En Sıcak Konular

Bank Asya operasyonuna tepkiler çığ gibi

4 Şubat 2015 16:06 tsi
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), Bank Asya’nın yönetim kurulunu belirleyen imtiyazlı payın yüzde 63’lük bölümünün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kullanılması kararına her kesimden tepki yağıyor.

HAMZAÇEBİ: BDDK YÖNETİMİ GÖREVİ KÖTÜYE KULLANDI

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, polis baskınıyla Bank Asya'nın yönetimine el konulmasını değerlendirdi. Bankacılık Kanununa göre imtiyazlı paya sahip hisselerin devrinin BDDK'nın onayına bağlı olduğunu hatırlatan Hamzaçebi, bunun hukuki bir gerekçesi olmadığını, siyasi gerekçelerle yapıldığını ifade etti.

İstenilen belgelerin yüzde 60 oranında teslim edildiğini ve diğerlerinin de peyderpey teslim edilmeye devam ettiğini anlatan Hamzaçebi, bunların tamamının teslim edilme süreci beklenmeden bu imtiyazlı payların bütün haklarının TMSF'ye teslim edildiğini kaydetti. BDDK'nın görevini yapmadığını, kötüye kullandığını belirten Hamzaçebi, iki satırlık bir açıklamanın da yeterli olmadığını ifade etti.

Bir bankanın ortaklık yapısından şüphe edilmesi halinde denetim elemanlarının gönderilip araştırılabileceğini dile getiren Hamzaçebi, yetmeyecek bir sürenin verilerek yönetime el konulduğunu vurguladı. "Bu işlem hukuksuzdur. BDDK yönetimi görevini kötüye kullanmıştır." diyen Hamzaçebi, bu belgelerin tamamen verildikten sonra yönetimin tekrar hissedarlara verilmesi gerektiğini söyledi.

Hukuksuz bir süreç başlatıldığını dile getiren Hamzaçebi, "Hukuka uygun yürüyeceği kanaatinde değilim. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ben hukuk olduğuna inanıyorum. Yönetim hukuksuzluk yapabilir, bunlar yargıdan dönecektir. Bu hukuksuz işlem sahipsiz değildir. Karşısında hukuku ve hepimizi bulacaktır." diye konuştu.

Yargının, hukukun dönüp dolaşıp bu hukuksuzlukların hesabını soracağını ifade eden Hamzaçebi, af kanunun çıkarıp kendi suçlarını affederlerse ancak öyle kurtulabileceklerini söyledi. BDDK'nın bürokratların da suç işlediğinin altını çizen Hamzaçebi, bürokrat titizliğiyle kanunlara uygun davranmalarını istedi.

"HUKUKSUZ İŞLEME HERKESİN TEPKİ GÖSTERMELİ"

"Siyasetçiler birşeyler isteyebilirler. Hukuku zorlarsanız, bunun altında kalır bürokratlar. Sonra o bürokratları siyasetçiler de kurtaramazlar. Bu talimatı siyasetçilerden alarak yaptık demek, onları kurtarmayacaktır." diyen Hamzaçebi, şöyle devam etti: "Belgeleri vermedi ben de yönetime el koydum diye bir gerekçe olmaz. Denetim elemanı var, gönderirsin, alırsın. Almıyorsan o zaman sen görevini yapmıyorsun."

Türkiye'de herkesin varlığının tehlikede olduğunu belirten Hamzaçebi, hükümetin herkesin varlığına her zaman müdahale edebileceğine dikkat çekti. Bu işlemin sadece Bank Asya ile sınırlı olduğunun düşünülmemesini isteyen Hamzaçebi, bunun herkesi kapsayabilecek bir işlemin işareti olduğunu kaydetti. Hukuksuz işleme herkesin tepki göstermesi gerektiğinin altını çizen Hamzaçebi, hukuk olup olmadığına bakılması gerektiğini, burada da bir hukuk görmediğini söyledi.

