Randevulu oyun kaldırılması için ilk adım

8 Ağustos 2014 14:53 tsi
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu, "Ben biliyorum ki Pazar günü Türkiye bu sandıkta, 1950'deki gibi, 1983'teki gibi büyük sürprizle karşılaşacak. Bu sürpriz sessiz yığınların oyu olacak" dedi.

 Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, "Ben biliyorum ki Pazar günü Türkiye bu sandıkta, 1950'deki gibi, 1983'teki gibi büyük sürprizle karşılaşacak. Bu sürpriz sessiz yığınların oyu olacak" dedi.

İhsanoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB), Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu ve üyelerle bir araya geldi.

Burada konuşan İhsanoğlu, bir ülkede, iş hayatının, ekonominin, ticaretin gelişmesi için huzurun ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmiş olması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de huzur yerine, gerginlik ve korkunun olduğunu savunan İhsanoğlu, bu gerginlik ve korkunun, içten ve dıştan olmak üzere iki kaynaktan geldiğini ileri sürdü.

Öfke dili ve nefret söylemlerinin, içten gelen sıkıntı olduğunu ifade eden İhsanoğlu, ötekileştirmeyle, milletin bir tarafının kötülendiğini iddia etti.

"Türkiye çok seçim gördü. Hiç böyle bir şey duymadı, görmedi. Bir liderin, birine 'Sen şusun, sen busun' demesi görülmüş bir şey değil" diyen İhsanoğlu, böyle bir ortamda insanların huzur bulamayacağını söyledi.

Yurt dışında, Türkiye'nin etrafında sıkıntılar yaşandığını, bölünmelerin olduğunu belirten İhsanoğlu, Irak ve Suriye'de, etnik ve mezhebe dayalı iç savaşın etkisinin Türkiye'de de görüldüğünü kaydetti.

Türkiye'de toplumun bölünme ve çatışma korkusu yaşadığını ileri süren İhsanoğlu, "Böyle huzursuz bir ortamda, etrafımız ateş çemberiyle çevrilmişken, bu alevlerin ülkemize düşmesini istemiyoruz" dedi.

"İsrail'le ticareti artırıyoruz"

Amerika'nın Irak'ta harekat başlattığını, Irak haritasının yeniden çizildiğini dile getiren İhsanoğlu, Irak ve Suriye Türkmenlerinin bulunduğu bölgelerin boşaltıldığını kaydetti.

Türk diplomatların, IŞİD'in elinde olduğunu söyleyen İhsanoğlu, şöyle konuştu:

"Böyle bir ortamda ekonomi, ticaret gelişir mi? Bizim Suriye ile Irak'la yaptığımız ticaretimiz büyük ölçüde durmuştur. Mısır'la da kavgalı olduğumuz için oradan gitmiyor ve İsrail üzerinden gidiyor. Daha çok pahalıya mal oluyor. Sabahtan akşama İsrail'e küfrediyoruz, İsrail'i kınıyoruz devlet olarak ama İsrail'le ticaretimizi artırıyoruz. Bizim piyasamızda da İsrail malları var. Ve bu Türk mallarıyla rekabet ediyor. Oradan da bir gol yiyoruz ama hiçbir zaman bunu söylemiyoruz. Bir, iki yetkili 'efendim boykot edelim' falan böyle, milletin heyecanını bir, iki gün idare ediyoruz. Bu 2009'da da aynı şekilde yapıldı, boykot kararı alındı ama öbür taraftan devlet, bakanlar boykot kararının durdurulması için resmi yazılar yazdı. Bizim elimizde bu resmi yazılar var. Yani biz tavşana kaç, tazıya tut diyoruz. Böyle dış politika, ticaret, ekonomi yönetimi olur mu?"

İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği döneminde İslam dünyasıyla ticaret hacmini artırdıklarını anlatan İhsanoğlu, büyük bir potansiyelin bulunduğunu, Türkiye'nin bunu iyi kullanması durumunda, iyi bir noktaya geleceğini söyledi.

"Hamaset nedeniyle yatırımlar kaçtı"

Körfez ülkelerinde büyük paraların bulunduğunu, bunların yatırım yapacak yer aradığını belirten İhsanoğlu, Türkiye'nin dış politikasındaki hamaset nedeniyle bu yatırımların kaçtığını iddia etti.

"Suriye, Irak gitti. Körfez olduğu gibi çekti elini. Batı'yla olan münasebetlerimiz bu ve farklı sebeplerden dolayı etkileniyor. Böyle devam ettiği zaman bizim ekonomimiz herhalde iyi bir yere gitmez" diyen İhsanoğlu, bunun yanında esnafın, memurun, işçinin kredi kartı ödemeleri ve faizlerden dolayı ezildiğini söyledi.

Taşeronun bir kölelik sistemi olduğunu, insanların haklarını zedelediğini belirten İhsanoğlu, vatandaşın borç alarak ay başını getirmeye çalıştığını kaydetti.

Hükümetin dürüst ekonomi kurmaylarının yaptığı açıklamalarda, "Türk ekonomisinin yapısal bir hastalığa düştüğünü, sanayinin payının azaldığını ve inşaat sektörünün balonlaştığını" söylediğini ileri süren İhsanoğlu, Türkiye ekonomisinin, dünyada 19. sıraya düştüğünü ifade etti.

"Tekelci gidiş, siyasette de var"

Türkiye'de gelir dağılımında adaletsizliklerin yaşandığını, bunun nedeninin, "rant" olduğunu savunan İhsanoğlu, ekonomideki tekelci gidişin, siyasette de olduğunu öne sürdü.

Mecliste grubu olan iki partinin bir araya gelerek, partili olmayan birini cumhurbaşkanı adayı gösterdiğini belirten İhsanoğlu, Almanya'nın cumhurbaşkanının din adamı, Avusturya cumhurbaşkanının bilim adamı, Polonya'nın ilk cumhurbaşkanının sendikacı, Çekoslavakya'yı bağımsız hale getirenin ise bir yazar olduğunu söyledi.

Kendisi hakkında, "İsrail'in tarafını tuttuğu" yönünde yalan söylendiğini ifade eden İhsanoğlu, "Ben İsrail'den madalya almadım, İsrail'den cesaret madalyası almadım. Ben, Filistin Cumhurbaşkanından Kudüs, Filistin davasına hizmet ettiğim için Kudüs Yıldızı madalyası aldım. Beni onlar takdir etti, başkaları değil. Ben ne söylediysem onu yaptım" diye konuştu.

Türkiye'de içeride huzur, dışarıda itibar olursa, ekonominin daha rahat şekilde işleyeceğini belirten İhsanoğlu, "Ben biliyorum ki Pazar günü Türkiye bu sandıkta, 1950'deki gibi, 1983'teki gibi büyük sürprizle karşılaşacak. Bu sürpriz sessiz yığınların oyu olacak" dedi.

Konuşmaların ardından, toplantıya basına kapalı devam edildi.

Toplantının ardından Esenboğa Havalimanı'na geçen İhsanoğlu, uçakla Balıkesir'e gitti.

AA

Bu haber 484 defa okundu.