En Sıcak Konular

Oğlum internet bağımlısı mı?

2 Eylül 2007 14:02 tsi
Oğlum internet bağımlısı mı? Anne-babanın, arkadaşın ve okulun yerini garip yaratıklar aldı. Dersmiş, gelecekmiş, hiçbir şey umurunda değildi; tek derdi oyun oynamaktı! Ailesi 15 yaşındaki bir genci internetkolizmden kurtarmak için zorlu bir mücadele verdi ama tehlike bitmedi. Okulla

Oğlum internetkolik oldu

O bir baba. Adının başharfleri O.D. Çocuğunun yaşadıklarını başka babalara örnek olsun diye anlatmak istedi. Yaz tatilinin tümü, internet bağımlısı olan oğlunun peşinde geçmiş. Anadolu Lisesi'nde okuyan 15 yaşındaki oğlunun bütün hayatı son altı ay içinde değişmiş. Okuldan kaçmış. 'Knight Online' adlı oyun nedeniyle onu internet kafelerden toplamışlar. Tüm bunların karşılığı, zayıflarla dolu karne ve bu karne için hiç üzülmeyen bir oğul! Anne ve baba yaz boyunca terapistler, doktorlar ve özel dersler arasında oğulları için koştururken yorgun düşmüş. O.D. şu günlerde korkuyor; oğlunu bu yıl kurtarmış ancak okullar açılınca yine sanal dünyanın onu tutsak etmesinden ürküyor. İşte bir babanın yaşadıkları:

* Oğlunuzun internet bağımlısı olduğunu nasıl anladınız? Oğlum 15 yaşında. Yedi yaşından beri odasında bilgisayarı var. Bilgisayarla oynamayı seviyordu ama geçen yıl internete neredeyse yapıştı. Önceleri ondaki değişimi ergenlik dönemine bağladık. Odasına kapandı, evin içinde varlığı ile yokluğu anlaşılmıyordu. Öyle bir-iki saat değil, yedi-sekiz saati rahatlıkla internet başında geçiyordu. Oyuna oturduğunda ancak susuzluğu dayanılmaz olunca ara veriyordu; o da suyu alıp koşarak masasına geri dönüyordu! Önlem aldık, evdeki interneti kapattırdık. Kurtuluruz zannettik. Ama bir ay sonra okuldan 'oğlunuzun 18 gün okula devamsızlığı var' diye haber geldi.

HİPNOTİZE OLMUŞ GİBİYDİ

* Okuldaki devamsızlığını öğrenince ne yaptınız? Şok oldum. Anadolu lisesinde okuyan son derece başarılı çocuk bir anda değişti. Zayıflarla dolu karneye üzülmedi bile. Ergenlik döneminde olduğu için kulağından tutup alabileceğimiz dönemi de geçmişti. Kontrolü kendi kurması gerekirdi, ama kuramadı. 'Okula gidiyorum' diye çıkıp evin hemen yanındaki internet kafede geçirmiş günlerini. Knight Online' diye bir oyun, oğlumu bağımlısı yapmış.

* İnternet bağımlılığı oğlunuzun davranışlarını, yaşamını nasıl değiştirdi? Hiç dışarı çıkmamaya başladı, bir tane arkadaşı kalmadı. Tek faaliyeti internet, tek gitmek istediği yer internet kafe! Oğlum hipnotize olmuş gibiydi.

* Daha önce hiç böyle bir bağımlılık olabileceğini duymuş muydunuz? İnternet bağımlılığıyla ilgili bir şeyler okuduk ama hayatımıza o kadar girebileceğini düşünmedim. Uzak bir durum gibi geliyordu.

* Nasıl önlem aldınız? Psikiyatriste götürdük. Terapi gördü. Ardından dağılan hayatını birlikte toplamaya çalıştık. Eve internet bağlattık ancak oyun oynayıp oynamadığını denetledik. Yıllık iznimin tümü onun peşinde geçti. Bir yıllık çalışmasını 20 günde tamamlatmaya çalıştık. Derslerini verebilmesi için hoca tutuk, ben hocanın kapısında bekledim; aynen ilkokul öğrencisi gibi hocaya götürüp getirdik. Hep gözetledik onu; bu hem onun hem bizim için çok zordu. Eşimle nöbet tuttuk. Bir saat yok olsa 'yine mi internet başında' diye korktuk ki çoğunlukla öyle bulduk.

OYUN ONLAR İÇİN PRESTİJ

* Şimdi okullar açılıyor, sizce bu dönemde hastalığı tekrarlayabilir mi? Açıkçası net bilmiyorum ama korkuyorum. Tekrarlayabilir. 'Umarım ders almıştır' diye dua ediyorum. Onun geleceğinin bir anda elinden kaydığını görmek öyle kötü bir durum ki... Bu sırada sinirlerime hakim olabilmek için ben de destek tedavi aldım.

* Sizce oğlunuzun etrafında ve arkadaşlarında da böyle bir bağımlılık var mı? Sorun olduğuna inanıyorum. Çünkü bu oyun onlar için bir prestij. Bir grubun yöneticisi olmakla hava atıyorlar ki; bunu sağlamak için zamanlarının çok büyük bir bölümünü internet başında geçirmeleri gerekiyor. Kim daha fazla vakit harcarsa o kadar yükseliyor. Sanal bir hayat kurmuşlar kendilerine.

* Ailelere neler önerirsiniz? Bu hastalıktan çocukları korumanın en iyi yolu spor. Kızım spor yapıyor ve bilgisayara uzak yaşıyor. Ama oğlum çok zor bir sorunun pençesinde ve hala çok endişeliyim.

