'Sulandırınca' renkleri çıktı

27 Ekim 2014 09:31 tsi
Hükümete yönelik eleştiriler, ‘PYD-PKK’ya yol açılıyor’ yüzeyselliğinde kaldı. Ankara, Kobani’ye 'asker desteğini' iki maddede halletti. O plan tek taşa dönen okey tahtalarını devirdi… iyibilgi Ankara

ABD Başkanı Obama ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabaha karşı 02:00’de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Kobani’ye atılan Amerikan yardımları ve ardından PYD’ye gönderilmesi beklenen “asker desteği” muhalefetin ağır eleştirilerine maruz kaldı.

Hem MHP’nin hem CHP’nin ve genel olarak hükümet, paralel medya ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı muhalefetin özü, “PYD üzerinden PKK’ya yardıma göz yumulduğu, kabul edildiği” iddiasıydı.

Muhalefet geri alınabilir mi?

PYD’ye atılan Amerikan yardımları üzerinden yapılan eleştiriler çabuk kesildi. Çünkü ortaya çıktı ki, ABD’ye itiraz edilmiş, “yardım etmemiz veya destek sağlamamız zaten bir kenara, PYD veya benzer örgütlere sizin de silah yardımı yapmanıza karşıyız” denmişti Obama’nın yüzüne karşı. Ancak o güne kadar ağır ve yanlış eleştirilerin büyük çoğunluğu kamuoyuna ulaşmıştı ve geri çekilmesi mümkün değildi.

Bugün gelen eleştiriler ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kobani’ye Peşmerge gönderilmesi benim fikrimdi zaten, Obama’nın değil” sözlerinin ardından geldi. Yine yukarıda belirtilen muhalefet, “PYD ve PKK’ya yardım yolu açılıyor” itirazlarını yükselttiler.

Muhalefetin dış politika metodunu merak edenlere gelsin

ABD kendi başına iş yapıyordu ve kimseyi dinlemeyeceği de anlaşılmıştı. Ancak ABD, kara desteği de istiyordu ve bunun yollarını arıyordu. Dahası silah ve mühimmat desteğinin çapını da genişletmeyi düşünüyordu.

Bu bağlamda PYD’ye gidecek “asker”in kim olacağı önemli bir konuydu ve asla PKK olmamalıydı. İşte Ankara bu noktada artık bilindiği gibi iki öneri getirdi. Özgür Suriye Ordusu veya Peşmerge’nin bölgeye gitmesi. Ankara bu teklifi yaparken aklında iki nokta vardı: 1. Her iki oluşum da Ankara’ya yakındı. 2. PYD, ikisini de istemeyecekti.

Tam olarak öyle oldu ve PYD bin dereden su getirerek hem Peşmergelere hem ÖSO’ya itiraz etti, itirazın yetmediği yerde bir sürü ayak oyunu yaptı. Peşmerge sayısı önce 2000’di, sonra 500’e ardından 155, sonra da 150’ye indirildi. PYD istemiyordu. 'Sadece silah verin' dedi, Erbil kabul etmedi. ÖSO 1300 asker vaat etti, PYD “tamam ama” dedi, “başka bir cephe” açalım. Dün nihayet Peşmergelerin (150 kişi) bölgeye geçmesi bekleniyordu, yine teknik bir nedenden iptal oldu. Belki bugün-yarın geçecek.

Kısaca, Türkiye bu geçiş iznini vererek aslında hem PYD’nin gerçek yüzünün görülmesini, maskesinin düşmesini sağladı hem de buraya PKK’nın gidecek olmasının veya başka bir savaşçı güç gidecek ise kendi kontrolü dışında olmasını engelledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle diyor dün yayınlanan gazetelerde; “Şu anda ÖSO’nun attığı bu adım birçok tuzağı da bozuyor. Onun için ben bunu çok hayırlı bir adım olarak görüyorum. PYD’nin tezgâhını, tuzağını bozacak.” Başbakan Davutoğlu ise bugünkü gazetelere şöyle konuşmuş; "Maskelerini düşürdük."

Peki siyasi partiler, medya, sosyal medyadaki muhalefet ne yapıyor? Göremiyor ama konuşuyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,980 defa okundu.