Akyol yargıda yaşanan hukuksuzluklar konusunda uyardı
6 Ağustos 2014 15:00 tsi
Taha Akyol son yazısında Türkiye'de yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti. "Devlet bünyesinde farklı otorite odakları asla olamaz. Elbette soruşturma açılır." diyen Akyol, "Burada önemli olan, soruşturmaların hukuk endişesiyle mi, yargıyı iktidarın kontrol
HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin yargı ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Hürriyet yazarı Taha Akyol, "17 ve 25 Aralık soruşturmalarının örtülmek istendiği apaçık ortadadır... Felsefi eğilimleri ne olursa olsun, yargı camiasında iktidarın hoşuna gitmeyen bir karar verirlerse palalel diye damgalanmak, hedef gösterilmek, sürülmek endişesi vardır." tespitlerinde bulundu.
İşte, Taha Akyol'un yazısının o bölümü:
Yargıya Güven?
Yargı, tarihimizin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyor.
Yargıda adaletin ne ölçüde gerçekleştiği konusunda hep şüpheler, güvensizlikler vardı. Şimdi yargıda bu adalet sorununa bir de siyaset sorunu eklendi.
HSYK Başkanvekili Sayın Ahmet Hamsici yaptığı açıklamada, Bütün yetkileri tek elde toplayan veya diğer organları bir organın kontrolü altına alan bir sistem, kuvvetler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmaz diyor, haklı olarak.
Hamsici, hâkimlerin çekinmeden ve endişe duymadan, Anayasanın öngördüğü gereklerden başka herhangi bir dış etki altında kalmadan, yansız tutumla, özgürce karar vermeleri gerektiğini hatırlatıyor. Fakat planlı ve organize bir şekilde yürütülen siyasi kampanyalarda, operasyon korkutmalarıyla yargının baskı altına alınmaya çalışıldığını belirtiyor.
FELAKET OLUR
Devlette ve hele de yargıda hiçbir paralel güce müsamaha edilemez. Devlet bünyesinde farklı otorite odakları asla olamaz. Elbette soruşturma açılır. Burada önemli olan, soruşturmaların hukuk endişesiyle mi, yargıyı iktidarın kontrolü altına almak hırsıyla mı yapıldığıdır!
17 ve 25 Aralık soruşturmalarının örtülmek istendiği ise apaçık ortadadır.
Dün Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay, Adalete güven kalmazsa felaket olur diyordu; çok haklı. İktidarın yargıyı kontrol altına aldığı endişesi, adalete güveni sıfırlar, en büyük felaket olur.
Bu endişe vardır.
Kanıt mı? Kanıt, soruşturmalar hakkında hükümete bilgi verilmesi(!) zorunluluğunu getiren Adli Kolluk Yönetmeliği hükmünü Danıştay Genel Kurulunun iptal etmiş olmasıdır. HSYK Kanununda yapılan değişiklikleri, yürütmenin yargıya müdahalesi olarak gören Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarıdır...
17 ARALIK SONRASI
Uygulama, daha endişe vericidir. 17 Aralıktan sonra HSYKya, kendi yönetmeliğine aykırı hâkim ve savcı kıyımları yaptırtıldı... Anayasaya aykırı olarak HSYKya Bakanlık tarafından atanan bürokratların hazırladığı atama listeleri HSYKya onaylattırılarak sulh ceza hâkimleri tayin ettirildi... Bu bürokratların tercih ettiği savcı ve hâkimler soruşturmalarda görevlendirildi...
Felsefi eğilimleri ne olursa olsun, yargı camiasında iktidarın hoşuna gitmeyen bir karar verirlerse palalel diye damgalanmak, hedef gösterilmek, sürülmek endişesi vardır.
Zira Paralelci, hain, haşhaş çekmiş diye linç kampanyalarına maruz kalan meslektaşlarını görüyorlar.
Hayır, yargı şamar oğlanı yapılmamalıdır.
YARGI SAHİPSİZ
İktidar yanlısı bir gazete orduda paralel yapı diye manşet attığında, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı karşı çıktı, manşeti yalanladı, Başbakanlık bildiri yayınladı... Bülent Arınç, Paralelin 1 Mayıs oyunu manşetini eleştirdi, Taksimde görevli polisleri savundu...
Fakat belirli gazetelerde hâkim ve savcılar fotoğraflarıyla paralel diye damgalanıp hedef gösteriliyor, tek devlet yetkilisinden ses yok! Adalet Bakanlığı da suskun! Kanıtsız suçlamalardan sakınılması için birkaç satırlık açıklama bile yapmadı. Aksine, Bakanlık bürokratları Yargıtay ve HSYK seçimlerini örgütlemekle meşgul!
Yargıya bir tek Ahmet Hamsici sahip çıkma yürekliliğini gösterdi.
Hamsici, Cemaati değil, bağımsız ve tarafsız yargı ilkelerini savunuyor.
ÖZGÜRLÜĞÜN TEMİNATI
Ahmet Hamsicinin açıklamasındaki şu paragrafa herkesin dikkatini çekelim:
Yargının yasama ve yürütmeden bağımsızlığının sağlandığı bir sistemde özgürlük adına korkmaya gerek yoktur, buna karşın yargının yasama ve yürütmenin kontrolü ve etkisinde olduğu, bu organların yargıyı yönlendirdiği bir sistemde özgürlük adına her şeyden ama her şeyden korkmak gerekir.
Evet, bağımsız ve tarafsız yargı, özgürlüklerin en önemli teminatıdır. Bu ortadan kalkarsa, seçimlerin, parlamentodaki tartışmaların, hatta medyanın bile işlevi kalmaz.
AK Partili hukukçular ve vicdan sahipleri; 27 Mayısta yargıda yapılan kuyrukları temizleme operasyonlarını ve yol açtığı tahribatı araştırdınız mı?
Tarih sizden yarın nasıl bahsetsin? Yargıda siyasi kıyım ve kadrolaşma yaptılar diye mi?
Yargı camiasında yandaş değil, gerçekten tarafsız olarak bilinen hâkim ve savcılar eliyle dürüst soruşturma yaptırdılar diye mi?
Bu haber 411 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle