Savcının açıklamaları bu milleti tehdit etmektir

6 Ağustos 2014 15:32 tsi
Bağımsız Ülkücüler Platformu'nu kurarak 2010 referandumunda 'Evet' oyu kullanan ülkücü Baki Karabıçak Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy’un “12 Eylül’deki gibi 500 bin kişiyi alırız” şeklindeki ifadelerine sert tepki gösterdi.

Bağımsız Ülkücüler Platformu'nu kurarak 2010 referandumunda 'Evet' oyu kullanan ülkücü Baki Karabıçak, 17 ve 25 Aralık operasyonlarını yapan Emniyet Müdürleri ve amirlerine yönelik soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy’un “12 Eylül’deki gibi 500 bin kişiyi alırız” şeklindeki ifadelerine tepki gösterdi. 12 Eylül döneminde dahi mahkemelerin bu dönemdeki kadar tutarsız ve kayıt dışı kararlar almadığını söyleyen Karabıçak, Cumhuriyet Savcısı’nın yaptığı açıklamanın Afrika ülkelerinde dahi rastlanmayan bir uygulama olduğunu kaydetti. Karabıçak, “Bu milleti tehdit etmektir. Bu sıradan bir açıklama değil. Bir hukuk adamı elinde bilgi ve belgeyle konuşur. 500 bin, 1 milyon 600 bin kişi suçlu varsa tutuklamadığı için savcı görevini yapmıyor demektir. Varsa belgesini koyar kesin rakam verir. Gerekirse bu kadar tutuklarım diyorsa bu Afrika ülkelerinde rastlanmayan bir hukuksuzluk göstergesidir.” dedi.

22 Temmuz’da hukuksuz olarak yapılan sahur operasyonunun başındaki cumhuriyet savcılarından Okan Özsoy, yaptığı açıklamada 12 Eylül dönemini hatırlatarak, “Türkiye böyle şeyleri yaşadı. 12 Eylül’ü hatırlayın, o zaman 500 bin kişi gözaltına alınmıştı. Binlerce kişi mahkeme karşısına çıkarıldı. Gerekirse bu devlet bunu yine yapar.” ifadelerini kullandığı iddia edildi. Savcının darbeyi hatırlatarak yüz binlerce gözaltından söz etmesi büyük tepki çekti. 2010 yılında referanduma destek vermek için Bağımsız Ülkücüler Platformunu kuran ve 12 Eylül döneminde Sungurlu Ülkü Ocakları Başkanlığı sonrasında babası, ağabeyi ile birlikte cezaevine giren Çorum, Amasya ve Erzincan cezaevlerinde gördüğü işkenceler sonrasında hakkında isnat edilen suçlardan beraat ederek 3 yıl sonra serbest kalan Ülkücü Baki Karabıçak, savcının yaptığı açıklamaların tutarsız olduğunu kaydetti. 12 Eylül döneminde ihtilal rejimi olmasına rağmen devletin temel yapısının bu dönem ki kadar dejenere olmadığını kaydeden Karabıçak, “Kanunlar rafa kaldırılmamıştı ama şimdikiler o ihtilal rejimi mahkemelerine göre çok daha tutarsız, kayıt dışı olarak işliyor.” diye konuştu.

“İŞKENCE VARDI AMA HER ŞEY BUGÜNKÜ KADAR RAYINDAN ÇIKMIŞ DEĞİLDİ”

Savcı Okan Özsoy’un yaptığı açıklamanın Afrika ülkelerinde bile rastlanmayan nitelikte olduğunu kaydeden Karabıçak şöyle devam etti: “Bu milleti tehdit etmektir. Bu sıradan bir açıklama değil. Bir hukuk adamı elinde bilgi ve belgeyle konuşur. 500 bin, 1 milyon 600 bin kişi suçlu varsa tutuklamadığı için savcı görevini yapmıyor demektir. Varsa belgesini koyar kesin rakam verir. Gerekirse bu kadar tutuklarım diyorsa bu Afrika ülkelerinde rastlanmayan bir hukuksuzluk göstergesidir. O zaman ihtilale rağmen bir hukuk vardı. İşkence, kanun dışı uygulamalar vardı ama bugünkü kadar her şey rayından çıkmış değildi. Şimdi çok daha vahim durumdayız.”

“YOLSUZLUK VE RÜŞVETİ ORTAYA ÇIKARAN POLİSLERDEN İNTİKAM ALINIYOR”

17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten Emniyet Müdürü ve amirlerine yönelik yapılan operasyonun intikam için yapıldığını kaydeden Karabıçak, “Bir vatandaş olarak inanıyorum ki, hak eden cezasını da mükâfatını da görmeli. Bu müesseselerin işlemediği toplumda düzenden, nizamdan bahsetmek mümkün değildir. Bunlara yapılan uygulama aleni bir haksızlık ve kanunsuzluktur. Bunlar her şeyden önce devlet memuru. Bu devlete ve kendilerini tutuklayan ve ellerine kelepçe takan arkadaşlarının da olduğu teşkilata yıllarca hizmet etmiş insanlar. Bıraksanız da kaçmaz bunlar. Kaldı ki kaçma ihtimali çok yüksek olan insanlara dahi gösterilmeyen hukuk dışı uygulamalar bunlara gösteriliyorsa burada bir intikam duygusundan söz etmek şüphecilik olmaz. 17 ve 25 Aralık’ın intikamı olarak düşündürüyor. Siz kimsiniz ki, Başbakan’a, Bakanlara ve ailelerine el uzatıyorsunuz demektir. Bu tutuklanan Emniyet görevlilerinin berat edeceklerine bütün kalbimle inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

“ÜLKÜCÜLER GEREKENİ YAPACAKTIR”

Önümüzdeki Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Ülkücü camianın, gerekeni yapacağına inandığını belirten Karabıçak şöyle devam etti: “Özellikle Sincan’da bir mitingde MHP bayrakları açıldı. Biz bunların nasıl tezgâhlar olduğunu biliyoruz. Biz Anayasa referandumunda MHP’nin aldığı karara muhalif bir tutum izledik ama biz her şeyden önce ülkücüyüz. Ülkücü, vatanını milletini, bayrağını seven insandır. Milletin değerlerini ayaklar altına alan birine hiçbir ülkücünün oy vereceğine ben düşünmüyorum.”

(CİHAN)

Bu haber 514 defa okundu.