'Müslümanları töhmet altında bırakmak kabul edilemez'

20 Ocak 2015 13:06 tsi
TBMM Başkanı Çiçek, "Paris saldırılarının ardından tüm Müslümanları töhmet altında bırakacak açıklamalar kabul edilemez" dedi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Paris saldırılarının ardından tüm Müslümanları töhmet altında bırakacak açıklamaların ne kabul edilebilir olduğunu ne de terörle mücadeleye ve barışa katkıda bulunduğunu belirterek, "Teröristlerin isimlerinden, kullandıkları simgelerden ve söylemlerinden hareketle bir dinin mensupları suçlanamaz" dedi.
 
Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) 10. Konferansı Genel Komitesi'nin açılışında konuştu.
 
Yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve ırkçılık ile İslam düşmanlığı ve nefret söyleminin bilhassa son dönemde yükseliş eğilimine girdiğinin gözlemlendiği belirten Çiçek, bunların yaygınlaşmasının insanlığın karşı karşıya bulunduğu, medeniyetler arası uyumu tehdit eden sorunların başında geldiğini kaydetti.
 
Çiçek, şöyle devam etti:
 
"Paris saldırılarının ardından tüm Müslümanları töhmet altında bırakacak açıklamalar ne kabul edilebilir ne de terörle mücadeleye ve barışa katkıda bulunabilir. Teröristlerin isimlerinden, kullandıkları simgelerden ve söylemlerinden hareketle bir dinin mensupları suçlanamaz. Kamuoyuna hitap eden siyasetçilerin, aydınların, bilim adamlarının, din adamlarının, medya patronlarının ve basın mensuplarının söylem ve eylemlerinde çok dikkatli davranmaları, herhangi bir dinin mensuplarını töhmet altında bırakacak açıklamalardan kaçınmaları gerekir. Bu bağlamda, medeniyetler ve dinler arası diyaloğun da önemine dikkati çekmek isterim."
 
İslam ülkelerinin sorumluluğu
 
Çiçek, İslam ülkelerinin parlamentolarının, tüm üye ülke halklarının istikrar, güvenlik ve refah içinde yaşaması, bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunması bakımından kilit bir sorumluluğa sahip olduğunu aktardı.
 
Birliğin de tüm parlamentoların, İslam'ın yüce ilke ve idealleri ışığında, ortak ilgi alanlarına giren konularda görüş ve tutumların istişare edilerek koordine edildiği bir forum olduğunu vurgulayan Çiçek, Genel Komite'nin İSİPAB tüzüğü uyarınca önemli görevler üstlendiğini, bu oturumda kurumsal ve mali konularda önemli kararlar alınacağını anlattı.
 
TBMM Başkanı Çiçek, bu kapsamda genel sekreterin sunduğu rapor ışığında İSİPAB'ın 32. ve 33. raporlarının değerlendirileceğini, genel komite başkan yardımcılarının seçileceğini, konferans raportörü ve 4 daimi uzmanlık komitesinin raportörlerinin katılımıyla bir komite oluşturularak 10. konferansın nihai bildirisinin yazılacağını belirtti.
 
Filistin Daimi Komitesi'nin çalışmalarının önemi
 
Filistin Daimi Komitesi, Siyasi İşler ve Dış İlişkiler Daimi Uzmanlık Komitesi, Ekonomik İşler ve Çevre Uzmanlık Komitesi, İnsan Hakları, Kadın ve Aile İşleri Daimi Uzmanlık Komitesi, Kültürel ve Hukuki İşler, Dinler ve Medeniyetler Diyaloğu Daimi Uzmanlık Komitesi ve Müslüman Kadın Parlamenterler 4. Konferansı'nın 18-19 Ocak'ta toplanarak gündemlerindeki konuları ele aldıklarını, önemli kararların kabul edildiğini söyleyen Çiçek, komitelerin raporlarının ve kararlarının oturumda onaylanacağını kaydetti.
 
Bu komitelerdeki çalışmalara katkı sağlayan tüm delegelere, Müslüman Kadın Parlamenterler Konferansı katılımcılarına, çalışmaları ve katkılarından dolayı teşekkür eden Çiçek, bu bağlamda Filistin Daimi Komitesi'nin çalışmalarının içinden geçilen şu dönemde daha da önem kazandığını vurguladı.
 
Nijerya, İSİPAB üyesi oldu
 
Çiçek, Afrika'daki en büyük İslam ülkesi olan ve 1986'dan bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi Nijerja'nın İSİPAB'a üyeliğinin karara bağlandığını ifade etti.
 
İSİPAB'ın hayatiyeti ve etkinliği açısından mali durumunun sağlam olmasının önemine değinen Çiçek, bu çerçevede 1 Ocak-23 Aralık 2014 arasını kapsayan mali açıklama ile alınan katkı paylarına ilişkin açıklamaların dinleneceğini, Mali Kontrol Komitesi ve 2014 yılı Hesapları Raporu ile 2015'in bütçesinin kabul edileceğini söyledi.
 
