En Sıcak Konular

'2015 Türkiye açısından zor geçecek'

7 Ocak 2015 15:15 tsi
'2015 Türkiye açısından zor geçecek' "Ermeni iddialarıyla ilgili karalama kampanyalarına karşı yoğun çaba harcamalıyız"

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, bir devletin tek dış politikası olacağını belirterek, "Her kurum ayrı telden çalmaz. Olacaksa bile bu düşünülerek, karar verilerek olur" dedi.

Çiçek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile 7. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türkiye'de bulunan büyükelçileri Meclis'te kabul ederek öğle yemeği verdi.

Yemekten önce büyükelçilere hitap eden Çiçek, büyükelçilerle birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Dış politikanın bir devletin en önemli faaliyetlerinin başında geldiğini belirten Çiçek, dış politikayı hazırlayan ve yürüten teşkilatın yeri ve saygınlığının tartışılmaz olduğunu söyledi. Çiçek, Türkiye'nin geldiği nokta ve elde ettiği başarılarda Dışişleri Bakanlığı'nın önemli payı olduğunu vurguladı.

Dışişleri teşkilatının terör örgütlerine muhatap olduğunu ve teşkilattan şehit edilenler arasında kendisinin de 2 yakını olduğunu kaydeden Çiçek, dış politika hizmeti sırasında şehit edilenleri rahmetle andı.

Çiçek, son 25 yılda parlamenter diplomasinin daha görünür hale geldiğini ifade ederek, TBMM ile Dışişleri Bakanlığı'nın ilişkilerini geliştirmenin daha verimli ve anlamlı dış politika için önemli olduğunu belirtti. Bir devletin tek dış politikası olacağını dile getiren Çiçek, "Her kurum ayrı telden çalmaz. Olacaksa bile bu düşünülerek, karar verilerek olur" diye konuştu.

TBMM'nin de yasama ve denetim faaliyetlerine ilaveten dış politika çalışmalarına aktif olarak katıldığını anlatan Çiçek, Meclis'in çalışmalarının devletin dış politikasından kopuk olmadığını, Dışişleri'nin yürüttüğü politikayı tamamlayan ya da alternatif kanal açan nitelikte olduğunu söyledi.

Çiçek, göreve başladığı 4 Temmuz 2011'den bu yana 48 meclis başkanı, 37 cumhurbaşkanı, 19 başbakan, 20 bakan ve 96 yabancı heyet kabul ettiklerini kaydederek, bu sayıların Meclis'in dış politikaya sunduğu katkının göstergesi olduğunu ifade etti.

Dış politikada imkanlarından daha fazla yararlanılması için Meclis'e rol biçilmesi gerektiğini dile getiren Çiçek, Dışişleri Bakanlığı ile daha aktif çalışmak istediklerini vurguladı.

Cemil Çiçek, 2015'in dış politikada Türkiye açısından zor geçeceğine dikkati çekerek, Ermeni iddialarıyla ilgili karalama kampanyalarına karşı yoğun çaba harcamaları gerektiğini söyledi.

Karalama kampanyalarına karşı 2015'in başından itibaren harekete geçileceğine ilişkin haberlerin doğru olmadığının altını çizen Çiçek, TBMM Başkanı seçildiği 2011 yılında özel bir çalışma grubu kurduğunu, devletin ilgili kurumlarından destek alarak neler yapılabileceğine ilişkin hazırlanan dosyayı hükümete sunduğunu anlattı. Çiçek, ziyaretlerinde ve kabullerinde konuştukları konulardan birinin de Ermeni iddiaları olduğunu ifade etti.

Parlamentoların uluslararası ceza mahkemesi, bilim kurulu olmadığını, konunun tarihçilere bırakılması gerektiği yönündeki Türkiye tezini muhataplarına her platformda ilettiklerini belirten Çiçek, parlamentoların geleceği inşa etmesi gerektiğini, birbirleri hakkında karar almasının doğru olmayacağını aktardıklarını söyledi.

Türkiye'nin önüne çıkan bazı fırsatları değerlendiremediğini, Balkan Savaşları'nın 100. yılının konuşulması gerektiğini belirten Çiçek, şöyle devam etti:

"Yara kaşımak için değil, bir şeyin farkında olmamız lazım. İyi ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Türkiye olmasa sıkışanlar hangi ülkeye sığınacaktı. Bu ülkenin, bu vatanın kıymetini bir bilelim. Görüşlerimiz, düşüncelerimiz farklı olabilir ama bilelim ki bu devlet çok önemli, bu coğrafya çok önemlidir. En azından hatıralarımızı değerlendirelim. Başkasının acılarına acımaktan kendi acılarımızı unutacak kadar saf olmayalım. İntikam almak için değil, millet olarak diri kalabilmek bakımından kendi acılarımızı, hatıralarımızı bilmemiz lazım. Başkalarına göz yaşı döküyoruz, bizim cenazemiz burada duruyor. Balkan Savaşlarını üniversitelerimiz, bir alay kuruluş doğru dürüst toplantı yapmadı. 2015 Çanakkale Savaşı'nın 100. yılı. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. Biz de Meclis olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız."

Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi'nin 17-22 Ocak tarihlerinde İstanbul'da yapılacağını, 26-27 Ocak'ta Çek Cumhuriyeti'nde Nazilere karşı zaferin ve ölüm kamplarının kurtarılışının 70. yıl dönümü anma etkinliğine katılacağını belirtti.

Kıbrıs meselesinin hala çözüme kavuşmadığını ve bunu da her vesileyle muhataplarıyla paylaştığını dile getiren Çiçek, Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Parlamenterler Asamblesi'nin daimi sekreteryasının İstanbul'da kurulması için de çaba harcadıklarını ifade etti.

Türkiye'nin dış temsilciliklerinin fiziki yapısından da şikayet eden Çiçek, "Kırık dökük mekanlarda büyük devlet temsili olmaz. Bunu giderelim" dedi.

Çiçek, adalet saraylarının Adalet Bakanlığı'nın bütçeye sağladığı kaynağın bir bölümünün bakanlığın kullanımına bırakılması sayesinde yapıldığı örneğini vererek, konsolosluk gelirlerinin de oluşturularak fonla temsilciliklerin elden geçirilmesi için kullanılabileceği önerisinde bulundu. Çiçek, "Bu işi Maliye'nin insafına terk ederseniz 90 kere gider gelirsiniz" diye konuştu. 

- Çavuşoğlu'nun konuşması

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi'ne yıllık katkısını 33 milyon avroya çıkaracağını, böylece 47 üye ülke arasında konseye en fazla katkı yapan altıncı ülke konumuna geleceğini bildirdi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın Ankara'da düzenlenen 7. Büyükelçiler Konferansı'ndaki konuşması öncesinde söz aldı.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden biri olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, konseye en fazla katkı sağlayan ülkeler (Grand Payeur) arasında yer almak istediklerini açıkladı.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi için hali hazırda yıllık 13 milyon avro sağladığı bilgisini veren Çavuşoğlu, bu miktarı yaklaşık 33 milyon avroya çıkaracaklarını, böylece Türkiye'nin en fazla katkı yapan altıncı ülke olacağı söyledi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin BM'ye de en fazla katkı yapan ülkelerden biri olduğunu ifade etti ve Türkiye tarafından yapılan resmi kalkınma yardımlarının 3,3 milyar dolara, insani yardım miktarının ise 1,6 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

- Türkiye'nin rolü artacak -

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ise 7. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, kariyeri boyunca pek çok Türk diplomat ve büyükelçi tanıdığını, Türk diplomatik servisinin dünyanın en iyi, en saygın ve en profesyonellerinden biri olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin en sağlam üyelerinden bir olduğunu kaydeden Jagland, Türkiye'nin konseye en fazla katkı sağlayan ülkelerden olmak istemesinin çok güzel bir haber olduğunu belirtti. Jagland, bu adımla birlikte Türkiye'nin Avrupa Konseyi Sekreterliği'ndeki üye sayısının ve Parlamenterler Meclisi'ndeki delegasyon üye sayısının artacağını, dolayısıyla Türkiye'nin Avrupa'daki rolünün artacağını dile getirdi.

Avrupa'nın Türkiye'ye, Türkiye'nin de Avrupa'ya ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Jagland, Türkiye'nin hem Avrupa'nın sıcak ve problemli bir bölgedeki komşusu, hem de Suriye, Irak ve İran'ın komşusu olması ve bölgedeki rolü sebebiyle önemli olduğunu, AB'deki haklı yerini alması gerektiğini söyledi.

Avrupa Birliği'nde 70-80 milyon kişinin iç pazara dahil edilmesine kimin 'hayır' diyebileceğini soran Jagland, "Eğer bu özel bir şirket olsaydı 70-80 milyon kişiye kim 'hayır' diyebilirdi" ifadesini kullandı.

Jagland, "Avrupa kıtası için oldukça önemli olan, çatışma ve savaşlara sebep olmuş insan hakları, azınlık hakları ve dini özgürlükleri garanti altına almalıyız ve birlikte hareket ederek yeni anlaşmazlıkları ve yeni savaşları önlemeliyiz" dedi.

- Türkiye'nin kilise inşa kararı Avrupa'ya mesaj -

Türkiye'nin İstanbul'da yeni bir Hristiyan kilisesinin inşasına izin vermesinin çok önemli bir işaret olduğunun altını çizen Jagland, kilisenin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana inşa izni verilen ilk kilise olduğunu kaydetti.

