Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dinkin 19 Ocak 2007 günü öldürülmesinin üzerinden ise 8 yıl geçti. Türkiye gündeminde önemli bir yer tutan cinayetle ilgili dava da gündemde önemli bir yer işgal etti ve yıllardır konuşuluyor.
Olay tarihinde yaşı küçük olduğu için çocuk mahkemesinde yargılanan katil zanlısı Ogün Samast, tasarlayarak adam öldürmek suçundan 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. 19 sanıklı ana davada ise kapatılan Özel Yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM), 17 Ocak 2012de verdiği kararla, tutuklu sanık Yasin Hayali, tasarlayarak öldürmeye azmettirmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırdı. Tutuklu sanık Erhan Tuncel de toplam 10 yıl 6 ay hapse çarptırıldı, Tuncel cezası yattığı süreye sayılıp tahliye edildi. Mahkeme, Ersin Yolcuyu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskenderi 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlunu 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme tüm sanıklara silahlı terör örgütü üyeliğinden beraat kararı verdi.
Mahkemenin cinayetin planlanarak işlendiğine fakat örgüt olmadığına dair kararı uzun süre tartışıldı.
YARGITAY BERAAT KARARINI BOZDU
Beraat kararının Yargıtay tarafından bozulması üzerine sanıklar 18 Nisan 2014te İstanbul 5. ACMde yeniden yargılanmaya başlandı.
Olayda ihmali olduğu öne sürülen kamu görevlileri hakkında ise yol alınamadı. Savcılığın kamu görevlileri hakkında verdiği takipsizlik kararının da 21 Mayıs 2014te Bakırköy 8. ACM tarafından kaldırılması üzerine savcılık Adalet Bakanlığına başvurarak kararın kanun yararına kaldırılmasını talep etti, ancak Adalet Bakanlığı talebi reddetti. Böylece kamu görevlilerinin yargılanmasının yolu açılmış oldu.
Cinayetin ardından İçişleri Bakanlığı müfettişleri dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakkında inceleme başlatmıştı. Müfettişlerin Mart 2007de raporu tamamlamasının ardından bölge idare mahkemesi eksik soruşturma nedeniyle kararı bozmuş 1 yıl sonra müfettişler 2. kez inceleme başlatmıştı. Bu aşamada Güler ve Cerrah ile birlikte 6 polis daha inceleme altına alındı. Müfettişler, bazı polisler hakkında soruşturma izni verdi. Ancak bölge idare mahkemesi 27 Haziran 2008de inceleme izni verilen bazı polisler hakkındaki kararı kaldırdı.
DİNK AİLESİ AİHM'YE BAŞVURDU
Dink Ailesi iç hukuk yolları tükendiği için 21 Ekim 2008de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Trabzon Jandarma Komutanlığı ve Trabzon Emniyet Müdürlüğündeki görevliler hakkında soruşturma yapılması talebiyle başvurdu. AİHM, 14 Aralık 2010da bu 3 başvuruyu birleştirerek soruşturma yapılmadığı, yaşam hakkının ihlal edildiği kararını verdi. Aile bu karara dayanarak 17 Ocak 2011de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına kamu görevlileri hakkında şikâyette bulundu.
Bu şikâyet 2007 yılından beri yürütülen soruşturma kapsamına alındı ancak 2013 yılına kadar bir gelişme olmadı. 30 Nisan 2013te yürürlüğe giren 4. yargı paketindeki Kovuşturmaya yer olmadığı kararının etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin AİHMnin kesinleşmiş kararıyla tespiti ve 3 ay içinde talep edilmesi halinde yeniden soruşturma açılır hükmü kapsamında Dink Ailesi bir kez daha İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve Trabzon Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Trabzon İl Jandarma görevlileri ile Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında dosyayı yetkisizlik kararı ile Trabzona gönderdi. Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler hakkında ise görevsizlik kararı verdi. Gülere ilişkin soruşturmanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmesini karara bağladı. Ancak başsavcılığın Güler dışındaki kamu personeli ile ilgili soruşturma iznine İstanbul Valiliği onay vermedi. Savcılık da 21 Şubat 2014te Kovuşturmaya yer yok dedi. Dink avukatları 19 Mart 2014te Bakırköy 8. ACMye başvurarak, kararın kaldırılmasını istedi. Ve Bakırköy 8. ACM 21 Mayıs 2014te savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararını kaldırdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Haziran 2014te Adalet Bakanlığından Bakırköy 8. ACM kararının kanun yararına kaldırılmasını talep etti. Bakanlık, Temmuz 2014te başsavcılığın talebini reddetti. Soruşturmanın yürütülmesi için dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına geri yolladı.
DOSYANIN SEYRİ DEĞİŞİYOR
Trabzondaki dosya ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığındaki dosya, İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunda 2007 yılından beri yürütülen soruşturma dosyasında yeniden birleştirildi. Dosya Savcı Yusuf Doğana verildi, ardından ifadeler alınmaya başlandı. Soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, emniyetteki paralel yapı soruşturmasında tutuklu bulunan eski İstihbarat Daire Başkanlığı Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarının şüpheli, cinayet davasının sanığı Ogün Samastın ise tanık sıfatıyla ifadelerine başvuruldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce Ramazan Akyürek, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Ergun Güngör, Reşat Altay ve "paralel yapı" operasyonu kapsamında tutuklu bulunan Ali Fuat Yılmazer'in, "şüpheli" sıfatıyla ifadeleri alındı. İfade veren polis müdürlerinin hepsi birbirlerini suçladı. Akyürek sorumlu müdürün Yılmazer olduğunu söyledi.
Soruşturmanın ana ekseninde Dink'in öldürüleceği bilgisini içeren F4 istihbarat raporu yer alıyor. Şüphelilere bu bilginin İstanbul'a gönderilen raporda neden yer almadığı soruluyor.
Cinayet döneminde Trabzon İstihbaratında görevli Muhittin Zenit ve Emniyet Amiri Özkan Mumcu, 'ihmali davranışla ölüme sebebiyet verme' ve 'görevi kötüye kullanma' suçlarından 13 Ocak 2015'te tutuklandı.
16 Ocak 2015'te ise Dink'in öldürüldüğü dönemde Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde amir olan ve Cizre Emniyet Müdürlüğü'ne terfi ettirilen Ercan Demir hakkında yakalama kararı çıkartıldı.
Şimdi davanın gelecek safhaları bekleniyor.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle