En Sıcak Konular

Ezber bozan yazı...

3 Eylül 2007 13:54 tsi
Ezber bozan yazı... Araplar Türkiye'ye ve Türklere nasıl bakıyor... Mesele ilkokul kitaplarından arta kalan bilgilerle irdelendiğinde Türk-Arap düşmanlığı sık sık vurgulanır. Ancak bu yazı bu ezberi bozuyor. İşte Kudüs'ün sokaklarından Türkiye ve Gül'e yönelik büyük sevgi

Zaman gazetesi yazarı Abdülhamit Bilici'nin yazısından ilgili kısım:

Kudüs'te bir berber dükkânı ve Gül'lü Türkiye 

Bir kez daha kutsal atmosferini koklamak ve gazetecilik yapmak için Aksa'ya doğru Yafa Kapısı'ndan hızla ilerlerken, tarihî Kapalı Çarşı'da müşterisini tıraşla meşgul yaşlı berberin, ayna üzerine yerleştirdiği tarihî Kudüs tablosu dikkatimi çekti. 'Bu kaç yıl önceki Kudüs?' dememle, bizi hayretler içinde bırakan bir sohbetin başlaması bir oldu. Sararmış, siyah beyaz, çerçevesiz resim, 3 büyük din için de kutsal sayılan şehrin 2 yüzyıl öncesini gösteriyordu. Berber dükkânı, Cumhuriyet'imizden 3 yıl daha yaşlıydı. Berberin babası burayı 1920'de açmıştı. Bu resim de babasından kalmış bir yadigârdı. Belki de eski Kudüs'e duyduğu özlemi yatıştıran bir müsekkindi onun için. Çekirdekten yetişmiş orta yaşlı berber, kendisini Abdurrezzak Hoca diye takdim edince hayli şaşırdım. Nitekim biraz sonra ailesinin kökeninin Türk olduğunu, yıllar önce buraya Halep'ten geldiklerini söyleyecekti. İsrail'in Kudüs'ü işgalinden yıllar önce doğan berber, vaktimiz olsa Kudüs'ün Osmanlı ile başlayan İngiliz'le devam eden, sonra Ürdün'e geçip İsrail işgaliyle süren son yüzyıllık dramını bir çırpıda bize anlatacaktı.

Birazdan, sırasını bekleyen müşteri de sohbete katıldı. Büyük dedesinin Osmanlı ordusunda rütbeli asker olduğunu söylüyordu. 'Türkiye'de bugün ne oluyor?' sorusuna verdiği cevap, her şeyden haberdar olduğunu gösteriyordu: "Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı için 3. kez oylama yapılacak. Umarız, laik cumhurbaşkanı isteyen askerler bu kez sorun çıkarmaz." Gül'e nasıl baktıklarını sorduğumda, çehrelerini tebessüm kaplıyordu. Onu yere göğe sığdıramıyor, sanki Gül'ü kafalarındaki Osmanlı ile eş tutuyorlardı. Osmanlı'ya ihanet eden Mekke Emiri Hüseyin'e ateş püskürüyorlardı. 'Şerif Hüseyin mi?' diye tekrarlayınca, 'Neden şerif olsun, 'Fakir Hüseyin' o. İngilizlere kandı. Karşılığında ne aldı?' diyorlardı kızgınca. Gül'ü kendilerine çok yakın buldukları aşikardı. Türkiye'ye sağladığı ekonomik başarıyla övünüyor, Batı ile seviyeli ilişkisini alkışlıyorlardı. Ayrıca dindarlığının altını çiziyorlardı. İslam ülkeleri arasında dayanışmanın artmasına vesile olacağını söylüyorlardı. Yine askerler sorun çıkarmazsa Filistin'e daha çok yardımcı olabileceğini ümit ediyorlardı.

