O ünlü Bilderberg Konferansı, 2007 yılının yazında İstanbulda yapılır. İstanbul toplantısına katılım listesi çok ilginçtir; bunu araştırmanızı öneririm. Ama hemen ilave edelim, İstanbul buluşması, alışılmışın dışında oldukça açık bir toplantılar silsilesidir. Türkiye, bir yerde bu buluşmaya resmi ev sahipliği yapar. Zaten böyle de olması gerekir.
Rahmetli Mehmet Ali Birand, toplantıyla ilgili izlenimlerini köşesine taşır, çok ilginç bulduğum ve bugün ile karşılaştırmanız için Birandın 6 Haziran 2007de köşesine aktardığı izlenimlerinden bazı cümleler aktarmak istiyorum:
Genelde; AK Parti hakkında, eskiye oranla daha bir kuşku olduğunu, daha fazla soru sorulduğunu gördüm. Geçen yıl böyle değildi. (...) AKP şeriatı mı getiriyor? Bu insanlar neden korkuyor; (o tarihlerde olan Cumhuriyet mitinglerine bağlı olarak-CE) sorularını sordurtmuş katılımcılara... Bizlere de konferans sırasında (Ali Babacana da) aynı sorular soruldu. Birand, toplantıda Bilderberg katılımcılarının en çok Türkiyede darbe olur mu ve Türkiye, K. Iraka müdahale eder mi sorusunu sorduğunu yazdıktan sonra şöyle devam ediyor: ...hemen herkes Türkiyenin büyük bir ekonomik krize girebileceğini söyledi. Toplantıya katılan, büyük fon yöneticilerine, kimi merkez bankası guvernörlerine sordum. Her iki olasılığın da, yabancı yatırımcı kaçıracağını söylediler. Açıkçası korkutucu görüşler açıkladılar. Birandın finali de şöyle; (...) Eğlenceli bir konferas değildi. Dolmabahçe Sarayında Abdullah Gülün nefis daveti ve 3 saatlik bir Boğaz turu dışında, boş bir an yoktu... (...) Bilderbergin neden bu kadar üst düzey bir katılım çektiğini ve neden böylesine merak edildiğini daha iyi anladım.
Korkular gerçek olurken...
Benim Birandın aktardıklarından bugün için anlamlı bulduğum çok şey var ama sizinle, 2007 yılının stratejik önemini ve Bilderbergçilerin korkularının altında yatanı paylaşmak istiyorum. İki şeyden korkuyorlar; 1) AK Parti, daha çok Erdoğan, ne yapacak, her şey eskisi gibi mi olacak, yoksa siz başka bir şey mi yapacaksınız. 2) Türkiye, PKK ve Kürt sorunu bahanesiyle Irak coğrafyasına girip, etkin olacak mı, buradaki emeliniz nedir?
Bu iki önemli korkuları da haklıydı, çünkü, özellikle Erdoğan, gerçekten başka bir şey yapmak istiyordu ve bu şeyin iki temel ayağı vardı; birincisi, Türkiyeyi yıllardır soyan, ekonomiyi bir avuç tekele veren ve bu tekellerin ve de onların dış ortaklarının odak olduğu bir ekonomiden, halkın ve halkın işletmelerinin odak olacağı bir ekonomiye geçmek... Zaten bunun ilk iki adımını da Erdoğan, 2008 yılında attı ve biliyorsunuz, bu adımlarla birlikte kapatma davası geldi.
Birincisi IMFnin kovulması idi, ikincisi de bugünkü çözüm sürecinin ekonomik temeli olan, GAP Eylem Planı idi.
İkinci Bilderberg korkusunu da Erdoğan, ağırlıklı olarak, 2010 Anayasa Referandumundan ve 2011 Haziran Genel Seçimlerinden sonra hayata geçirmeye başladı. Bu, Türkiyenin, Osmanlının parçalanmasıyla yok edilen enerji ve transit geçişlerle örülü Doğu pazarlarına doğru genişlemesi idi.
İşte Bilderbergçiler, Birandın aktardığına göre, en çok Türkiyenin K. Iraka girmesinden korkuyorlardı. Bundan, Britanyanın Musul ve Kerkükteki yatakların dünyayı yönlendirecek kadar zengin olduğunu, 1918de keşfetmesinden beri korkuyorlar. Bunun için İstanbuldan bile vazgeçip Musulu, yangından mal kaçırıp gibi işgal ettiler ve Lozanda, bunun için, her türlü dolabı çevirip Türkiyeyi eli boş yolladılar.
2007den daha iyiyiz, o halde devam...
İşte tam şimdi, Bildergberçilerin -yani küresel finans oligarşisinin- bu iki korkulu rüyası, daha da, ete kemiğe bürünüyor. Türkiye, Kürdistan Yönetimi ile anlaşarak Musul-Kerkük kaynaklarına ulaştığı gibi, Azerbaycan üzerinden Hazar kaynaklarına, Türkmenistan ve Kırgızistan üzerinden Kafkasya pazar ve kaynaklarına erişiyor ve Doğu Çin Denizi limanlarından başlayarak, Avrupa içlerine ulaşan tüm transit demiryolu, deniz, hava ticaret ağları, ekonomik olarak da Türkiye denetimine giriyor. Yani Asya kalkınması ile Türkiye kalkınması buluşuyor ve enerjiden başlayarak çok büyük bir pazar ve ulaşım ağı entegrasyonu gerçekleştiriliyor.
İşte, tam da İstanbulda Bildergberg toplantısının yapıldığı 2007 yılında çökmeye başlayan eski dünya düzeninin çöktüğü yer ve kesin olarak biteceği tarih de belli olmuş oluyor. Şimdi soruyorum; 2007de Bildergberçilerin korkuları bugünkünden farklı mı, hayır, peki biz, 2007den iyi durumda mıyız, evet, o zaman devam!
Cemil Ertem / Star (İlgili kısım)
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle