En Sıcak Konular

Altı maddelik dünya haritası: 11 Eylül sonrası neler değişti?

10 Eylül 2007 16:28 tsi
Altı maddelik dünya haritası: 11 Eylül sonrası neler değişti? Yarın 11 Eylül… Amerika’daki ikiz kulelerin ve Pentagon’un saldırıya uğradığı, ardından dünyada önemli değişikliklerin meydana geldiği o günün yıldönümü. Saldırıyı kimin gerçekleştirdiği ile ilgili ortaya birçok spekülasyon atılsa da ger

2001 yılı sonbaharında dünya canlı yayında gerçekleşen o saldırı ile sarsıldı. Amerika Birleşik Devletleri ikinci dünya savaşındaki Pearl Harbor baskını sonrasında ilk kez kendi evinde vuruldu. Üstelik ortada bu kez ne düşman askeri vardı ne de düşman uçakları. Bu saldırıda hepimizin hatırladığı gibi yolcu uçakları silah olarak kullanıldı. Amerika’nın ticari ve askeri sembollerine yapılan bu saldırıda 3 bine yakın masum insan yaşamını yitirdi. Başkan Bush’un bir ilkokulda öğrencilerle birlikteyken öğrendiği bu haber daha sonra dünya siyasi haritasının şeklini değiştirecekti.

Burada o saldırıyı kimin gerçekleştireceğine girmeyeceğiz. Çünkü konu ile ilgili ortaya bir çok spekülasyon atıldı. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlere Amerikan hükümetinin göz yumduğundan tutun da Pentagon’a aslında uçak değil füze atıldığı şeklindeki iddiaya kadar bir çok spekülasyon ortalıkta dolandı. Bu iddialar Fahrenheit 9/11 adlı belgeselde detaylı bir şekilde ele alındı. Michael Moore bu belgeselle adını duyururken Amerikan hükümetinin iddialara yanıtsız kalması dikkatlerden kaçmadı. Aynı belgeselde üzerinde önemle durulan, 9/11’in diğer yüzü Usame bin Ladin’in Bush ailesiyle olan ilişkisi de… Özellikle Ladin öyle bir tablo çizdi ki… Yılardır aranıyor, Amerika’ya karşı savaşıyor, her yerde adamları var, ancak yakalanmıyor… 1984’teki Goldstein gibi… Ancak söylediğimiz gibi güçlü tezlerle temellendirilen bu iddialar hep havada asılı kaldı. Ne yalanlandı ne de ispatlandı. Bu yüzden 9/11 ile ilgili ortaya atılan iddialar üzerinde durmayacağız. O tarihten itibaren dünya nasıl değişti, onun yanıtını arıyoruz.

Saldırganlığın meşruiyeti: Önleyici savaş

11 Eylül’ün dünyaya getirdiği ilk değişiklik saldırganlığın meşruiyeti oldu. Birleşik Devletler saldırıların ardında el-Kaide olduğunu ileri sürdü ve “savunma hakkı”nı kullanarak önce Afganistan, ardından Irak’a girdi. Bush bu saldırılardan önce, 11 Eylül’ün etkisiyle, Amerikan politikalarının değiştiğini, bundan böyle “pre-emptive” (önleyici) savaş vereceklerini söyledi. Önleyici savaş ABD’nin tehdit olarak algıladığı ülkelere saldırı sebebini “kendini korumak” olarak açıklaması anlamına geliyor.

Dünya savaş alanına döndü

Taliban’a karşı yürütülen savaşta 11 Eylül mağduru ABD müttefikleriyle ortak hareket etti. Ancak Irak savaşı birçok müttefikiyle ABD’nin yollarını ayırdı. Birleşik devletler önce kitle imha silahlarını gerekçe olarak kullandı, ardından Saddam yönetimi ile el-Kaide arasında bağ kurdu. ABD Irak’a uluslar arası destek olmadan girdi. Bu durum müttefiklerinin de tepkisini çekerken, Irak’ın geldiği son duru ile noktalandı. Savaşta kendisini destekleyen müttefiklerinin neredeyse hepsi Irak’ı terk ederken, ABD de Irak’tan çekilme hesapları yapıyor.