Hayli büyük mevzular konuştuğumuz bu minik berber dükkânından çıkarken, ilginç sohbeti dışarıdan izleyen bir başka esnaf kolumdan tuttu. Bu beklenmedik tepkiye şaşırmıştım. Kıyafet satan minik dükkânının kapısına gidince, hızla kendisi içeriye girdi. Ve elinde pasaporta benzeyen bir şeyle yanımıza geldi. Kapağında Osmanlı tuğrası taşıyan çok yapraklı bu cüzdan, 5. Ordu'ya bağlı Kudüs'te askerlik yapmış Emin isimli bir Osmanlı askerinin kimlik kartıydı. Bir yandan bu belgeyi anlatırken, bir yandan da kendi dedelerinin de Osmanlı ordusunda görev aldığını söylüyordu. Hatta babaannesinin kendisini çağırırken kullandığı 'Hemen gel buraya!' sözlerini hatırlıyordu. Osmanlı derken adeta gözleri parlıyordu. Elindeki cüzdanla birlikte fotoğrafını çektirmek istemedi. Utana sıkıla bu tarihî cüzdanı satmak isteyip istemediğini sorduğumda yüzündeki tebessümden eser kalmadı. 'Nasıl satarım?' dedi. Sanki berberin Kudüs tablosu gibi, o da bu cüzdan sayesinde geçmişle bağlarını koruyordu.

Gül için büyük umutlar taşıyorlar

Rastgele girdiğimiz bir iki dükkânda geçirdiğimiz 10 dakikada sanki koca bir yüzyılı yaşamış gibiydik. Aksa için zaman daha da daralmıştı. Orada konuştuğum insanların hemen hepsi de Türkiye'deki seçimden haberdardı. Gül'ü tanıyorlar ve sevdiklerini söylüyorlardı. Eski Mescid-i Aksa'nın içindeki kütüphanede karşılaştığım bir akademisyen, neredeyse turlarda Gül'ün aldığı oy sayılarını bile söyleyince şaşırıp, "Neden bu ilgi?" diye sordum. Filistinlilerin bölgede yaşananları yakından izlediğini, Türkiye'ye de özel önem verdiğini söyledi. Türkiye'den beklenti konusunda temkinliydi. Her şeyi Allah'tan beklediklerini söylüyordu. Duası şuydu: "Allah, Türkiye'ye ve Gül'e yardım etsin. O zaman belki o da bize yardım edebilir."

Aksa'nın imamıyla da konuştum. O da Gül'ü tanıdığını ve sevdiğini söylüyordu. Hatta Gül'ün bir Kudüs ziyareti sırasında birlikte akşam namazı kılmışlar; Kudüs'ün dününü bugününü konuşmuşlardı. Aynı sohbette, 1967'de Kudüs'ü işgal eden İsrail'in bayrağını Kubbet'üs-Sahra'nın tepesine çektiği ve bunun Türkiye'nin girişimi sonucu oradan indirildiği de konuşulmuştu. Harem-i Şerif Vakfı yetkilileri, son dönemde sorunları olduğunda Türk elçilik ya da konsolosluğunu aradıklarını ve taleplerine cevap bulduklarını söylüyorlardı. Herhalde Dışişleri'ndeki bu değişimde de Gül'ün etkisi vardı.

Bir yanda İsrail'in en deneyimli devlet adamı Peres'in Türkiye ve Gül halkında söylediği olumlu sözleri, barış konusunda Türkiye'den beklentileri; diğer yanda İslam dünyasının kalbi Kudüs'te yaşayan Müslümanların Abdullah Gül hakkındaki olumlu düşünceleri ve dengeli beklentileri. İşte yıllardır barışa hasret çeken Ortadoğu'da ciddi barış rolü üstlenecek yeni Türkiye fotoğrafı bu. Sivil-asker, gazeteci-akademisyen, işadamı-diplomat hepimizin, Kudüs'ten çekilen bu yeni Türkiye fotoğrafını iyi okumamız, buna göre kendimize çekidüzen vermemiz gerekiyor. Dünyadaki diğer aktörlerin de bu fotoğrafı iyi analiz etmesinde fayda var. Endişeye gerek yok; çünkü böyle bir Türkiye sadece Filistinlilere ve İsraillilere değil, bütün insanlığa hizmet edecektir.



Bu haber 496 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,080 µs