En Sıcak Konular

Fazla tuz hastalıklara yavaşça zemin hazırlar

29 Ekim 2014 12:07 tsi
Fazla tuz hastalıklara yavaşça zemin hazırlar Tuzu; her gün yediğimiz ekmekten, peynirden vücudumuza alıyoruz. Yemeklere tuz eklemek ise ekstra tuz tüketimine neden oluyor. Fazla tüketilen tuz da kalp ve böbrek hastalıklarına yol açabiliyor.

Türk Gıda Kodeksi'nin tuz tebliğine göre tuz; ana maddesi sodyum klorür olan ham tuzdan tüketime uygun nitelikte elde edilen mineral madeninin adıdır. Tuzun yüzde 60'ı klor, yüzde 40'ı sodyumdan oluşur. Tuz doğal yiyeceklerde bulunduğu gibi göllerden, denizlerden ve kayalardan saf olarak da elde edilebilir. Tuzun bir gramında 400 mg., bir çay kaşığı sofra tuzunda 2300 mg. sodyum bulunur. 'Ben hiç tuz kullanmıyorum' demek yenilen yemeğe ekstra tuz eklemiyorum anlamına gelir. Çünkü yediğiniz ekmekten peynire, sebzelerden etlere kadar her yiyecek, farklı oranlarda tuzu doğal olarak içermektedir. Ülkemizde tüketilen tuzun büyük bir kısmının sofrada kullanılan tuzdan gelmediği, işlenmiş yiyeceklerden sağlandığı son araştırmalarda göze çarpan önemli bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yiyecekler; turşu, zeytin, peynir, tüm şarküteri ürünleri ve kabartma tozu eklenmiş tuzlu hamur işleridir.

FAZLASI SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR

Yetişkin bir insan vücudunda 90-130 gram kadar sodyum vardır. Bunun aşağı yukarı yarısı kemiklerde, büyük kısmı ise hücre dışı sıvılarda yer alır. Kemikte bulunan sodyum minerali kemiğin sertleşme özelliğinin oluşmasına ve kalsiyumun kemikte denge halinde bulunmasına katkı sağlaması nedeniyle hayati önemi olan bir görevi üstlenir. Kronik hastalıkların en önemli değişebilir risk faktörlerinin başında sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği ve sigara kullanımı gelirken, bunu kan basıncında artış, kan şekerinde yükselme ve fazla kilo alma izler. Dünya Sağlık Örgütü bu risk faktörleri kontrol altına alındığında; kalp ve diyabetten yüzde 80, kanserden de yüzde 40 korunabildiğimizi belirtmektedir.

TANSİYON:

Tuz, başta hipertansiyon olmak üzere bazı hastalıklar için ciddi risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortalama ülke nüfusumuzun yüzde 20-25'inin hipertansiyon hastası olduğu düşünülmektedir. Yapılan çeşitli araştırmalarda, günlük yiyeceklerden tuzu bir gram kadar azaltmanın; yüzde 5 felçten, yüzde 3 kalp krizindenden korunmak anlamına geldiği belirtilmiştir.

MİDE KANSERİ:

Tuzlu yemek mide kanserinin oluşmasında oldukça önemli bir risk faktörüdür. Birçok işlenmiş et ve şarküteri ürünleri, soya sosu, tüm sebze konserveleri, tuzlu salata sosları ve tuzlu kraker tüketimi; mideyi tahriş edici unsur olarak mide kanserini tetikler.

BÖBREK HASTALIĞI:

Tuzlu beslenme böbrek hastalığı olmayan kişilerde albüminüriyi ve böbrek hastalığı olanlarda hem albümin, hem de proteinin idrar ile atımını artırmaktadır. Çok açıkça belirtmek gerekirse; tuzlu yeme alışkanlığı olan kişilerin böbreklerinde akut veya kronik bir hastalığa geçiş riski çok fazla olmaktadır.

KALÇA KIRIĞI:

Tuzlu yiyecek tüketimi idrar kalsiyumu atımının da en önemli ana belirleyicisidir. Tuz alımı arttığında uyarı mekanizmaları harekete geçerek bağırsaklardan kalsiyumun emilimini artırarak kemiklerden kalsiyumun çekilmesine ve özellikle kalça kemik yapısının bozularak osteoporoza neden olduğu bildirilmektedir.

OBEZİTE:
 
Tuzlu besinleri sık ve fazla yemek, dolaylı olarak şişmanlığı da tetikler. Tuzlu yendikçe asitli ve şekerli içecek tüketimi de artmakta ve günlük alınan kalori miktarı birden yükselerek şişmanlık oluşumu da kolaylaşmaktadır. Özellikle tuzlu cips, tuzlu patlamış mısır ve tuzlu krakerlerin asitli içecek isteğini artırdığı bildirilmektedir. Vücudumuzun bazı fonksiyonları için sodyuma ihtiyacımız varken; fazla alınması başta inme olmak üzere, kalp ve böbrek hastalıklarına neden olabilir. Vücutta sıvı ve kan basıncı dengesinin düzenlenmesi, kas ve sinir sisteminin düzgün çalışması için günde sadece 1500 mg. kadar sodyuma ihtiyaç vardır.

TÜKETİCİ DOSTU ETİKETLEME SİSTEMİ
 

Sodyumun azaltılmasında en önemli anahtar strateji, besin endüstrisinin aşağıda sıraladığım hazır besinlere besin etiketlenmesi ile sodyum oranının fazla, orta veya düşük olduğunu göstermesi ile sağlanabilmektedir. Finlandiya ve İngiltere, renk sistemi ile yiyeceklerdeki sodyum miktarını belirten basit, etkili ve tüketici dostu etiketleme ile dünyadaki ilk uygulamayı başlatmıştır. Kırmızı renk fazla tuz, sarı renk orta derece ve yeşil renk tuz oranının oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Tuzun azaltılmasında besin endüstrisinin öncelik tanıması gereken yiyecekler şunlardır:

Ekmek, peynir
İşlenmiş et ürünleri
Cips ve soslar
Hazır krakerler
Kahvaltılık tahıllar
Konserve balık ve deniz ürünleri

BESİNLERDE BULUNAN SODYUM MİKTARLARI

1 adet yumurta 69 mg.
100 gr. konserve bezelye 236 mg.
100 gr. sardalye konserve 825 mg.
80 gr. ton balığı konserve 791 mg.
100 gr. patlamış mısır 1944 mg.
2 orta boy elma 3 mg.
1 kase çilek 3 mg.
1 adet muz 1 mg.
100 gr. kuru domates 2095 mg.
1 çay bardağı havuç suyu 274 mg.
100 gr. salam-sosis 1267 mg.
100 gr. cips 1000 mg.
1 tabak karnabahar 2 mg.
1 tabak bezelye 2 mg.
1 tabak taze semizotu 1 mg.
1 su bardağı domates suyu 218 mg.
1 tabak yeşil mercimek 2 mg.
4 dilim ekmek 535 mg.
100 gr. tuzlu kraker 1100 mg.
3 dilim peynir 965 mg.
100 gr. tereyağı 826 mg.

Selahattin Dönmez - Sabah



Bu haber 922 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,017 µs