'Öğrenilmesine değil, zorla öğretilmesine...'
9 Aralık 2014 15:26 tsi
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğanın isteseniz de istemezseniz de öğreneceksiniz sözlerine tepki gösterdi: Yapamazsınız bunu.
Osmanlıcanın öğrenilmesine karşı olmadıklarını belirten Demirtaş, bunun zorla, dayatılarak öğretilmesine karşı olduklarını, toplumun da buna tepki göstermek de haklı olduğunu belirtti.
Dil öğrenmek iyi bir şeydir. Sonuçta kaç dil öğrenebilirseniz iyi olur. Ama Osmanlıcayı illa öğreneceksin diye saçma bir şey olabilir mi? Niye zorunlu?
İsteseniz de istemeseniz de öğreneceksiniz, diyor. Yapamazsınız bunu. Andımızı da zorla okutuyordunuz yıllarca. Sonra kaldırmak zorunda kaldınız. Dayatmanın ne anlamı var?
İnsanlara anadilini öğretmeyi yasaklıyorsun. Anadilde eğitim yasaktır diyorsun. Osmanlıcayı mezar taşında okuyamıyormuş çocuklar. Tamam öğrensinler; Farsça da, Çince de öğrensinler, Doğu dillerini öğrensinler.
Ben çocuğumun Osmanlıca öğrenmesini isterim buna karşı değilim. Ama sen zorla çocuğuma Osmanlıca öğretmeye kalkarsan, kusura bakma, senin bütün ordun gelse benim kızımı zorla Osmanlıca dil dersine sokamaz. Başaramazsınız bunu. Göndermem kızımı. Çocuğumu o derse sokmam.
Gelin bakalım polisinizle, tankınızla, tüfeğinizle çocuğumu o derse sokabiliyor musunuz? Zorlamanın kendisi rahatsız edicidir. AKPnin en büyük yanlışı budur. İlla zorla kafaya vurarak bunu kabul ettirmeye çalışıyor. Toplum tepki göstermekte haklıdır.
Avcı: Peyami Safa, Atilla İlhan...
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise Osmanlıca tartışmasının geçmişte de yapıldığını hatırlatarak bir okuma listesi önerdi.
Bu Osmanlıca meselesi Antalyada başlayan bir tartışma konusu değil. Bunu Türkiye geçmişte de çok tartıştı. Özellikle muhalefetimiz ve bazı köşe yazarlarının sağlıklı şekilde sürdürebilmesi için bir ortak referans çerçevesi oluşturmamız gerekiyor.
Bakın bir okuma listesi yapalım. MEB bakanı olarak benim önerim. Bu konuda tartışmak isteyenler bir ön okuma çalışması yapalım.
Peyami Safanın Doğu Batı Sentezi'ni, Atilla İlhanın Hangi Batı'sını, Mümtaz Turhanın Maarif Davamız, Cemil Meriçin Su Ülkesi'ni, Şevket Süreyyanın Suyu Arayan Adamını okusunlar.
Şurada alınan kararlardan birisi de okuma kültürünün gelişmesidir. Önce biz uyalım buna.
Bu konuyu tartışırken Talat Sait Halman, Cemil Meriç ne demiş onları bir hatırlayalım.
Böylece her defasına bu konu ilk defa konuşuluyormuş gibi bazı klişelerden ortaçağ gibi, eller aya biz yaya gibi klişelerden bunları daha sakin bir üslupla tartışalım.
Aygün: IŞİD müfredatı
CHP Milletvekili Hüseyin Aygün de dün, Milli Eğitim Bakanlığı programını IŞİDéin müfredat programı diye niteledi ve Osmanlıcanın zorunlu olarak dayatıldığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
"IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki önemli bir benzerlik şu: IŞİD'in müfredat programı, Diyanet'in fetvalarıyla birebir aynı. IŞİD'in kuralları daha liberal.
Raporumuz bu şurada yapılanların Türkiye halkına karşı bir düşmanlık suçu olduğunu söylüyor. Bu kararları alanların yargılanacağını söylüyor. Bu şuranın ne milli ne de eğitim şurası olmadığını iddia ediyor.
Milli değildir çünkü Türkçe tartışılmamış, Arapça, Osmanlıca tartışılmıştır. Eğitim amaçlı değildir, din tartışılmıştır. Eğitim şurası diye izlediğimiz din şurası biter bitmez, bugün hakiki din şurası başladı, Erdoğan, 'İsteseler de istemeseler de Osmanlıca öğrenecek' dedi.
Çocuğuma kesinlikle Osmanlıca ve Arapça öğrettirmem, gitsin sınıfta kalsın. O okulu da verecek hocaya dar ederim. Zorunlu olarak bir şey dayatılıyor, bunu kabul etmek mümkün değil.
Şura sonrası
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün 5. Din Şurası'nda yaptığı konuşmada Osmanlıca dersiyle ilgili olarak "İsteseler de istemeseler de bu ülkede Osmanlıca da öğrenilecek ve öğretilecek" demişti.
Geçtiğimiz hafta sonu sona eren Milli Eğitim Şurası'nda Osmanlıcanın zorunlu ders olarak okutulması önerilmiş, sonuçta seçmeli ders olarak okutulması yönünde tavsiye kararı çıkmıştı. (YY)
Bu haber 831 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle