En Sıcak Konular

Diyarbakır'dan gelen mesaj...

6 Eylül 2007 12:02 tsi
Ama artık düdüklü tencere ötüyor. Ses çıkarıyor. Artık bu kapağı başımdan alın diyor.Hüseyin Gülerce DTP tavanı ile tabanı arasındaki farlılıkları yazdı. İşte o yazı...

Hüseyin Gülerce/ Zaman

Diyarbakır'ın mesajı doğru okunmalı

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Diyarbakır kaledir; ama düşmeyecektir, Başbakan savaş istiyorsa savaşırız" diyor.

Doğu ve Güneydoğu'da iki partinin kaldığını 22 Temmuz seçimleri göstermiş oldu. DEP, DEHAP, HADEP çizgisinin bugünkü partisi DTP ile AK Parti... DTP, bölücü teröre karşı hiçbir zaman tavır koymuyor. PKK lideri hakkında tek eleştiri yapmıyor. Hatta Meclis'teki ilk icraatları, Öcalan'ın hapishane şartlarının iyileştirilmesi teşebbüsü oldu. Bir parti gibi değil, bir örgüt gibi davranıyorlar. İşin aslının ne olduğunu herkes biliyor. Ancak Güneydoğu'muzda bizim geleceğimizi tehdit eden, ayağa kalkmamızı engelleyen bir büyük problem var. Şimdi DTP'nin Meclis'teki varlığı ile "biz bu problemi çözmede acaba Meclis zemininden nasıl istifade edebiliriz?" diye çareler aramak zorundayız.

Sayın Başbakan, hükümet programı üzerindeki görüşmeler sırasında DTP'lilere seslenerek, PKK'yı bölücü terör örgütü olarak tanıma çağrısında bulundu. Tabii ki olumlu bir cevap alamadı. Almazdı da... DTP'nin yapmayacağı bir şeyi talep etmek acaba Meclis zemininde çözüm bulmaya yardımcı olur mu? Kanaatimizce olmaz. Baydemir'in tepkisindeki sertlik de bunu anlatıyor.

Aslında AK Parti, 22 Temmuz'daki başarısı ile Güneydoğu meselesinin çözümünün nerede olduğunu da herkese göstermiş oldu. AK Parti'ye verilen desteği iyi okumalıyız. İyi okumalıyız; çünkü Türkiye, en önemli meselesini çözmek için ilk defa bir fırsat yakaladı.

Bölge insanımız, "önce barış" demiş ve çözümü Türkiye'nin bütünlüğü içinde gördüğünü ifade etmiştir. AK Parti'nin bölgeye yaptığı hizmetler, bölge insanını kucaklaması, ilerisi için bu partiye bir kredi açılmasının doğru olacağı kanaatini pekiştirmiştir. Diyarbakır'ın ve bölgenin verdiği bu mesaj doğru okunmalı ve gereği yapılmalıdır.

DTP, hâlâ seçim başarısızlığının psikolojisinden kurtulmuş değildir ve önümüzdeki yerel seçimler onlar için bir var olma yok olma anlamına gelmektedir. AK Parti, DTP ile söz düellosu yapmak yerine, Doğu ve Güneydoğu'ya büyük bir hizmet seferberliği başlatmalıdır.

DTP ve PKK arasındaki bağlılık sadece yönetici kadrolar arasındadır. PKK da, DTP de kendilerine destek veren taban ile ciddi bir değer farklılaşması içindedir. Bu gerçeği de en güzel şekilde, bölgeyi en iyi analiz edenlerden biri olan Altan Tan ifade etti. Söylediği şudur:

"Bugün bölgedeki siyasi yapıyı bir düdüklü tencere gibi düşünmek gerekiyor. Tencerenin kapağı Marksist ve Alevi çizgidedir. Bugün PKK'nın yönetici kadrosunun önemli bir kısmı Pazarcık, Elbistan ve Tunceli kökenlidir. Çoğu Stalinist bir anlayıştan geliyor. Tencerenin kendisi ise Sünni, Şafi ve Nakşibendi'dir. Dolayısıyla bugün tencereyle kapak arasında bir uyum sorunu vardır.

Ama artık düdüklü tencere ötüyor. Ses çıkarıyor. Artık bu kapağı başımdan alın diyor. 22 bağımsız DTP'li içinde namaz kılan, Ramazan orucunu ful tutan bir tek kişi yok. Bunu hakaret anlamında söylemiyorum, bu bir tespittir. Çünkü bu insanların temsil ettikleri seçmenin yüzde 70'i oruç tutuyor, yüzde 65'i de beş vakit namaz kılıyor. Aslında DTP'nin tabanı AK Parti gibi, kadroları CHP gibi... DTP'liler, vekili oldukları kitleye benzemiyor." (Milliyet, 30 Temmuz 2007, Devrim Sevimay'ın röportajı) Bölgede, derinlerde dizayn edilmiş bir tezat var. Gönüllere girerek, hizmet götürerek, gerçek kardeşlik projeleriyle barış ve istikrarı sağlamak suretiyle bu tezat bitecektir. Üstelik elimizde, Avrupa Birliği üyelik yolu gibi, özgürlüklerin genişletilmesi ve demokratikleşme için çok esaslı bir zemin ve fırsat var.

AK Parti, esası bırakıp anlamsız tartışmalara girmemelidir.


 



Bu haber 534 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,429 µs