Almanya'daki yabancı düşmanlığı eğilimlerini ve İslam karşıtı büyük gösteriler yapıldığını hatırlatan Jagland, Alman liderler, sosyal demokrat liderlerin buna ciddi tepki verdiklerini söyledi. Türkiye'nin kilise inşası konusundaki tutumunun Avrupa'ya dini özgürlükler, azınlık hakları konusunda önemli bir mesaj vereceğini dile getirdi. Jagland, şöyle devam etti:

"Avrupa'daki ekonomik ve sosyal duruma dair hepimiz çok endişe verici işaretler görüyoruz. Pek çok Avrupa ülkesinde işsizlik artıyor. Artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı eğilimleri, İslamofobi temelli düşünceler çok tehlikeli bir karışım oluşturuyor. İnanıyorum ki bunlar demokrasiye karşı da büyük bir tehlike. Yaygın ve giderek daha da yaygınlaşan yolsuzluk görüyoruz. Demokratik kurumlara güvensizlik var. Halletmemiz gereken çok şey var. Çıkardığım sonuç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve tüm sistemi güçlendirmemiz lazım."

Sözleşmenin üye ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için oldukça iyi bir mekanizma tesis ettiğini dile getiren Jagland, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) 800 milyon kişinin başvuruda bulunduğunu söyledi. Jagland, AİHM'ye bireysel başvuru olmaması durumunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin çökeceğini, bu yüzden rolünü güçlendirmenin oldukça önemli olduğunu belirtti.

Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapma hakkı getirildiğini hatırlatan Jagland, Türkiye'nin daha önce AİHM'de görülmeyi bekleyen dava sırasında listenin en tepesinde olduğunu ancak artık AİHM'ye götürülen dava sayısında azalma görüldüğünü ve listede dördüncü sıraya gerilediğini aktardı.

Jagland, AİHM kararlarının uygulanmasının Türkiye açısından önemli olduğunun altını çizerek, AİHM kararlarının çoğunun Türkiye'deki sistemsel problemler, toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve yargı konularıyla ilgili olduğunu kaydetti. Genel Sekreter Jagland, AİHM kararlarının uygulanmasının bu alandaki  gerekli reformların yapılmasına ve AİHM'ye başvuru sayısının azalmasına da yol açacağını kaydetti.

- "Türkiye'nin parlak geleceği, Avrupa'nın parlak geleceği" -

Türkiye'nin Avrupa'ya ait olduğunu ve tüm kurumlarıyla Avrupa'ya entegre olmasının herkesin yararına olduğunu vurgulayan Jagland, "Eğer Türkiye parlak bir geleceğe sahip olmazsa Avrupa için de parlak bir gelecek yok" diye konuştu.

Jagland, Türkiye'nin 1,5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapmasından da takdirle bahsetti ve ülkesi Norveç'in de yer aldığı İskandinavya'da 5-10 bin sığınmacının bile halk ve siyasetçiler arasında büyük bir "yaygaraya" sebep olacağını kaydetti.

Suriye'de dördüncü yılına giren iç savaş nedeniyle 200 bin kişinin öldüğünü, 1,5 milyon kişinin Türkiye'ye milyonlarcasının da Ürdün ve Lübnan'da sığınmak zorunda kaldığını hatırlatan Jagland, "Bu İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki en büyük skandal" diye konuştu. Jagland, bunun uluslararası sistemin çalışmadığının bir göstergesi olduğunu belirtti.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Birleşmiş Milletler'in, anlaşma gereği üye ülkelerin barışı ve güvenliğinden sorumlu olduğunun altını çizen Jagland, "Güvenlik Konseyi harekete geçemiyor, BM Anlaşması'ndaki zorunluluğunu yerine getiremiyor. Bunun sonuçlarının olması lazım" dedi.

- Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne katkısı -

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne yapacağı yıllık katkının 13 milyon avrodan yaklaşık 33 milyon avroya yükselmesiyle hali hazırda beş olan en fazla katkı yapan ülke sayısının altıya çıkacağı öğrenildi. Katkı listesindeki ilk beş ülke İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya olarak sıralanıyor.

Türkiye'yi 47 üye ülke arasında ayrıcalıklı konuma getirecek adımın aynı zamanda ciddi bir prestij kazancı olacağı, bunun yanında ilave hak ve yükümlülükler getireceği belirtildi.

Türkiye'nin BM bütçesine katkısı da 2013-2015 döneminde kapsamlı biçimde artarak 21 milyon dolardan 63 milyon dolara yükseldi. Böylelikle Türkiye, BM'ye en fazla katkı yapan ülkeler sıralamasında 16'ıncı sırayı aldı.

AA



Bu haber 683 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,553 µs