Gizli belge imha edilecek ama bulunamıyor

4 Eylül 2007 15:13 tsi
Milli Güvenlik Kurulu’nun Özal döneminde hazırlanan Dış Türkler Hakkında Özel Milli Siyaset Belgesi’nin Sezer döneminde yürürlükten kaldırılması kararı alındı. MGK Genel Sekreterliği de “İmha edin” yazısı gönderdi. Ancak gizli belg

İSTANBUL - Milli Güvenlik Kurulu’nun, 15 yıl önce hazırladığı “Dış Ülkelerdeki Türkler Hakkında Özel Milli Siyaset Belgesi”nin yürürlükten kaldırılması kararlaştırıldı. MGK Genel Sekreterliği de, “gizli belge”yi 15 yıldır muhafaza eden bakanlık ve kurumlara “imha edin, imha tutanağını gönderin” dedi. Ancak bazı bakanlıklar belgeyi bulamadı. O dönem Devlet Bakanı olan Orhan Kilercioğlu, kendi bakanlığına gönderilen belgeyi Özel Kalem’deki kilitli bir dolapta sakladıklarını, bakan değişimi sırasında da tutanak ile devrettiğini anlattı.

Haberi, Yeni Şafak gazetesi, “Gizli belge sır oldu” başlığıyla duyurdu. Abdülkadir Selvi imzalı habere göre, MGK, 3 Haziran 1992’de ilgili bakanlıklar ile ilgili kurumlara “gizli” kaydıyla “Dış Ülkelerdeki Türkler Hakkında Özel Milli Siyaset Belgesi” gönderdi.

8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın döneminde hazırlanan belge, 17 yıl yürürlükte kaldı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığında 21 Ağustos 2006’da yapılan MGK toplantısında yürürlükten kaldırılması kararı alındı. Bakanlar Kurulu da, 11 Ekim 2006 tarihli toplantısında, belgenin imha edilmesini imha tutanağının MGK Genel Sekreterliği’ne gönderilmesini istedi. Ancak bazı bakanlıklardan imha tutanağı gelmedi.

MGK’DAN İMHA UYARISI

MGK Genel Sekreter Vekili Tuğgeneral Tuncer Erinmezler, bunun üzerine “gizli” damgalı bir yazı yazarak, MGK Genel Sekreterliği’nin 3 Haziran 1992 tarihli yazısı ile ilgili bakanlıklara gönderilen, “Dış Ülkelerdeki Türkler Hakkında Özel Milli Siyaset Belgesi”nin MGK’nın 21 Ağustos 2006 tarihinde, Bakanlar Kurulu’nun ise buna istinaden 11 Ekim 2006 tarihinde yürürlükten kaldırılmasının kararlaştırıldığını, belgenin imha edilerek, imha tutanağının 30 Ağustos 2007 tarihine kadar MGK Genel Sekreterliği’ne gönderilmesi gerektiğini bildirdi.

ESKİ BAKAN, SAKLADIĞI DOLABI TARİF ETTİ

Bu işlemin 4 gün önce tamamlanması gerekiyordu. Ancak bazı bakanlıklar belgeyi bulamadı. Kozmik bürolar devreye sokuldu. Ancak belgenin kozmik büronun alanında olmadığı belirlendi. Genelkurmay’dan MİT’e, TRT’den YÖK’e, Makine Kimya’ya kadar 34 stratejik kuruma özel görevliler tarafından ulaştırılıp, imza karşılığı teslim edilen belge ayrıca dönemin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, Devlet Bakanları Tansu Çiller, Ekrem Ceyhun, Gökberk Ergenekon ve Şerif Ercan’a da teslim edilmiş, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Diyanet ve TÜBİTAK gibi kurumlara ise “İvedi” kaydı düşülerek ulaştırılmış.

O tarihte Dış Türklerden sorumlu Devlet Bakanı olan ve listede yer alan Orhan Kilercioğlu, söz konusu belgeyi hatırladı ve kilit altında tuttuklarını, bakanlar değişince bir bakandan diğerine evrak tanzim edilerek devredildiğini anlattı. “Bunlar alelade evrak değil ki elden ele dolaşmaz, itina ile muhafaza edilir”diyen Kilercioğlu, “Özel Kalem’de bir dolap vardı, orada saklardım” dedi.

KAYIP BELGEDE NE VAR?

Sovyetler Birliği’nin dağıldığı ve Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazandırdığı bir dönemde hazırlanan belgede, Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri arasındaki işbirliği çerçevesinin şöyle tanımlandığı belirtiliyor: “Türk birliği sağlandığı takdirde Türkiye, 21. yüzyıla şekil veren ülkelerden biri olacak. Böylece uluslararası bir güç olarak tarihteki yerimizi tekrar alacağız.”

Rusya ile ilişkilerin de belgede şöyle yer aldığı ifade edildi: “Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra tarihin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşayan Rusya, devlet başkanı düzeyinde Türkiye’ye, ‘Bizden ayrılan Güney Cumhuriyetlerle ilişkilerde Türkiye’yi rakip olarak değil partner olarak görüyoruz’ demiştir. Rusya, asla hafife alınmamalı, bölgenin en büyük gücü olarak görülmelidir. Ancak Rusya, Türkiye’nin bu bölgede ABD adına hareket ettiği kaygısını taşımaktadır. Bu giderilmelidir.”

Sovyetlerin dağılmasının ardından Türkiye’nin bölgede varlık göstermesinden ABD’nin rahatsız olmayacağı da belirtiliyor: “Ancak daha ileri aşamalarda ABD, asıl rakip olarak Türkiye’yi görebilir. Çünkü ABD, tek başına bölgenin enerji kaynaklarının denetimini elinde tutmak istemektedir.”

Haber 10

 

Bu haber 580 defa okundu.