11 Eylül sonrasında açılan tek cephe Afganistan ve Irak değildi. İsrail de 11 Eylül sonrasının verdiği “psikolojik meşruiyetle” Filistin’deki politikalarını sertleştirdi ve daha önce başlayan ikinci intifadanın şiddetlenmesine sebep oldu. Daha sonra İsrail ile Lübnan arasında adeta savaş yaşandı. Bu saldırılarda binlerce masum insan yaşamını yitirdi.

Öte yandan terör grupları da saldırı cephelerini genişletti. ABD’den sonra Türkiye, İngiltere ve İspanya da terör saldırılarının hedefi oldu.

11 Eylül sonrasında ABD’nin “güvenlik için” uyguladığı sert politikaların dünyayı daha güvenli kılmadığı paylaşılan bir gerçek. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da bu gerçeği harp Akademilerinde yaptığı konuşmada dile getirmişti.

İslam düşmanlığı arttı

11 Eylül saldırılarının önemli bir sonucu da İslam düşmanlığının artmasıydı. Teröristlerin Müslüman kökenli olması batı dünyasında İslam karşıtı duyguların hızla yükselmesine, aşırı bir yabancı düşmanlığına yol açtı. Bunun ilk sonucu ABD’de kimi Hindistan vatandaşlarının Müslüman sanılarak öldürülmesi, ardından Avrupa gazetelerinde yayınlanan İslam Peygamberi Hz. Muhammed’e yönelik karikatürler oldu. Bu yaklaşım toplumlar arası düşmanlıkları arttırdı ve toplumların hafızasında silinmez izler bıraktı.

Her yanımız duvar

İslam düşmanlığı yabancı düşmanlığının bir parçası haline geldi. Özellikle Avrupa ülkelerinde Müslüman nüfuzun göç yoluyla çoğalması bu duyguları körükledi. Yabancıya olan düşmanlık paylaşmamaya, yabancıyı dışlamaya itti. Fransa’da bu psikoloji banliyölerde isyana yol açarken, ABD kendi “yabancısı” Meksikalı göçmenlerin ülkeye girişini engellemek için sınıra duvar örmeye başladı. İsrail de benzer bir meşruiyetten yararlanarak Filistin ile arasında duvar örüyor. Bu duvar “utanç duvarı” olarak anılıyor.

Uluslar arası seyahatler zorlaştı

Saldırılar sonrasında milyonların gündelik hayatını etkileyen gelişmeler de yaşandı. 11 Eylül sonrasında güvenlik algılamasında yaşanan değişim öncelikle uluslar arası seyahatlere yansıdı. Dünya başkentleri arasında uçakla yapılan seyahatler güvenlik aramaları ve oluşan paranoya sebebiyle yolcular için kabusa döndü.

Elbette 11 Eylül uçuşları zorlaştırmakla kalmadı. Kimi uçuşlar da oldukça kolay hale geldi. ABD’nin, tüm uluslar arası anlaşmaları ve hukuku ihlal ederek suçlu olduğu kanıtlanmamış insanları “terör zanlısı” olduğu gerekçesiyle kaçırması “CIA’nın hayalet uçakları” şeklinde literatüre geçti. 11 Eylül’ün belki de en önemli sonuçlarından birisi insan haklarının ihlal edilebilir olduğu algısının “medeni” toplumlarda dahi yerleşmeye başlamasıydı. Özellikle “yabancı” olanlar için insan hakkı sorgulanmadı. Ebu Gureyb ve Guantanamo’da gerçekleşen işkenceler tarihe insanlığın silinmez kara lekeleri olarak geçti.

Küresel dengeler değişti

11 Eylül’ün getirdiği son değişiklik ise küresel dengelerde yaşanan değişim. 2001 yılında ABD dünya tek merkezli sisteminin lideriydi. Amerikan yönetimi sistemin çok kutuplu bir hale dönemsini engellemek odaklı politikasını 11 Eylül sonrası gerçekleşen saldırılarında da sürdürdü. Ancak 2001 yılından bu yana ABD hem zor durumda kaldı, güç ve prestij kaybetti, hem de ABD’nin tek merkezli dünya sisteminden rahatsızlığını dile getirip çok kutuplu bir dünya isteyen Rusya ve Çin gibi ülkelerin yükselişini izledi.

www.iyibilgi.com



Bu haber 5,174 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,942 µs