En Sıcak Konular

İki kişinin bildiği ‘the secret’ değildir

9 Eylül 2007 13:51 tsi
İki kişinin bildiği ‘the secret’ değildir Haşmet Babaoğlu'nun, 'Duadan Allah'ı çıkarma operasyonu' dediği 'The Secret' eleştirilmeye devam ediyor. İnsanın çok istediği şeyleri elde edebileceğini anlatan kitabın en çok eleştirilen yönleri, ticari beklentiyle yazılmış olması ve ilahi dinleri

Sümeyra Nur Güngör/ Zaman Gençlik

Dünyada satış rekorları kıran “The Secret” (SIR) Türkçe olarak bizlerle. Aman ne güzel(!)
Kitabın üstüne geçirilmiş kırmızı banttaki ifadeyi bütün kitap boyunca anlatılan şeylerle ele alırsak bu kitabın zaten neden yazılmış olduğunu hemen anlarız. Tamamen satış rekorları kırarak para kazanmak, rant sağlamak için.

Çünkü Kitapta bahsedilen sırrın(!) dediğine göre bir şeyin nasıl olmasını istiyorsak onu her şekilde öyleymiş gibi ifade etmeliyiz. Eğer kitap, bahsedildiği gibi insanlara huzur ve mutluluk sağlamak için yazılsaydı bantta yazan ifade dünyada okuyan herkesi mutlu eden “the Secret” (SIR) Türkçe olarak artık bizlerle’ olurdu. Hayır ama, huzur ve mutluluktan onlara ne, mesele dünyada satış rekorları kırması, o halde kitabın ‘sır’ konusunda yalan söylediği daha en başta, bandından belli. Kitap başından sonuna kadar her şeyin düşüncelerimizden ibaret olduğunu, istediğimiz her şeyi düşüncelerimizle gerçekleştirebileceğimizi ve hatta başımıza gelen her şeyin düşüncelerimiz yüzünden olduğunu anlatıyor bize. Yani kitaba göre atalarımız “aklıma gelmeyen başıma geldi” sözüyle yıllardır bizi kandırmışlar(!) Kitap ayrıca evrenin çok zeki olduğundan, her düşüncemizden haberi olduğundan ve ne istersek bize verecek kadar emrimize âmââe olduğundan bahsediyor.

Öncelikle kitapta yazılanlara yabancı olmadığımızı ve bunların aslında sanıldığı gibi sır olmadığını belirtmekte fayda var. Kitapta özünde doğru olan şeyler olduğu ama bunun eksik bilgi ve yanlış bir dille anlatıldığı da kesin. Kitabi okurken sanki daha önce okuduğum bir kitabı(1) yazarın kendince tekrar uyarlayıp ve yine kendince yazdığı hissine kapıldım. Aynı örnekler bile vardı içinde. Kitapta çekim yasası, evren, yüce akıl kelimeleri sıkça kullanılmış. Bizim her düşündüğümüzü duyan ve bunları bize veren kavramlar olarak geçiyor bunlar. Ama yüce akıl kitapta denildiği kadar zeki değil aslında. Mesela ‘fakir olmak istemiyorum’ düşüncesini anlamıyor. Yüklemin olumlu ve olumsuzluğunu anlamıyor. Sadece düşüncelerimizin tümleçleriyle ilgileniyor. Evrene göre fakir olmak istemiyorum=fakir olmak. Ve biz fakir olmamayı düşündüğümüz, sonuçta fakirliği düşündüğümüz için fakirlik üstümüze üstümüze geliyor. Bunun yerine zengin olmak istiyorum diye düşünecekmişiz. Ve zengin olacakmışız. ‘Zengin olmak istemiyorum’ dememiz de durumu değiştirmez ve evren yine bize zenginlik verirmiş. Evren, yüce akıl her şeyi anlıyor(!), bize sunuyor(!) yalnız yüklemleri anlayamıyor. Aslında olay bu kadar zor ve karmaşık değil. Sadece Allah ve dua kavramları kaldırılmış ve biraz daha zorlaştırılıp eksiltilerek sunulmuş bize. Kâinattaki var olan herşeyin kalbinden, aklından geçen en ufak hatıralarını bile işiten ve onlara kendi istediklerinden bile daha güzeliyle cevap veren Cenab-ı Hak bize dua gibi bir nimet vermis. İstemek vermiş. Demek ki vermek istemiş. Yüklemlere, sıfatlara takılmadan hatta hiç dillendirmesek bile isteklerimizi duyuyor ve bize cevap veriyor. Öyle durumlar vardır ki bazen biz bile bilemeyiz aslında ne istediğimizi. Sabretmişiz, tevekkül etmişiz. Bir bakmışız aslında bizim düşünemediğimiz kadar güzel sonuçlanmış herşey.

Biz olayların sadece şu an ki boyutunu görebiliriz ancak. İleriyi göremediğimiz için şu an yasadığımız durumun ilerdeki yararını yada zararını bilmeyerek o an kolayımıza gelen yanıyla değerlendirebiliyoruz içinde bulunduğumuz durumu. Doktora giden bir hastanın ‘doktor bana şu ilacı yaz’ demesi gibi durumumuz. Başımız ağrırken mide ilaci istemek gibi hatalara da düşüyoruz. Eğer doktor baş ağrısı için ilaç verirse hakkımız var mıdır doktora kızmaya.

“Evren her insanın yaşamındaki her duruma yetecek gücü onlara taşır. Bireysel akıl, evrensel akla dokunduğunda bu gücü elde eder. ‘The Secret’ten. Tüm semavî dinlerde bahsedilen Allah’a dayanma ve sığınma durumu. Mevlana’nın şu sözünü hatırlatıyor: “İsteyip alsaydı yüce Allah’tan desteğini, o da yapardı Hz. İsa’nın yaptığını.” Sözlerimizin ve düşüncelerimizin bizi maddî ve manevi etkilediğini biliyoruz ve kabul ediyoruz. Bunların dua niyetine geçtiğini ve davranışlarımızın da duamızla paralel olması gerektiğini de. Peygamber Efendimiz’in mübârek hadislerindendir: “Ya hayır söyle ya da sus” ve “Deveni bağla sonra tevekkül et”

Elhasıl; bu kitap içi boşaltılmış bir ceset gibi. Ruh ve şuur yok bu kitapta. Hâlbuki ruh, hayatın nuru ve şuur, ruhun nurudur. Hayatın aydınlanması ruh, ruhun aydınlanması şuurla olur. The Secret ekibinin bu anlattıklarımızla ilgilenmediği ortada. Zihinleri karıştırmak pahasına da olsa amaçlarına ulaştılar. Bizim ‘İMAN’ dediğimizi içi boş paskalya yumurtaları gibi ‘SIR’ra boyayıp sattılar. Başardılar ve çok sattılar. Eee ekipte bol sayıda satış ve pazarlama uzmanı olduğuna göre bu çok da zor olmasa gerek. Arif olan anlar. Fazla söze haber yok. Biz biliyoruz ki; ‘iki kişinin bildiği sır değildir.’ The Secret yerine okunabilecek kitaplar:

1-Ruhsal zekâ Muhammed Bozdağ

2-İstemenin esrarı Muhammed Bozdağ

3-Sıra dışı yaşam becerileri Melih Arat

Sümeyra Nur Güngör/İstanbul



Bu haber 1,174 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,454 µs