Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş'tan kritik uyarı
14 Ağustos 2014 14:27 tsi
Son ekonomik gelişmeleri değerlendiren Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, "Şimdi dengelere hiç aldırmadan faizle istedikleri gibi oynasınlar ki 3 ay sonra ne olacağını görsünler. Çünkü görmeden hiçbir şeye inanmıyorlar" dedi.
Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz ile Cumhurbaşkanlığı veda resepsiyonunda karşılaştığını aktaran Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar, Durmuş'un önemli açıklamalarını okuyularıyla paylaştı.
Durmuş'un, faiz üzerinde baskı kuranların 94 krizini unutmuş olabileceğini belirttiğini ve Şimdi dengelere hiç aldırmadan faizle istedikleri gibi oynasınlar ki 3 ay sonra ne olacağını görsünler. Çünkü görmeden hiçbir şeye inanmıyorlar şeklinde dikkat çekici açıklamada bulunduğunu aktardı.
İŞTE O YAZI...
"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünisa Gülün önceki akşam bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, komutanlar ve büyükelçilere dönük veda resepsiyonunda Ekonomi Başdanışmanı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmazla karşılaşınca Merkez Bankasına yönelen okları sordum.
Önce Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçının Bakanlar Kuruluna yaptığı sunumu anımsattı:
- Sunum Merkez Bankasının internet sitesinde var. Sunumun 22nci slaytında imalat sektörünün giderlerinin bileşenleri yer alıyor. Bileşenler içinde finansman giderlerinin payı yüzde 2.2 görünüyor.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin Merkez Bankası yönetimine yüklendiğine işaret etti:
- Sayın Zeybekci acaba o slaytı görünce, Bir yanlışlık olmasın? diye sordu mu? Sormadıysa, imalat sektöründe finansman giderlerinin payının yüzde 2.2 olduğunu doğru kabul etmiş demektir.
Faiz üzerine baskı kurmanın yol açtığı sonuçları Türkiyenin daha önce yaşadığına değindi:
- 1994 krizinde bunu gördük. Ancak, üzerinden zaman geçtiği için unutanlar var.
Ardından içinden geçenleri paylaştı:
- Merkez Bankasına sürekli yüklenen bazı isimler var. İçimden hepsinin Merkez Bankası başta olmak üzere ülkemizin makro politikalarını belirleyen ekibinde aktif görev almaları, söylediklerini de hemen yapmaları geçiyor. Makro dengelere hiç aldırmadan faizle istedikleri gibi oynasınlar. 3 ay sonra ekonominin nereye gittiğini görsünler.
Söz konusu isimlerin, sonucu görmeden ikna olmayacağının altını çizdi:
- Madem çok istiyorlar, torba yasalardan birine Merkez Bankası Kanunu ile ilgili istedikleri değişiklikleri koyarlar. Merkez Bankasına sadece emisyon görevi verirler. Geri kalan politikaları istedikleri gibi yürütürler.
- Bu adımlar ekonomide sıkıntı yaratmaz mı?
- Ben de söz konusu kişilerin bunu görmesini istiyorum. Görmeden hiçbirşeye inanmıyorlar çünkü.
- Dışarısı dahil, piyasalarda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan konusunda tedirginlik yaşanıyor. Babacan, önümüzdeki dönemde hükümette görev almazsa yansıması nasıl olur?
- Sayın Babacana 10-12 yılda içeride ve dışarıda oluşmuş bir güven var. Ali Beyin ve Mehmet Beyin (Şimşek) kabinede olması, ekonomide istikrarın sigortası olarak görülüyor. Kadroda değişiklik olursa, yeni göreve gelenlerin ne yapacakları görülene kadar tedirginlik yaşanır. Yeni gelenler, temelde aynı politikaları sürdürürse, tedirginlik kalıcı olmaz.
Sonra ekledi:
- Ülkemizin Sayın Babacan gibi içeride ve dışarıda güven yaratan kadrolara ihtiyacı var. O zaman, ekonomide çıpa bir-iki kişiye bağlı kalmaz.
İstanbula dönünce ilk işim Yılmazın sözünü ettiği slayta bakmak oldu. Slaytta, İmalat sektöründeki firmaların finansman giderlerinin toplam net satışlara oranı tablosu da vardı. 2002de yüzde 7 olan oran, 2005te yüzde 1.8e kadar inmiş, 2008de 5.6ya yükselmişti. 2012de ise 2.2ye gerilemişti.
Bu tabloya rağmen, Merkez Bankasına yüklenmek haksızlık değil mi?
Üstüne bir de Babacan tedirginliği yaşatmak doğru olur mu?"
Bu haber 511 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle