En Sıcak Konular

Gül'ün Güneydoğu gezisi ne anlama geliyor?

13 Eylül 2007 10:00 tsi
Gül'ün Güneydoğu gezisi ne anlama geliyor? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “ilk seyahatini Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne” gerçekleştiriyor. Gül, iki gündür Bölge’de yoğun temaslarda bulunuyor. Gelen fotoğraflar Gül’ün “yöre insanı tarafından sevinç ve coşkuyl

İsmail Küçükkaya/Akşam

Gül’ün Güneydoğu turunun anlamı... 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “ilk seyahatini Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne” gerçekleştiriyor. Gül, iki gündür Bölge’de yoğun temaslarda bulunuyor. Gelen fotoğraflar Gül’ün “yöre insanı tarafından sevinç ve coşkuyla karşılandığını” gösteriyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da “seçim gezilerine aynı şekilde Doğu illerinden” başlamıştı. Erdoğan ilk önce Erzurum’a gitmiş, seçim propagandasına resmen Siirt’te başlamış, kampanyasının ilk 10 gününün programına TOKİ açılış törenlerini de katarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi illerini almıştı.

Erdoğan’ın mitinglerinde benim görebildiğim kadarıyla “ülke çapındaki en büyük coşku” yine bu mitinglerde yaşanmıştı.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin “22 Temmuz seçimlerindeki en önemli başarısı bu bölgede”, koyu bir etno milliyetçilik yapan DTP’yi geride bırakmasıydı. Bu, öyle bir sonuç ki, ülke genelindeki yüzde 47’nin taşıdığı anlamı bile geride bırakıyor. Ve böylece 22 Temmuz’a -ileriki yıllarda değeri çok daha iyi anlaşılacak-bir tarihsellik katıyor.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda 26 Haziran’da biz gazetecilere yaptıkları açıklamalarda, “bölücü terörle mücadelenin askeri boyutu var. Bunun yanı sıra kültürel, ekonomik, sosyal ve hatta psikolojik boyutları var. Kolektif bir mücadele gerekiyor. Devletin bütün kurumlarının buna tam katılımını bekliyoruz” yaklaşımını sürekli vurgulamışlardı.

İşte Gül’ün bölgeye yaptığı üç günlük “ilk seyahati” yorumlarken olayın perde arkasındaki bu gelişmeleri de göz önüne almamız gerekiyor. Konu, anlaşılmaktadır ki; “devlet katında en öncelikli dosyaların başına” yerleşmiş durumdadır.

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Ortadoğu’da yaşanılanlar ışığında...

GüneydoĞU meselesine bakarken “büyük resimdeki Ortadoğu kazanını” iyice incelemek elzemdir. Bölücü terör boyutuyla çok canımızı yakan konu, artık aynı zamanda en az dört ülkeyi daha ilgilendiren Ortadoğu özelinde bölgesel, ve neredeyse bütün büyük devletlerin aktif olduğu küresel bir açmazın parçasıdır. Dolayısıyla çok ciddi biçimde ele alınması bekleniyordu ve görüldüğü kadarıyla bu yapılıyor.

Sandıkta, 22 Temmuz’da Adalet ve Kalkınma Partisi “Türkiye’ye gelecek vaat eden bir vizyonu” ustalıkla ortaya koyunca, bunu özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde işleyince çok açık bir zafer kazandı.

AK Parti’nin, korku temelinde siyaset yapan rakiplerine karşı umut ve gelecek vaadiyle gerçekleştirdiği kampanyası başarılı oldu.

Ülkenin tamamını temsil etme konusunda hiç bir iddiası ve söylemi olmayan, etnik milliyetçilik yapan, hiç bir sosyal projeyi gündeme getirmeyen ve bölücü başına yönelik İmralı’nın koşulları dışında söylem geliştirmeyen DTP hezimete uğramış sayılmalıdır.

Bu mücadelenin 2009 yerel seçimlerinde çok çetin bir hal alması beklenmelidir. Şiddeti geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan ile Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir arasındaki polemikten bellidir.

AK Parti’nin muhafazakâr yapısı ve yöneticilerinin “dindarım” demeleri, bölgenin aşiret ve tarikatların etkin olduğu geleneksel yapısıyla birleşince sandıkta DTP’yi şaşkına çeviren bir sonuç ortaya çıktı. Hiç kuşku duymuyorum ki bölücü terör örgütünün yaşadığı panik biraz da siyasetin artık farklı akmaya başladığını görmesiyle ilgilidir.

Bence devlet, “bir tehdit olarak görülürken”, aynı zamanda “içinde bir fırsatı barındıran” Adalet ve Kalkınma Partisi’nden böyle bir tarihsel misyon bekliyor. AK Parti de bunu sahipleniyor. Son beş yıldaki icraatlarıyla, daha önce dışlanmışlık hissine sahip olan kitleleri merkeze çeken ve sistemle barıştırma çabası sergileyen AK Parti, şimdi yeni bir vizyonu üstleniyor. Gül’ün ziyareti de bölgeyi, içe kapanmacılıktan kurtarıp farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşayabileceğini göstermeyi amaçlayan bir adımdır. Ziyaret, bölge insanına değer vermenin ve onlara saygı göstermenin, sevgi ve şefkatle kucaklayıcı olmanın bir yansımasıdır.

Bu yaklaşım, başka adımlarla -KKTC ile başlayacaktır- AK Parti’nin bizatihi kendisini sisteme monte edecek, ayrıca Çankaya Köşkü ile Genelkurmay arasındaki buzları iyice eritecek çok daha geniş kapsamlı bir sonuç doğuracaktır.
 



Bu haber 509 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,935 µs