcısı Tarık El-Haşimi’den farklı siyasi vizyonlar işitti. Hakimiyet dayatmak yerine karşılıklı al-verlerle uzlaşmaya varma kavramı Orta Doğu için yeni bir kavramdır. 

Karşılıklı uzlaşma Balkanlarda da görülen bir düşünce değildir. Avrupa Birliği elçisi olarak Balkanlarda bulunan Bildt de Osmanlı sonrası kargaşa döneminin içinde bunu yaşayarak anladı. Bildt, diktatörlük sona erdikten sonra Yugoslavya’nın şiddetle parçalanışı ve Irak’ın bir tirandan kurtuluşu sonrasında yaşadıkları arasında büyük paralellikler görüyor.  

İki devlet de Osmanlı’nın kısmi veya tam hakimiyetinin bulunduğu topraklarda 1. Dünya Savaşı sonrası icat edilmişti. Farklı kültür, din ve etnik gruplar arasında köprü kurulması ve aynı bayrak altında bulunmaları güzel icatlardı. Ancak her ikisi de yaşanan sıkıntıları güç kullanarak çözebilecek güçlü lider yokluğunda kendi yıkımlarına neden olacak kusurlara sahipti.  

Özgürlük ilginç bir şey. Özgürlüksüz bir yaşam sefalettir. Ama Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve şimdiki Irak’a bakarsak, güce dayalı diktatör bir devlet altında toplanan insanların sahip oldukları ilk fırsatta liberal bir demokrasi kurmak yerine birbirlerinden kurtularak bağımsızlıklarını kazanma reaksiyonunu gösterdiklerine şahit oluruz.  

Çek siyaset teorisyeni Miroslav Hroch, etnik ve dini milliyetçiliğin dağılmış bir milletin içerisindeki bütünleşme faktörlerinin yerine geçtiğini gözlemliyor. Irak’ta geldiğimiz nokta da tam olarak bu. Sosyal devrim hazırlığındaki Bush yönetiminin azınlık Sünnilerin diktatörlüğünü devirmesinin ardından Şii çoğunluğun iktidara gelişi konusunda herhangi bir planı yoktu. 

Bu bir talihsizliktir. Gerçekten affedilemez bir hata ama bu yaşandı.   

Balkanları iyi bilen İsveç dışişleri bakanı Carl Bildt geniş bir perspektiften olaya bakıyor: “Eğer Osmanlı topraklarına bakarsanız, buralar Müslümandır ama değişik kültürlere karşı hoşgörüleri vardır. Bu topraklarda, 19. yüzyılda değişik bir versiyona geçerek, ulus devlet kurmanın çok zor olduğu Balkanlar, Kıbrıs ve Orta Doğu’da tecrübelerle sabit bir şekilde görüldü.” 

Bildt hızlı bir Amerikan çekilmesini hayal edemiyor. Bildt: “Iraklı liderler bir tür Amerikan çekilmesini istiyorlar, ama onlar uzun vadeli olanını tercih ederler” diyor. İran ve Suudi Arabistan, Irak’ı Şii ve Sünnilerin savaş alanı olarak gördükleri sürece barış kolay kolay tesis edilemez.  

Balkan benzerliği çok şaşırtıcıdır. Yugoslavya’nın dağılması 4 yıllık bir savaş içinde gerçekleşti ve 4 yıl sonra Kosova’da başka bir savaş daha gerçekleşti. Sadece bölgesel baskı –Avrupa Birliği üyeliğine aldanma- ve büyük bir Avrupa ve Amerikan askeri gücü ortalığı sakinleştirebildi. Kosova’nın Sırbistan’dan bağımsızlığı konusu ise hala patlamaya hazır bir bomba gibi. 

Bu kırılgan istikrar 1991 yılında Balkan savaşlarının patlak vermesinden bu yana 16 yıldır devam ediyor. Bölgesel gerçekler Irak’ın bölünmesini düşünülemez kılsa da minyatür bir Yugoslavya olan Bosna, Bağdat için belki de en yardımcı rehber olacaktır: Pamuk ipliğine bağlı ulusal hükümet gevşek bir federasyona başkanlık etmektedir.(Belki Irak’ta böyle bir hükümet modelini kabul edecek)

Eğer ABD, işgalin getirdiği sorumluluklarını yerine getirirse ve bölgedeki aktörler çatışmalardan çok belli bir harmoninin gerçekleşmesine yardım ederse, Bosna’daki gibi kırılgan istikrara ancak Saddam’ın devrilmesinden 16 yıl sonra yani 2019’da ulaşabiliriz. Yani Osmanlı’nın çöküşünden tam bir asır sonra...

(New York Times, 13 Eylül 2007, The Ottoman Swede) 
Çev: ekopolitik.org



Bu haber 449 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,137 µs