Kürt sorununa nasıl çözüm sağlanır?

10 Eylül 2007 17:19 tsi
Mehmet Altan, DTP'nin Kürt sorununun çözümüne katkıdan çok, zarar sağlıdığını ileri sürdü. Altan, AK Parti'nin Güneydoğu'da oy oranını arttırma sebeplerinden birinin de Güneydoğu'da hizmet vermek olduğunu yazdı. İşte Altan'ın dilinden Güneydoğu'da y

Mehmet Altan/ Star

Kürt sorununu insanileştirmek...

Yazının başına oturduğumda...

Gaziantep’te çatışmada öldürülen teröristlerden ‘şehit’ diye söz eden 9 DTP’li tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında DTP İl Başkanı Mustafa Tunç da bulunuyormuş.

Çatışmada öldürülen terörist Müslüm Solmaz için kurulan taziye çadırına giden DTP Gaziantep İl Başkanı Mustafa Tunç ve Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Demir öldürülenleri ‘şehit’ olarak nitelemiş.

Ayrıca ziyaret sırasından Abdullah Öcalan posterleri açılarak, örgütü lehine sloganlar atılmış. Haberlere göz gezdirirken...

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesi esnafının, dağda öldürülenlerin cenazelerinin teslim edilmemesini protesto etmek için yapılması istenen ‘kepenk kapatma eylemi’ne uymadığını da gördüm.

***

Gene bir başka haber de... Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel’in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’PKK’yı terörist örgüt ilan edin’’ çağrısına, ‘’Kimse bizden bunu beklemesin’’ diye cevap vermesiydi. Batman’da düzenlenen ‘Hasankeyf Kültür ve Sanat Festivali’ etkinliklerinde konuşan Sabahat Tuncel... Konuşmasını, ‘Kendi farklılıklarımızla bu coğrafyada yaşamak istiyoruz. Kürtlerin ilk kez bu kadar temsil oranı var. Bu şansı iktidar partisinin iyi değerlendirmesi gerekiyor’ sözleriyle bitirmişti. Aslında... Biraz daha tarasam,muhakkak aynı minvalde başka haberler de bulurdum. Ama bunlar, ‘şahinlerin’ Türkiye’nin normalleşmesini ‘Kürt sorunu’ üzerinden tıkamak istedikleri konusunda yeterince fikir vermekteydi.

***

Kürt sorunu yeniden öne çıkıyor.

Bir kaç hafta önce, Radikal Gazetesi için ‘İkinci Cumhuriyet’ konusunda röportaj yapan Neşe Düzel bana şu soruyu sormuştu:

‘AKP, ‘Tabanımız PKK’yla aynı’ diyen DTP’yi bu seçimde Güneydoğu’da ciddi biçimde geriletti. Bu gelişmeyi neye bağlıyorsunuz?’

Ben de şu yanıtı vermiştim:

‘Geriletti...Çünkü Kürt siyaseti koltuk siyaseti yapmaya başladı. Halkıyla değil, sadece yönetimle ilgileniyor. Güneydoğu’nun büyük bir yoksulluk sorunu var. Ben hiçbir Kürt politikacısının ağzından bölgesel kalkınmayla ilgili tek satır duymadım. Ayrıca DTP yerel yönetimlerde iktidar ama yerel iktidar imkánlarını kendi halkı lehine kullanarak bir bölgesel ferahlama, ekonomik iyilik getirmedi. Sadece yönetime talip olan bir siyaset konuştu.

Bu arada AK Parti ise bölgede bir kalkınma hareketi başlattı. Beldes ve Köydes diye iki proje uyguladı ve suyu ve yolu olmayan köylerin çoğuna su ve yol götürdü.Bu ekonomik ve sosyal uygulamaları izlemeyenler, AK Parti’nin neden seçimde bu kadar büyük başarı elde ettiğini anlayamıyorlar.’

***

AB sürecine kadar Kürt sorunu ‘siyasi’ bir sorundu. İnsanlara ‘ana dilinde’ konuşmayı bile çok gören, kimliklerini ve varlıklarını inkar eden, asimile amaçlı bir politika süregelmişti.

Cumhuriyet ‘devlet-ulus’ yaratma girişimiyle, vatandaşlarının kültürel kimliklerini de inkar etmişti. AB süreci bu tarihsel yanlışı düzeltme yönünde büyük adımlar attırdı.

Kürt sorununu ‘siyasal’ olmaktan çıkardı.

Gadre uğranan tüm konularda ‘hukuksal’ mücadelenin önü açıldı... Mevcut uygulamanın eksik yanını demokratik bir mücadeleyle giderme olanağı çıktı.

Ama... Şimdi görünen o ki... ‘Kürt sorunu’ öylesine siyasileşmiş ki... Hukuksallaşmasında..

Ve insanileşmesinde zorluk var. Kürt siyaseti, sorunu hukuksallaştıramadığı gibi insanileştiremiyor da. Örneğin... ‘Köye dönüş Yasası’ uygulanamıyor... Ya da korkunç bir şekilde uygulanıyor. Bu hem hukuksal, hem de insani bir sorun... Ama Kürt siyaseti bunu sorun etmiyor... İnsanın acısını dindirecek, hukuksal kazanıma yararı olacak hiç bir çabanın içinde değil. Çok daha kolaylarına gelen siyasal tavırlarla işi idare etmeye uğraşıyorlar. Bu, AB sürecinden önce anlaşılabilirdi ama şimdi koşullar değişti.

***

Aşırı siyasallaşmış bir Kürt sorunu anlayışında ısrarcı olmak... Bunu hukuksallaştırmamak... Bunu insanileştirmemek... Sadece ve sadece ‘şahinlerin dayanışmasına’ ve dolayısıyla statükonun işine yarar. Öyle de oluyor zaten.

Herkes sorup duruyor: ‘Kürt Sorunu nasıl çözülür?’ Benim kısaca cevabım şudur:

Fazla siyasileşmiş bu meseleyi insanileştirerek. İnsanileşmeyi sağlayacak olan da hukuksallaşmadır. Çünkü siyasetin tek amacı var, insanı mutlu etmek... Yönetilenlere daha iyi bir yaşam sunmak... Bu olmayınca, bunca ölüm, bunca acı siyasetçinin ikbal kavgasına dönmekte... İnsan unutulmakta.

***

Ama halk kör değil. Kimin, neyi, niye yaptığını iyi görüyor. Güneydoğu’daki son seçim sonuçları bunun açık işareti. Türk ya da Kürt... İnsanının acısına aldırmadan, çare aramadan, sadece gerginlik politikası sürdüren hiçbir siyasi partinin ve hareketin şansı yok.

Bu mesajı son seçimlerde almayanlar...

Yerel seçimlerde daha çarpıcı biçimde alırlar. 

Bu haber 911 defa okundu.