En Sıcak Konular

Ankara’nın son 24 saatteki ‘şifreli mesaj’larını çözdük!

6 Eylül 2007 12:13 tsi
Ankara’nın son 24 saatteki ‘şifreli mesaj’larını çözdük! Ankara’da 24 saat içinde kaç şifreli siyaset ve diplomasi mesajı kullanıldığını düşündünüz mü? Biz düşündük! Ve iyibilgi okurları için bu şifreleri kırdık. Sembollerle, davranışlarla, çok katmanlı açıklamalarla verilen mesajların kodlarını çözdük. İ

Devlet yönetiminde ve siyasette kimse derdini açıkça söylemiyor. Devlet ve diplomasinin “raconu” bu. “Mesaj vereceksin”!

Bu mesaj “anlayana” olacak, “anlayacak olanın” anlayacağı biçimde olacak, “derdi” ve “beklentiyi” aktaracak! Protokoler devletin ve ağır diplomasinin gerçeği bu. Pekala, “kardeşim neyse derdiniz çıkıp açıkça söylesenize” denebilir.

Denebilir ama bunun pratik sonucu olamaz. Çünkü yeni dünyada bu formül akamete uğradıysa da, “mesajın” herkes tarafından açıklıkla anlaşılmasının “zararı” olduğu da düşünülür.

Akmetin nedenine gelince. “Yüksek siyasetin” kodları, yani derinlikli mesajlaşmalar ve bilinmeyen nedenlere bağlı iletişim, elbette her zaman aynı netlikle görülmez ama modern çağın bir gereği olarak medya ve siyaset uzmanları da kendini bu alanda yetkinleştirmiştir. Yani mesajı “okurlar”.

Bir devlet yöneticisi veya siyasetçinin ağzından çıkan kelimeyi “aynıyla” almamak gerektiğini öğrenmiştir bir çok kişi. Yine de “sembolik mesaj” yöntemi çoğu zaman “halkın” anlayabileceği veya medyanın ya da uzmanların kolayca kırabileceği şifrelerden oluşur. Zaten onun için kolaydır. Mesaj herkese gitsin diye!

24 saatlik semboller ve şifreler!

İşte bunun için iyibilgi Ankara’nın siyaset ve diplomasi “şifreli mesaj”larını sizin için çözdü. Bakın sadece bir, bir buçuk gün gibi kısa sürede Türkiye’de kaç “şifreli mesaj” havada uçuyor.

Yorum köşemize siz de yakaladığınız veya bizim atladıklarımızı ekleyebilirsiniz…

Çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı ve first lady Hayrünisa hanım Köşk’ün resmi internet sitesine ilk resimlerini koydular. Resmin arkasında son derece flu bir camii silueti yeraldı. Genellikle Cumhurbaşkanlığı forsu ve Türk bayrağı önündeki resimler kullanan Cumhurbaşkanları’ndan sonra bu fotoğraflar elbette “mesaj ne?” sorusuyla karşılandı.
- Aynı Cumhurbaşkanı dün verdiği “brunch-resepsiyonda” Köşk’teki tüm içki şişelerini masaya koydurttu ve herkese içki servisi yaptırdı. Bu da bir ilkti. İçkilerin markalarına kadar herkes Köşk’te içki servisi yapıldığını gördü. Buradan da bir mesaj çıktı tabii.
- Aynı resepsiyona Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi katılmadı. Bu da net ve anlaşılır bir mesajdı. Ama daha önemlisi Genelkurmay bu resepsiyona 28 Şubat’da tank yürüten ve şimdi Orgeneral rütbesinde bulunan komutanını gönderdi. Bu da bir mesajdı ve hallice bir mesajdı.
- Peki ama resepsiyona katılmayan Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları ne yaptı? Onlar birlik denetlemeye gittiler ve “tankları” incelediler. Nerede mi? “Kayseri”de! Bir mesaj olabilir mi tartışılıyor!
- Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, “Diyarbakır ‘kale’dir” dedi. Kimin kalesidir içeride kimin adamları vardır gayet iyi anlaşıldı ama kimse “yüzlemedi”. Ancak “Baydemir Kaleci” olmuş diye iş “futbol şakasına” vuruldu. Bu şakaya gülmeyen ve mesajı anlayan bir Cumhuriyet Savcısı konuşma hakkında inceleme başlattı. Baydemir de bunun üzerine “gece üç kere hapşırdım” diyerek, kötü bir espri yaptı ve Ankara’nın alışık olmadığı düzeyde bir mesaj verdi.
- Cumhurbaşkanı Gül, dünkü resepsiyon öncesi TBMM’yi ziyaret etti. Başkanlık Divanı’na da uğrayan Gül’ün geleceğini öğrenen CHP’liler divanı terk ettiler ve odalarına gittiler. Bu mesaj bilinen bir mesajdı ve fazla üzerinde durulmadı.
- Dün Cumhurbaşkanı Gül’e Birleşmiş Milletler toplantısına katılılıp katılmayacağı soruldu; Gül, “Hayır ilk ziyaretimi Kıbrıs’a yapacağım” dedi. Buradan diplomatik “iki” mesaj çıktı. İlki, Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen bir Cumhurbaşkanı olarak Gül, “teamülleri” devam ettireceği mesajını verdi, iki, dünyaya Kıbrıs konusundaki tutumumuzu hatırlattı. Bu açıklamanın de-şifresini derinleştirmek de olası. İngiltere Dışişleri Bakanı Türkiye’deydi ve Gül’le de görüşecekti. Önemli konulardan biri de elbette Kıbrıs’tı ve Gül basit bir açıklama ile konunun tozunu aldı!

- Tabii hep mesaj verilecek değil, alındığı da olur ve son 24 saat içinde ilk anlamlı mesaj yine İngiliz Dışişleri Bakanı'nın ilk dış ziyaretini Türkiye'ye, kendisi gibi yeni ve genç meslektaşı Babacan'a  yapmış olması. Londra ne diyor dersiniz? Onun için de söylediklerine bakmak gerekiyor ama bu ilk ziyaret ve ilk ev sahipliği elbette bir mesaj!
- Fark edilmeyen, gözmlerden kaçan “ağır” mesajlar da yaşandı dün. TBMM Kanunlar ve Kararlar Dairesi, milletvekilliği dokunulmazlığı düşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “kayıp trilyon” davası ile ilgili dosyasını Başbakanlığa(!) gönderecek. Dosya buradan da Adalet Bakanlığı’na havale edilebilecek. Elbette AKP hükümetinin bunları ne kadar zamanda (!) yapacağına ilişkin bir kesinlik yok ama, Ankara’da buluttan nem kapan odaklar, “hükümet Cumhurbaşkanı ‘tarafsız’ tutumunu abartırsa elimizde koz bulunsun” yorumunu getirmeye başladı. Kabul etmek gerekir ki bu oldukça incelikli bir mesaj oldu!
- Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesud Barzani, “İran ve Türkiye bizi kimsesiz, desteksiz zannetmesin” dedi. Biz de hep birlikte “Allah Allah Barzani’yi kim destekliyor acaba” diye gece uyumadık. Barzani henüz kavim kültüründen devlet disiplinine geçemediği için herkesin bildiğini “mesaj” olarak verdi.
- Cumhurbaşkanlığı resepsiyonunda zoraki mesajlar da vardı. Abdullah Gül Köşk’ü halka açtığını göstermek üzere seri resepsiyonlar verecek ama bu törenler sırasında “dokunulabilecek kadar yakın Cumhurbaşkanı” olduğu da ortaya çıkacak. Örneğin bir AKP milletvekili dün Gül’an yanağını okşadı, Vatikan temsilçisi ise Cumhurbaşkanını kucakladı. Oysa bu iki hareket de Cumhurbaşkanlığı protokolü için kabul edilemez hamleler. Oldu de ne oldu? Pek bir şey değil ama Gül’ün ne kadar halkın içinden bir Cumhurbaşkanı olacağının mesajı verildi!

Elbette tüm bu mesaj alış-verişleri sadece gün içinde yaşananlar. Örneğin son üç-dört ayın listesi çıksa kitap kalınlığında malzeme elde edilmiş olur. Bir de siyaset ve diplomasi dışında mesajlaşmalar var. Ekonomi alanında Medya’da vb. Hepsinden anlaşılan ise şu; bu şekilde iletişimi seviyoruz. Ama herkes birbirini anlıyor mu, işte o biraz şüpheli!
www.iyibilgi.com



Bu haber 1,434 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,743 µs