Referandum sürprizi: Rövanş olur mu?

13 Eylül 2007 15:17 tsi
AKP de dahil hiçbir siyasi parti referundum da ‘evet’mi yoksa ‘hayır’ mı diyeceğini henüz kararlaştırmadı. Bu yüzden referandum birden fazla krize aday olabilir. Bir yandan zaten seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın yeniden seçilmesi i

Referandum kapıda. Ama kimsenin kapıyı açıp baktığı yok. Soran olursa, ‘Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi ile ilgili’ deyip geçiştiriyoruz. Oysa bu işin sadece bir kısmı, Hem de çok küçük bir kısmı!

Birinci sorun, kamuoyunun yine az çok bilgisi olan bir “paradoks”tan kaynaklanıyor. Bu çelişki biraz 367 meselesine benziyor. Yani başta kulak asılmayan ama sonra gittikçe büyüyen bir çığ gibi.

AKP iktidarı içinde bulunduğumuz 2007 Haziran’ında bir yasa kabul etti ve Resmi Gazete’de yayınlandı. Yani 22 Temmuz seçimlerinden önce.

Diyor ki, “11. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu kanunun Resmi Gazete’de yayımını takip eden 40. günden sonraki ilk Pazar günü, ikinci tur oylama ise, ilk tur oylamayı takip eden ikinci Pazar günü yapılır."

Yine diyor ki, "Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir." Yani sonuçta bu değişiklik Cumhurbaşkanı’nın, hatta “isim” de vererek “11. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçileceği”ni söylüyor.

Şu anki zaten 11. değil mi?!

Önümüzdeki referandumda işte halk bu sorulacak, hatta gümrük kapılarında sorulmaya başlandı bile. Peki sandıktan “tamam biz seçelim 11. Cumhurbaşkanı’nı” çıkarsa ne olacak?

Abdullah Gül zaten 11. Cumhurbaşkanı olarak Köşk’te oturuyor. Doğal olarak-tıpkı 367’de olduğu gibi yine kimse kulak asmasa da-bir hukuki kaos doğacak.

Bu durumda herkesin kendi meşrebine göre yorumlayacağı bir sonuç ortaya çıkacak. Bir kısım hukukçu ve siyasiler Cumhurbaşkanı seçilmiştir, geri dönüşü olmaz” derken, bir başka kısım siyasi ve hukukçular ise “halkın sözünün üzerine söz olmaz, yeniden seçilecek” tezini savunacak.

Tek yön: 367 lazım!

Komik ama bu sorunun aşılması için yine 367 gerekiyor. Nasıl mı? Bu meselenin hukuki açmazlar içine yuvarlanmasını önlemenin yolu, AKP iktidarının “Anayasa değişikliği”ni ortadan kaldıracak, onu geçersiz sayacak bir başka “Anayasa değişikliği” yapması.

Ama bunun için de yine o sayı, yani 367 gerekiyor. AKP’de ise bu kadar oy yok. Borç harç bulabilir mi? Belli değil.

Şimdi gelelim ikinci ve asıl meseleye. Yasanın sahibi olarak AKP başta olmak üzere aslında hiçbir parti bu referunduma ilişkin politik duruşunu hazırlamış ve belirlemiş değil.

Yani siyasi partiler bu referandumda “evet” mi diyecekler yoksa “hayır” mı? AKP’nin dahi bu hukuki açmazdan sıyrılabilmek için kendi yasasını desteklememesi mümkün mü?

Ya da tersine muhalefet partileri, “bu değişiklik iyi bir fikir değil, ama halka bunu nasıl anlatırız, ‘Cumhurbaşkanı’nı siz seçmeyin’ nasıl deriz çetrefilli sorusundan sıyrılmış değil.

Ve başta söylemeyip “sürpriz” olsun istediğimiz bir ihtimal daha var. AKP yasayı referandumda destekleyeceğini söyler ve-başta CHP olmak üzere-muhalefe partileri karşı cepheyi oluşturursa, ortaya bir 22 Temmuz rövanşı çıkabilir. Bu da elbette ayrı bir “iyibilgi analiz” konusu!
www.iyibilgi.com

Bu haber 502 defa okundu.