Doların yükselişinin tek nedeninin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması olduğunu dile getiren Hamzaçebi, faizin, doların yükselmesi, ekonomik dengelerin bozulmasının bizzat Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları sebebiyle olduğunu kaydetti. Bu işin ters tepeceğini dile getiren Hamzaçebi, bankanın mali yapısında bir sorun bulunmadığını vurguladı.

ÖZDALGA: YAPILAN İŞ BİR İŞLETMENİN DEVLET TARAFINDAN GASP EDİLMESİDİR

Ankara Bağımsız Milletvekili Haluk Özdalga, Bank Asya yönetiminin polis baskınıyla TMSF’ye bırakılmasını “Özel sermayeye ait bir işletmenin, devlet tarafından ve keyfi bir şekilde gasp edilmesi’ olarak değerlendirdi.

Haluk Özdalga, Bank Asya yönetiminin TMSF’ye bırakılmasına yazılı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Özdalga'nın açıklaması şöyle: “Bank Asya’ya tamamen hukuksuz bir şekilde el koyulması, AKP vasıtasıyla yaratılmış bulunan azgın ve çıldırmış tek adam rejiminin geldiği son aşamadır. Yapılan iş, özel sermayeye ait bir işletmenin, devlet tarafından ve keyfi bir şekilde gasp edilmesidir. Bu azgın ve sınır tanımayan tutum, bir taraftan fütursuzca suç işlerken, ülkenin ekonomisine ve milli çıkarlarına da ağır zarar veriyor. Şimdi daha açık bir şekilde görülüyor ki, yerli veya yabancı, hiçbir sermaye grubu bu ülkede hukuk güvenliğine, iş yapma güvenliğine sahip değildir. Türkiye artık, finans veya başka herhangi bir alanda, yatırım yapılacak bir ülke değildir. Çünkü çıldırmış tek adam rejimi, her işletmeyi dilediği anda batırabilir. Hiçbir gerekçe olmadan gasp edebilir. Bağımsız yargı kalmadı, çünkü adli kovuşturma aşamasından yüksek yargı kurumlarına kadar, tüm işleyiş siyasi iktidara bağlandı ve hukuk güvenliği ortadan kaldırıldı. Özgür medya, ifade ve eleştirme özgürlüğü ortadan kaldırıldı. Türkiye bu konuda dünya sıralamasında en altlarda ve Mısır’da ki Sisi rejimine benziyor. Bank Asya’nın gasp edilmesi gösteriyor ki, yatırım ve iş yapma özgürlüğü de bulunmuyor. AKP ne dediyse ve millete ne söz verdiyse, tersini yapıyor. Siyasi tarihimizde bu denli yozlaşmış bir takiyye örneği görülmedi. Böylesine kokuşmuş bir takiyye üzerine kurulu iktidarın ve tek adam rejiminin, ülkeyi büyük bir yıkımdan başka bir yere götürebilmesi mümkün değil."

İşte siyasilerden gelen o tepkilerden bazıları:

BBP Genel Başkanı Destici: Karar siyasi

Bank Asya'ya yönelik algı operasyonuna Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici Twitter hesabından tepki gösterdi. Destici: ''BDDK'nın, Bank Asya'nın % 63'ünün TMSF'ye devri ile ilgili kararının siyasi olduğunu bankacılık sistemini takip eden herkes söylüyor.'' dedi.

Boydak Holding Yönetim Kurulu üyesi Memduh Boydak: Yarın, imkanlarımla Bank Asya'ya destek olacağım.

Bank Asyada bir miktar param var, hiçbir endişem yok. Ülkemde bir bankanın zora düşmemesi için yarın da imkanlarımla destek olacağım.

Yazar Cemil Tokpınar: Bank Asya'daki mevduatımızı 5'e katlamazsak namerdiz.

Ailece Bank Asya'da 5 hesabımız var. 5 kuruş çekersek ve mevduatımızı en az 5'e katlamazsak nâmerdiz. Panik umanlar avucunu yalayacak İnşallah.

Mahmut Tanal: Hodri meydan

Bank Asya'ya yönelik algı operasyonuna CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da tepki gösterdi. Tanal, ''Bank Asya'ya yapılan siyasi gaspa karşılık TBMM'ye dilekçe verip, maaşımın Bank Asya'ya yatırılması talimatı vereceğim. Hodri meydan...'' dedi.

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkan: Bank Asya'da hisselere değil yönetime el konuldu. Mudiler açısından telaşa mahal bir durum yok.

DSP Genel Başkanı Masum Türker: Halk, Bank Asya'nın önüne birikmemeli

Halkımıza çağrı yapıyorum; paniklemeyin. Hiçbir şey yapamazlar. Paranızı çekmenize gerek yok. Halkımızın tümüne şunu diyorum: Bugün Bank Asya'ya yarın size. Haklarınıza sahip çıkın.

Gazeteci Gültekin Avcı: Tamamen hukuksuz

Bank Asya hakkında BDDK'nın 2013 Aralık ayı değerlendirme raporu var. Sorun yok. Kent Bank'ta olduğu gibi bu hukuksuz saldırı AİHM'den döner. Kent Bank'a el koyma işlemi AİHM'ye bile varmadan Danıştay'dan geri dönmüştü. Bank Asya'ya el koyma çabası da tamamen hukuksuz.

Ekrem Dumanlı: Algı operasyonuna boyun eğmek yok, birileri suç işliyor çünkü...

Bank Asya'ya yönelik algı operasyonuna Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı Twitter hesabından tepki gösterdi. Dumanlı, "Algı operasyonuna boyun eğmek yok, birileri suç işliyor çünkü... Bunu da yaz tarih. Hesap kabarıyor... Bu akıl tutulması ile bir bankayı değil; koskoca ülkeyi batıracak birileri. Allah akıl versin... Cinnete boyun eğmek yok. Bütün beceriksizlerin ortak özelliği şudur: Değer üretemeyince, Üretilen değerleri yok etmek. Kifayetsiz muhterislere boyun eğmek yok." dedi.

GYV Başkanı Mustafa Yeşil: Kuruş çekmiyoruz, daha da yatırıyoruz.

Gazeteci Arzu Yıldız: Süleyman Aslan'ı getirsinler bari yönetime bari banyo lifine doldurduğu paralarla keselenip aklandı hem.

Hakan Şükür: Reza ve Apo'nun önüne yatana ses çıkaramayanlar hukuksuzluğa da ses çıkaramaz ve gönlünü bankasına ve davasına yatıranı anlayamazlar! Nokta. Bu ülkenin tarihini bilen, ülkesini seven kim varsa; Zulme ve hukuksuzluğa karşı yarın 1 TL'de olsa Bank Asya'ya yatırsın.

Eski Bakan Ertuğrul Günay: Hükümetin Bank Asya'ya karşı uzun bir zamandan beri yönetimini ele geçirmek ve ekonomik olarak zaafa uğratmak için sürdürdüğü gayretler biliniyor. Bu gayretler, hem hukuka aykırı hem de serbest piyasa ekonomisinin kurallarına aykırı. BDDK'nın elbette bankalar üzerinde bir denetim yetkisi var ama aylardan bu yana sürdürülen çabalar ve yapılan araştırmalar, Bank Asya'nın böyle bir yaptırımı gerekli kılacak bir tutum ve konum içinde olmadığını herkese gösterdi. Bank Asya'ya karşı yapılan girişimler ekonomik olarak zaafa uğratmak yerine, mudilerinin ve hissedarlarının daha fazla sahip çıkmasına ve bankanın öz kaynaklarının daha da güçlenmesine yol açtı. Fakat siyasi baskılar sonucunda dün akşam, hukuken son derece tartışmalı ve ülkenin genel ekonomisi açısından da son derece sakıncalı bir karar verildi. Bu karar ve uygulama, ülkemizde hukuksuzluğun ve acımasızlığın sadece sokakta gösteri yapan gençlere ya da medyada iktidarı eleştiren kalem ve fikir sahiplerine ya da çeşitli muhalif konumdaki yurttaşlara değil, ekonominin en tepe noktalarına kadar uzanabileceğini ortaya çıkardı. Bu, Türkiye için çok tehlikeli bir gidiştir. Bu gidişten ancak bütün yurttaşlarımızın sıra kendilerine gelmeden seslerini çıkarmaları, itirazlarını yükseltmeleri ve milletçe bir dayanışma sergilemeleriyle çıkılabilir.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Hukukun, demokrasinin canına okudular, şimdi de ekonomiye, milletin birikimlerine önemli bir hamle yapıyorlar. Bütün bunları dikkate aldığımızda, polis baskınlarıyla BDDK sadece bazı belgelerin tevdi edilmesiyle yaptığı bir işlemi polis mekanizması ile yapıyorsa Türkiye'de hukukun uygulanma gücü kalmamış demektir. Üzüntü verici bir tablodur. Allah'ım, Bank Asya'nın açılışını yapanlar bugün kapanması için çabalıyorlar. Omurgasızlık! Bu kadar düşmanlık olmaz! Rüşvet ve yolsuzluğun ortaya çıktı diye bunu ortaya çıkaran herkesi düşman olarak gören, bunun hesabını ver önce sen.

MEHMET GÜNAL: KRİZ SÜRECİNİ BAŞLATABİLİR

MHP Antalya Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Mehmet Günal, finansal açıdan ülkenin en güçlü üç bankasından biri olan Bank Asya'ya yapılan müdahalenin önce bankacılık sektöründe, ardından da reel krize yol açabilecek bir süreci başlatabileceği uyarısında bulundu. Bankacılığın güven üzerine inşa edilen bir sektör olduğuna dikkat çeken Günal, "İnsanlar oradan mevduatlarını çektiği zaman ekonomide döndürecek kaynak bulamazsınız. Finansal kriz ondan sonra da reel krize doğru döner. Bu güvenin sarsılması fark etmiyor, A bankası, B bankası. Bir şekilde bu, sistemin krizine dönüşür." dedi.

BDDK'nın Bank Asya'nın yönetim kurulunu değiştirmesine ilk olarak sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla tepki gösteren Mehmet Günal, yaptığı değerlendirmede bankacılık ve finans sistemine yapılan müdahalelerin polis operasyonlarına benzemeyeceği uyarısında bulundu. Bankalığın güven üzerine inşa edilen bir sektör olduğuna işaret eden Günal, "İnsanlar falancanın,filancanın bankası diye bakmaz. Orada bir şey oluşturmaya çalışılırsa bir süre sonra burada farklı şeyler de olur. Toptan sektöre güvensizlik artarsa onu durdurmak mümkün olmaz. Dolayısıyla burada yapılan siyasi operasyonlar gibi olmaz." değerlendirmesinde bulundu.

Günal, şunları söyledi: "Küçük banka, büyük banka fark etmez. Bankacılık sektörü güvenle ilgili. İnsanlar buradan mevduatlarını çekmeye başladığı zaman siz onu durduramazsınız. Ekonomi de zaten kaynak yetersizliğiniz var. Bir taraftan da Merkez Bankası ile saçma sapan bir şeye girip, suçu oraya atıp, ekonomideki başarısızlığınıza günah keçisi bulmaya çalışıyorsunuz. Böyle olduğu zaman güvensizlik oluşur. Hem para politikaları hem sektör anlamında güvenliksiz oluşur. İnsanlar oradan mevduatlarını çektiği zaman ekonomide döndürecek kaynak bulamazsınız. Finansal kriz ondan sonra da reel krize doğru döner. Bu güvenin sarsılması fark etmiyor, A bankası, B bankası. Bir şekilde bu sistemin krizine dönüşür."

"YABANCI YATIRIMCI GÜVEN, HUKUK VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK İSTER"

Türkiye ekonomisinin sıcak parayla döndüğüne de dikkat çeken Günal, finans kurumlarına yapılan müdahalenin yabancı yatırımcıyı da korkutacağına işaret ederek, "Ekonomi sıcak parayla döndüğü için elindeki mevduatları da kaybetmesi ülkenin ciddi kaynak sıkıntısı içine girmesi anlamına geleceğini söyledi. Yabancı yatırımcı sade finansal olarak bakmıyor. Güvenilir ortam, hukuki olarak öngörülebilirlik istiyor. Siz her gün kanun değiştirip kafanıza göre bugün buna kızdınız, yarın kime kızacağınız belli olmuyor. Önce ne istediler de vermedik deyip 12 yıl sonra düşman oluyorsanız, yarın kime yapacaksınız bilmiyoruz."

"YAPILAN SUÇTUR"

Kanunlara uygun faaliyet gösteren kimseye bu tür müdahalelerde bulunulamayacağını, aksinin suç oluşturacağını ifade eden Mehmet Günal, Bank Asya'nın yaşadıklarının her bankanın başına geleceğini ifade ederek, "Gerekli şartları yerine getirmeye bilirler ama kalkıp sürekli olarak biri hedef gösteriliyorsa yasal olarak suçtur. Rekabet hukuku açısından suçtur. Bankanın itibarını zedelemek açısından, bankacılık hukuku açısından suçtur." diye konuştu. Bank Asya'ya yönelik 3 Şubat müdahalesinin zamanlamasına da dikkat çeken Günal, İç Güvenlik Paketi'nin Meclis'te görüşüleceği bir döneme denk gelmesini manidar bulduğunu söyledi.

"BAŞSAVCI BAŞ EKONOMİST OLDU"

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 17-25 Aralık'ı kapatmak için intikam hissiyle hareket ettiğini değerlendiren Mehmet Günal, "Başsavcılıktan vazgeçti baş ekonomist oldu. Şimdi de bankacılık sektörüne el attı. Her şeyi biliyor. Cumhurbaşkanı oldu o da yetmedi. Sultanlık istiyor, o da yetmeyecek herhalde."

ALİ RIZA ÖZTÜRK: İNTİKAM ALMA OPERASYONU

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ile birlikte Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Cezaevlerindeki sorunlar ile Pir Sultan Abdal Derneği'nin yöneticilerinin tutuklanmasıyla ilgili bilgiler paylaşan Öztürk, AK Parti döneminde uygulanan hukuksuzluklar ve haksızlıkların arttığını söyledi.

İktidara muhalif herkese karşı hukuksuz uygulamaların yapıldığını belirten Öztürk, suç işleme oranı yüzde 400 oranında arttığını vurguladı. Tutuklu ve hükümlü sayısının şu an 162 bin 274 olduğunu dile getiren Öztürk, ceza ve infaz hukukunun iflas ettiğini, çıkarılan yasaların toplumun yaralarını sarmadığını söyledi. Öztürk, Pir Sultan Abdal Derneği'nin yöneticilerinin haksız şekilde tutuklandığını belirterek tepki gösterdi.

İç güvenlik paketine yönelik bir soruya Öztürk, "Türkiye polis devletine dönüşmeyecek; çünkü zaten polis devletidir. Olan bir şeye tekrar dönüşülmez. Bu paket polis devletinin ihtiyacı olan yasayı çıkarıyor. Artık Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıp polis devletine dönüştüğü için kendi ihtiyacı olan yasaları çıkarıyor. Türkiye otoriterleşmiştir. AKP iktidarında Türkiye yeniden şekillenmiştir. İleri demokarasi adı altında özgürleşme yönünde olmadığı gibi tam tersine kuvvetler ayrılığından kuvvetler birliğine, kuvvetlerin yapışıklığına gidilmiştir. Yasama zaten kendini yürütmeye yaslamıştır. Yargı da yürütmenin emri altına girmiştir, otoriter bir devlet yapılanması zaten kurmuştur. Şimdi 3-4 yıldır yapılan ise polis devletinin ihtiyacı duyulan yasaları çıkarılıyor. Aslında bu infaz paketidir, yargısız infaz paketidir. Yargıyı devre dışı bırakmaktadır. Yargıya ait yargılama hakkını yürütmeye vermektedir. Demokrasiden kırıntı aldığını düşünen herkes, bu pakete ve buna benzer pakete karşı çıkmalıdır." diye konuştu.

Bankasya'ya yönelik operasyon konusundaki bir soruya da Öztürk, öteden beri Cumhurbaşkanın baskısının olduğunu herkesin bildiğini ifade etti. Yurt dışı dönüşünde Cumhurbaşkanın "Niye bu bankaya el koymuyorlar" diye açıklama yaptığını hatırlatan Öztürk, Bankasya'nın işlem gören bir banka olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanın aylar önce böyle bir banka hakkında açıklama yapmasının Sermaye Pisayasası Kanununa göre suç olduğunu vurgulayan Öztürk, siyasi baskı yoluyla intikam alındığı düşüncesine katıldığını ifade etti.

Halka açık bir bankaya yönelik süpekülasyon yapmanın hem küçük yatırımcıyı zarara soktuğunu hem de güvenin sarsıldığını belirten Öztürk, "Bank Asya'ya el konulma olayını, aslında siyasi iktidarın TMSF'yi kullanarak ekonomik muhalif güçlerinden intikam alma operasyonu olarak görüyorum. Siyasi iktidar bir yandan yargıyı kullanarak diğer toplumsal muhalif kesimlerden intikam alıyor; bir yandan da kendisine karşı muhalif olan işadamlarından, ekonomik güçlerden intikam alıyor." şeklinde konuştu.

Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun 'Başkanlık diktatörlük getirir diyenleri gırtlaklamak istiyorum' sözleri için ise Öztürk, Kuzu'nun öncelikle kendisini gırtlaklaması gerektiğini söyledi. Söylediklerinin birbirini tutmadığını, başkanlık sistemine önce kendisinin karşı çıktığını hatırlatan Öztürk, ikinci gırtlaklayacağı ismin de Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade etti. Türkiye'de tartışılanın başkanlık sistemi olmadığına dikkat çeken Öztürk, Erdoğan'ın diktatör sistemi istediğini söyledi. Her şeyin patronu olmak istediğini dile getiren Öztürk, Erdoğan'ın maşallah her şeyi bildiğini kaydetti.

ÖZGÜR ÖZEL: OKYANUSLARI AŞIP YETİM HAKKINA UZANDI

Sermayesi en güçlü üç bankadan biri olan Bank Asya'nın yönetimine polis baskınıyla el koyulmasına tepkiler devam ediyor. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hırsının dağları, okyanusları aştığını, yetim hakkına uzandığını kaydetti. MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay da Bank Asya’ya yapılan işlemin, bankacılık kurallarına aykırı olduğunu söyledi.

AKP’nin faşizan bir tavır sergilediğini belirten Milletvekili Özel, “AKP, faşizminin vardığı son noktadır. Bank Asya, bu zamana kadar Bankacılık Kanunu'nun gerekliliklerini yerine getiriyordu da bir senedir mi getirmiyor? Bunca zaman Bank Asya güçleniyordu, mevzuat topluyordu, kredi veriyordu, gitgide büyüyordu. Bu banka, futbol liglerine sponsor oluyordu. Birçok büyük organizasyonda adı anılıyordu. Onların sponsor olduğu organizasyonlara AKP milletvekilleri gidiyordu. Bir yıl içinde ne değişti de Bank Asya, Türkiye'nin en tehlikeli kurumu haline geldi? İnsanlar çocuklarının rızkını, yıllarca kazandıkları paraları bu bankaya yatırdı. Recep Tayyip Erdoğan'ın hırsı dağları, okyanusları aşıyor. Hırsının yetim hakkına uzandığını görüyoruz. Zulümle abad olunmaz, eninde sonunda zulmeden belasını bulur.” diye konuştu.

Milletvekili Akçay ise Bank Asya'ya yapılan operasyonun Türkiye ekonomisine zarar vereceğini söyledi: “Bank Asya konusunun arkasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Kendisi birkaç ay evvel açık açık beyan etmişti. Bank Asya'yı batırmak için ellerinden geleni yaptılar. BBDK'da görevden almalar ve göreve getirilmeler gibi idari değişiklikler oldu. Bugün muratlarına erdiler. Bu, ekonomiye zarar verecektir. Bank Asya'ya operasyon, Bankacılık Kanunu'na aykırı bir işlemdir. Bu son derece açıktır. Bunu tamamen siyasi bir olay olarak değerlendiriyorum. Bu olayın önümüzdeki günlerde detayları ortaya çıkacaktır." dedi.

CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz de Bank Asya'ya operasyonun siyasi bir karar olduğunu ve bu kararın Türkiye ekonomisini derinden etkileyeceğini söyledi. CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diktatör tavırlarının ülkeyi bir çıkmaza sürüklediğini kaydetti.

"ANCAK DİKTA REJİMLERİNDE OLUR"

Hükümetin Bank Asya’ya karşı başlattığı operasyonun Türkiye’ye gelecek yabancı yatırımcıları olumsuz etkileceği belirtildi. Ekonomistler, özel bankaya karşı yapılan siyasi operasyonun sadece bankaya değil, tüm ülkeye büyük zarar verebileceğini ifade etti.

ABD’nin Georgia eyaletindeki Valdosta Devlet Üniversitesi Finans Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr Elvan Aktaş, Bank Asya’ya yapılan operasyonun ancak dikta rejimleri ve 3. dünya ülkelerinde görülebileceğini söyledi. “Normal şartlar altında bir bankanın kendi kendine batmasının bile, o ülkenin gerekli denetimleri yeteri derecede yapamadığını gösterir” diyen Aktaş, “Bu sadece Bank Asya’ya yapılan bir operasyon değildir. Herhangi bir yatırımın siyasi olarak engellenmesi demektir. Ancak dikta rejimlerinde görülebilecek bir durumdur.” dedi. Türkiye’ye uzun zamandır, yabancı yatırımın gelmediğine dikkat çeken Aktaş “Siz bir bankayı batırmak istiyorsanız, devlet mekanizmasında sıkıntılar var demektir. Ekonomideki dengeler bozulur. Kredi alarak yatırım yapanlar, daha fazla faiz ödemek zorunda kalir. İnsanların cebinden çıkacak masraf daha da artar. Yani bu durum sadece bankayı değil, AKP’lileri de olumsuz etkiler.”diye konuştu.

Mevduat sahiplerinın parasını Bank Asya’dan çekmedikleri takdirde, bankaya teknik olarak el konulamayacağını belirten Doç. Dr Aktaş bu durumun geçici olduğunu savundu.

Vatandaş, yarın geçmişte olduğu gibi, bankaya para yatırmaya koşarsa, bu siyasi operasyonu yapanların bir kez daha dünyaya rezil olacağını kaydeden Aktaş,

Bank Asya’nın, zaten son zamanlarda en fazla teftiş geçirip temiz çıkan bir banka olduğunu vurguladı.

Quinnipiac Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Kılıç, operasyonun zaten sıkıntılı bir dönemden geçen Türkiye ekonomisini daha fazla zorluklara iteceğini belirtti. Türkiye’nin en güçlü bankası hakkında bu tür algı operasyonlarının tüm bankaların mevduat sahiplerinde korku oluşturacağını kaydeden Prof. Dr. Kılıç “Tüm Türk bankalarının bu ortamda riski yükseleceği için dışardan borç bulması zorlaşır. Bulsa dahi çok yüksek faizlerle borçlanmak zorunda kalabilir.” dedi. Bankacılık sektörünün, kapitalist sistemin en önemli ayağı olduğunu ve tamamen insanların paralarını geri alabilme güveni üzerinde durduğunu kaydeden Kılıç Türkiye’de yapılmak istenenler bütün bankacılık sisteminin düzeltilmesi seneler alabilecek bir güven dar boğazına sokabileceği uyarısında bulundu.

(CİHAN)

Bu haber 845 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,728 µs