En Sıcak Konular

'Dizi'mize kadar battık, sinemayı da batırdık!

15 Eylül 2007 23:30 tsi
'Dizi'mize kadar battık, sinemayı da batırdık! 2006 yılında 35 milyon seyirciye ulaşan sinema sektörü bu yıl sıkıntı yaşıyor. Özellikle yerli filmden gözle görülür bir kaçış yaşanırken zor durumda kalan bazı salon sahipleri, mekânlarını başka amaçla kullanmayı düşünüyor.

Yaklaşık 10 ay önce, Türkiye'de sinema seyircisinin yıllar sonra ilk kez 30 milyon adedi geçtiği ve bu rakam içerisinde yerli sinemanın payının yabancı sinemayı yakaladığı haberi yer alıyordu. Bu durum son birkaç yıldır belirli bir yükseliş trendine giren yerli sinemanın seyirciyi salonlara çektiğini ifade ediyordu. Ancak, geride bıraktığımız sinema sezonunun bu yükselişe ayak uydurduğunu söylemek zor. Seyirci sayısında önemli düşüşler yaşanırken, zor durumda kalan sinema salonları ise kapılarına kilit vurmak zorunda kalıyor.

2007 yılı başından eylül ayına kadar geçen sekiz aylık sürede sinema izleyicisi ancak 20 milyon sınırına dayanabildi. Ama asıl büyük hayal kırıklığı yerli sinemada yaşanıyor. 1 Eylül 2006-31 Ağustos 2007 tarihleri arasında vizyona giren 42 yerli filmin seyirci sayısı 12 milyon 329 bin 526 kişi. Oysa bir önceki dönemde yani 1 Eylül 2005-31 Ağustos 2006 aralığında vizyona giren filmler arasında en çok izlenme oranına sahip ilk dört filmin toplam seyirci sayısı bu rakamın üzerinde. Bu dönemde toplam izleyici oranı 17 milyon 312 bin 662 kişi. Yani yerli sinema iki sinema sezonu aralığında tam 5 milyon seyirci kaybetmiş. Üstelik geçen sezon 42 film vizyona girerken bir önceki sezon vizyona giren film sayısı 27. Yani yerli filmlerdeki sayısal artış, gişeye yansımıyor.

 Yeni sezon ne vaat ediyor

1 Eylül-1 Haziran olarak kabul edilen sinema sezonu, son yıllarda biraz genişledi. Özellikle Amerika'da hareketli sezonun yaz aylarına denk gelmesi ve Hollywood yapımlarının Türkiye'de de Amerika ile aynı anda vizyona girmesi salonları hareketlendiriyor. Nitekim, yabancı filmlerin izlenme oranlarına baktığımızda Karayip Korsanları, Örümcek Adam ve Shrek gibi filmlerin yaz sezonunda vizyona girdiğini görüyoruz. Eylül ayından başlayarak aralık sonuna kadar vizyona girecek yabancı filmler arasında ise sinema izleyicisinde beklenti yaratacak yapımları görmek zor. Yani bir anlamda Hollywood'un barutu tükenmiş gibi görünüyor. Bu durumda bütün umut yerli filmlerde. Çünkü 2007-2008 sezonunda vizyona girmesi planlanan yerli film sayısının geçen sezonu geride bırakarak 50'ye yaklaşması bekleniyor. 21 Eylül'de Zeki Alasya'nın yönettiği "Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye'de" filmi ile yerli film geçidi başlarken bu sezonun en fazla beklenen filmi ise kuşkusuz Ömer Vargı'nın yönettiği Şener Şen ve Kenan İmirzalıoğlu'nun rol aldığı "Kabadayı" olacak. Eğer yerli filmler, salonlara seyirci çekmeyi başaramazsa, 2007 yılının seyirci rakamları 35 milyona dayanan 2006'nın bir hayli altında olacak.

Yerli filmde ilk 10 (1.9.2005-31.8.2006)    
Film Seyirci (Bin) Hasılat (YTL)
1- Kurtlar Vadisi-Irak 4.255.181 27.430.735
2- Babam ve Oğlum 3.813.437 25.361.337
3- Organize İşler 2.610.563 17.152.973
4- Hababam Sınıfı Üç Buçuk 2.067.661 12.950.656
5- Keloğlan Kara Prense Karşı 997.238 6.517.326
6- Maskeli Beşler İntikam Peşinde 779.798 4.912.153
7- Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? 646.274 4.222.688
8- Döngel Karhanesi 624.581 4.265.775
9- Dabbe 538.554 3.304.938
10- Beyza'nın Kadınları 272.227 1.788.368

Sinemaya ilgi neden düştü?

Peki son iki sezonun seyirci sayılarındaki bu düşüşün nedenleri neler? Sinema yazarı Mehmet Açar, bir önceki sezonda "Kurtlar Vadisi" ve "Babam ve Oğlum" gibi iki önemli filmin yer aldığına dikkat çekiyor. Ama Açar'ın estetik ile ilgili kaygıları da var. Bu yılın filmlerinin prodüksiyon ve estetik kalite açısından zayıf olduğunu belirten Açar'a göre eğer sinema televizyondaki dizilerin üzerine bir taş daha koyamazsa, seyirci de o zaman evinde oturup dizi izlemeyi tercih eder. Asıl önemli olanın bu yılın sonuçları olacağını aktaran Açar'ın son sözleri ise dikkat çekici: "Televizyonlarda bir haftada 70 dakikalık dizi çekiyorlar. Sinemacılar aylarca uğraşıp bununla rekabet edemiyorlarsa düşünmeleri lazım."

Sinemadaki seyirci kaybının temel nedeninin ekonomik olduğunu söylemek ise zor. Zira, hem bilet fiyatları bir önceki sezondan farklı değil hem de Türkiye'nin ekonomik olarak büyük bir sarsıntı geçirdiği söylenemez. Üstelik, korsan film pazarı ile mücadelede bir önceki yıla göre daha fazla mesafe kat edilmiş durumda. Tiglon ve Kanal D Home Video yetkililerinin verdiği bilgilere göre, son dönemde DVD satışlarında yüzde 10-15'lik bir artış söz konusu. Özellikle de yerli film DVD'lerinde. Buradan kesin olmasa da şu sonuca ulaşabiliriz. Seyirci geçen sezonda sinemaya gidip film izlemek yerine evinde oturup DVD'den film, televizyondan dizi izlemeyi tercih etti.

Rekabet diziler lehine döndü

Kanal D Dramalar Direktörü Pelin Diştaş, geçen sezon televizyonlarda yayımlanan dizilere ilginin bir önceki sezona göre hatırı sayılır bir şekilde arttığını söylüyor. Diştaş'ın anlattıklarından en dikkat çekici olanı, önceki dönemlerde bir dizinin sezonu sürüklediği görülürken geçen yıl 4-5 dizi önemli reyting oranları yakaladı. Televizyon ile dizi arasındaki karşılıklı birbirini besleme ilişkisinin geçen sezon için televizyon lehine döndüğü söylenebilir. Televizyon dizileri, özellikle Yeşilçam dramalarının trüklerini kullanarak seyirci çekmeyi başarırken; sinema da televizyonun yarattığı şöhretleri beyaz perdeye taşıyarak salonları doldurmayı tercih ediyor.

Önceki sezonlarda, Deliyürek, Asmalı Konak, Kurtlar Vadisi gibi dizilerin televizyondaki başarılarının beyaz perdede hatırı sayılır bir seyirciye dönüştüğünü görmüştük. Ama bu yıl, özellikle estetik açıdan, sinema diline yaklaşmaya çalışan diziler seyirciyi tatmin etmişe benziyor.

Yerlide 1 Eylül 2006- 31 Ağustos 2007* dönemi  
    
Film Hasılat (bin YTL) Seyirci (kişi)

Hokkabaz 12.973.100 1.707.996
Maskeli Beşler I.r.a.k 8.584.312 1.235.701
Sınav 7.903.619 1.156.338
Son Osmanlı "Yandım Ali" 7.578.025,50 1.080.751
Çılgın dersane 5.460.612 783.156
Dondurmam gaymak 4.551.756 627.602
Mutluluk 4.179.122 543.928
Beynelmilel 3.132.753 429.575
Dünyayı kurtaran Adam'ın oğlu 3.102.084 451.094
Amerikalılar Karadeniz'de 2.824.800 379.706
    
* 42 film vizyona girdi. 12.329.526 kişi   
gişelere 88,1 milyonYTL hasılat bıraktı.   

Kanal D Dramalar Direktörü Pelin Diştaş, geçen sezon televizyonlarda yayımlanan dizilere ilginin bir önceki sezona göre arttığına dikkat çekti. Daha önceki sezonlarda bir ya da 2 dizinin seyirciyi sürüklediğini ifade eden Diştaş'a, 2006-2007 sezonunda Binbirgece, Acı Hayat, Kurtlar Vadisi ve Yaprak Dökümü gibi dizilerin reytingde 20 puan sınırına yaklaştıklarını ifade etti. Binbirgece'nin bu oranı da geçtiğini aktaran Diştaş'a göre dizilerdeki kalite artışı seyircinin ilgisini de beraberinde getiriyor. Asmalı Konak'ın tüm zamanların en büyük reyting oranını yakaladığını belirten Diştaş'a göre, bu başarının ardından ortaya çıkan taklitleri eleyen seyirci orijinal hikâyeleri benimsedi. Diştaş, 20 puanlık reytingin yüzde 50 izlenme oranına denk geldiğini belirterek geçen sezon 4-5 dizinin birden bu orana yakın izlenme payları elde ettiğini söyledi.

DVD satışında % 15'lik artış

Geçen sezon DVD satışlarında da yüzde 10-15'lik bir artış söz konusu. Tiglon Ürün Müdürü Burcu Turanoğlu, sinemaya gitmeyi bırakan seyircinin ev sinemasını tercih ettiğinin söylenemeyeceğini ifade ediyor. Turanoğlu, korsan DVD ve VCD ile mücadelede adımlar atıldığını, istenilen düzeyde olmadığını ancak durumun önceki yıllara göre daha iyi olduğunu söyledi. Turanoğlu, son olarak VCD-DVD ortak pazarının aynı kaldığını ancak DVD satışlarında yüzde 10 ile yüzde 15 arasında bir artış olduğunu ifade etti. Kanal D Home Video yetkilileri ise şirketlerinin 2005 yılının son ayında kurulduğunu hatırlatarak 2006 yılına göre 2007'de yüzde 15'lik bir artış gerçekleştiğini belirttiler. DVD formatında satışa sunulan Türk filmlerin büyük çoğunluğunu piyasaya kendilerinin sürdüğünü aktaran Kanal D Home Video yetkilileri, en yoğun ilginin bu filmlere olduğunu aktardı.

Özen Filmin Sahibi Mehmet Soyarslan: İki salonumuzu kapatıyoruz

Yerli sinema malesef beklentilere cevap veremediğin için müşteri yoğurdu artık üfleyerek yiyor. Film adete çoğaldı ve her film ayrı reklam kampanyası ile pazara çıktı. Yani 500 bin dolarlık film de, 5 milyon dolarlık filmde aynı kampanyaya tabii tutuldu ve beklentiler yükseltildi. Ama filmler reklamın arkasını doldurmayınca seyirci de sinemaya gitmez oldu.

İlginç bir durum var. Mesela "Son Osmanlı" filmimiz televizyonda gösterildiğinde reyting rekoru kırmasına rağmen, sinemada battı. Bir diğer sıkıntı ise salonların belirli bir yerde toplanması ve birbirine çok yakın olması. Böyle olunca da salon başına seyirci adeti düşüyor. Mesela biz Etiler'deki sinemamızı kapattık. Kadıköy'deki Broadway sinemamızı ise, gece kulübü ya da spor merkezi olarak işletebilecek birisine kiralamayı düşünüyoruz. Bu durum bizim için geçerli değil üstelik. Ankara'da İrfan Demirkol sinemalarını kapatıyor.

AFM Yönetim Kurulu Başkanı A. Adnan Akdemir: Düşüş var demek için erken

Bugün gelinen noktada, seyirci sayısında bir düşüşten  bahsetmek için biraz erken olduğunu düşünmekteyiz. Geçtiğimiz yıllarda Babam ve Oğlum, Kurtlar Vadisi Irak gibi yapımlar, daha önce sinemaya gitme alışkanlığı bulunmayan kesimleri de sinemaya taşıyarak seyirci sayısında önemli bir artışın yakalanmasına vesile olmuştur. Geçen yılki gişe rekortmeni sürpriz filmlerin toplam izleyici sayılarını hesaba katmaz isek, geçen yıl ile karşılaştırıldığında aslında bir düşüş bulunmamaktadır. Dolayısıyla büyüme trendi devam ettiği için, henüz yıl bitmeden bu gelişmeyi düşüş olarak tanımlamak doğru olmaz. 2007 yıl sonuna doğru gösterime girecek olan Kabadayı, Kutsal Damacana gibi yerli yapımların bu boşluğu doldurma ihtimali vardır. Bu doğrultuda, son 10 yıllık trendde, 2007 yılı için öngörülen 30 milyon izleyici hedefi tutturulacak gibi görünmektedir.  
 

referans-şenay aydemir



Bu haber 632 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,915 µs