Çiçek, önemli konuların ele alınacağı yoğun bir gündemin olduğunu belirterek, "Tüm delegelerin İslam ülkelerinin adalet, güvenlik ve istikrar içinde daha kalkınarak ileriye gitmesi, huzur ve refah içinde yaşaması, dünya barışına katkı sağlaması için kuruluşumuza hakim olan işbirliği ve dayanışma anlayışı içinde çalışmalarını tamamlayacağına inanmaktayım" diyerek sözlerini tamamladı.
 
TBMM Başkanı Çiçek, konuşmasının ardından konferansın gündemini oylama sundu. Oy birliğiyle kabul edilen gündemin ardından Kamerun ve Birleşik Arap Emirlikleri delegeleri, konferans komite başkan yardımcılıklarına seçildi.
 
İSİPAB Genel Sekreteri Mahmut Erol Kılıç'ın faaliyet raporu hakkındaki sunumunun ardından Bahreyn Parlamentosu Temsilcisi Abdurrahman Buali, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği'nin 2014 yılı harcamaları hakkında bilgiler verdi. İSİPAB mali belgesinin oy birliğiyle kabul edilmesinin ardından 2015 yılı bütçesi de oy birliğiyle kabul edildi.
 
Gündemin 5. maddesi olan Nijerya Federal Hükümeti Temsilciler Meclisinin İSİPAB üyeliği delegeler tarafından oylandı. Üyelik oy birliğiyle kabul edilirken, üye olmayan diğer ülkelere de üyelik için çağrı yapıldı.
 
"Konferans olağanüstü bir dönemde gerçekleşiyor"
 
Genel Komite Başkanlığını dost ve kardeş İran'ın Meclis Başkanı Ali Ardashir Amoli Larijani'den devralmaktan onur duyduğunu ifade eden Çiçek, komite üyelerine de kendisine gösterdikleri güvenden dolayı teşekkür etti.
 
Çiçek, İran'ın 17-19 Şubat 2014'teki 9. konferansta başarılı bir ev sahipliği yaptığını belirterek, Larijani'nin geçen bir yıl içinde birliğin faaliyetlerine, gösterdiği gayret, çaba ve tecrübesiyle önemli katkılar sağladığını vurguladı.
 
Konferansın İslam ülkelerinde Müslüman azınlık ve toplulukların bulunduğu bölgelerde ve tüm dünyada önemli gelişmelerin cereyan ettiği, çok dikkatli, soğukkanlı ve doğru mesajların verilmesi gereken olağanüstü bir dönemde gerçekleştiğini dile getiren Çiçek, Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de, Filistin'de ve diğer İslam ülkelerinde Müslüman halkların huzurunu, refahını, güvenliğini doğrudan ilgilendiren kritik ve önemli gelişmelerin olduğunu kaydetti.
 
Çiçek, Suriye ve Irak'ta DEAŞ terör örgütünün faaliyetleri, yalnızca bu ülkelere karşı değil tüm bölgeye yönelik bir tehdit ve istikrarsızlık kaynağı olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
 
"Dünyanın çeşitli bölgelerinde bir yandan vahşi terör saldırılar, diğer yandan yabancı düşmanı ve İslamofobik eylemlerle adeta dinler, medeniyetler ve mezhepler arasında çatışma yaratılması amaçlanıyor. Bu büyük tehlikeye karşı hepimizin ortak akılla ve sağduyuyla hareket etmemiz büyük önem taşıyor. Terör belası, tüm insanlığı tehdit etmektedir. Geçtiğimiz haftalarda Paris'te meydana gelenler ile Suriye, Irak, Lübnan, Yemen ve Nijerya'da gerçekleşen ve çok sayıda masum insanın hayatlarına kast eden tüm terörist saldırıları, terörün her türünden çok çekmiş ve terörist saldırılara 40 bine yakın kurban vermiş bir ulusun ferdi olarak şiddetle kınıyorum. Diğer yandan Paris'te ortaya çıkan tepki Nijerja, Pakistan, Irak, Suriye, Yemen, Lübnan ve diğer yerlerdeki terörist saldırılara karşı gösterilmiyorsa burada bir sorun olduğunu görmek gerekir. Terör, önünde ve arkasına hiçbir sıfat getirmeye çalışmadan hepimizin şiddetle kınamak durumunda olduğu insanlığa karşı bir suçtur. Biz Türkiye olarak başta PKK terörü olmak üzere uluslararası toplumun terör konusunda çifte standartlı yaklaşımından çok acı çektik. İnsanlık terörün her çeşidine karşı ortak bir karşı duruş ve ortak bir mücadele göstermediği sürece terör belasının sonuçlarını ortadan kaldırmak mümkün değildir."

aa


Bu haber 507 defa okundu.