Geçen yıl sanal dünyada yaşadım

İnternet bağımlılığı nedeniyle tedavi gören 15 yaşındaki C.D. ile babasından ayrı konuştuk. Geçen yıl onun için tek önemli olan şey 'Knight Online'da level atlamak olmuş. Şimdi terapi programlarıyla sanal dünyadan gerçek hayata dönmeye çalışıyor. Anlattıkları ders gibi:

* İnternet bağımlısı olduğunu kabul ediyor musun yoksa sence bu durum ailenin gereksiz bir korkusu mu? Olmuş olabilirim, bunu yeni anlıyorum.

* Ne kadar zamanını internet başında geçiriyordun? Son bir yılda bilgisayar başında geçirdiğim zaman giderek arttı. Çünkü ben bilgisayarla eğlenmeye başladım. Düşünün saatlerce aynı şeyi oynasam bile hiç sıkılmıyordum. Beni bıraksalar uyumam, yemem, içmem! Oyundan uzaklaşınca kendimi huzursuz hissediyordum.

* Senin oynadığın Knight Online nasıl bir oyun, neden bu kadar bağlandın? Bu oyun sanal dünyada bir savaş. 'Yüzüklerin Efendisi' filmindeki gibi karakterler var. Çoğu insan değil. Onlardan biri olup oyunda level'lar atlıyorsunuz. Benim içimde kazanma hırsı var. Kaybetmeyi sevmiyorum. Bu oyuna başladığımda, kazanmak için daha çok uğraştım. Ne kadar zaman harcarsanız başarılı olma şansınız o kadar yükseliyor.

* Bu oyunun çok bağımlısı var mı sence? Bu oyun uzun yıllardır oynanıyor, bilgisayar başındaki her on kişiden altısı bilir. Okulda da benim gibi bunu oynayan çok var. Yalnızca beni etkilediğini düşünmüyorum.

* Oyunda başarılı olduğun zaman içindeki duygu, hangi başarıya eşit? OKS sınavını kazandığımı hissediyordum. Her level'da büyük bir mutluluk yaşıyordum.

TERAPİDE AİLEMİ ANLADIM

* Nasıl tedavi gördün, artık hayatını bu sorunun etkilemeyeceğine inanıyor musun? Terapi gördüm. Zaten pişmanlık duygusu ondan sonra oldu. Babamın bana söylediklerini orada da söylediler. Terapide de duyunca; hem onları anladım, hem beni anladıklarını fark ettim. Yoksa ailemin bana koyduğu kuralları gereksiz yasaklar olarak görüyordum.

* Bu konuda benzer sorunu yaşayanlara neler önerirsin? Şu anda öneride bulunabilecek bir dönemde değilim; bir yılımı son anda kurtardım, bir şeyler söylesem de çok inandırıcı olmaz.

* Okullar açıldığında yine bağımlılık oluşur diye korkuyor musun? Yeniden oyun oynama imkanım olsa kendimi tutmaya çalışırım. Ama doğrusunu isterseniz ne kadar tutarım bilmiyorum. Korkuyorum.

(sabah)

İnternet bağımlılığına çare yine bilgisayardan!
 
‘Issız bir adaya düşseniz yanınıza ne alırdınız?’ sorusunu bilirsiniz. Peki son birkaç yılda bu kadim ve klasik soruya verilen cevabın bir hayli değiştiğini biliyor musunuz? Bu sorunun cevabı olabilecek şeylerin bulunduğu listenin başında artık bilgisayar yer alıyor. Hadi halkayı biraz daraltalım; ‘gençlerin’ listesinin en vazgeçilmez maddesini bilgisayar oluşturuyor.
Yapılan araştırmalar gençlerin vakitlerinin büyük çoğunluğunu bilgisayar başında geçirdiğini ortaya çıkardı. Ya oyun için ya da internette sörf yapmak için, çivilenmişçesine bilgisayar başındalar, gençler. Bu durumda ailelerin de en büyük şikayeti ‘çocuklarda sosyalleşme problemi oluşturan’ bilgisayar bağımlığı oluyor doğal olarak.

Uzmanlar da boş durmuyor pek tabii. Bünyeyi mikroplara karşı güçlendirmeye yarayan ‘aşı’ benzeri çözümler üretmeye çalışıyorlar bilgisayar bağımlılığına karşı. Bilgisayar bağımlılığını, yine bilgisayarla çözmeyi düşünecek kadar sürrealist olabiliyorlar!

Şaka yapmıyoruz. İstanbul’da faaliyette bulunan “Bağımlılık Tanı ve Tedavi Merkezi” (BATEM), bilgisayar bağımlılığını yine bilgisayar aracılığıyla tedavi eden yeni bir yöntem geliştirdiği iddiasında. Kullanılan ilaç ise özel hazırlanmış bir bilgisayar programı.

BATEM Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Kültegin Ögel, söz konusu tedavi ile internet ve bilgisayar kullanımını tamamen ortadan kaldırmanın değil kontrollü kullanımın amaçlandığını söylüyor. BATEM, ailelerin geleneksel mücadele yöntemine de karşı çıkıyor. Fişi çekme ya da güç düğmesinden kapatma modelleri gençleri çileden çıkarmakla kalmıyor, gençleri bu kez internet kafelere yönlendiriyor.

Doç. Dr. Ögel, günlük yaşamda her an ihtiyacımız olan bilgisayara karşı olmadığını belirtiyor. “Bağımlı olunan durumu tamamen yasaklamak sorunu çözmüyor. Bu yüzden tedavimiz kişinin internet kullanımı ile diğer etkinlikleri arasında sağlıklı bir denge kurmasına yönelik.” şeklinde açıklama yapıyor. Ailelerin internet bağımlılığını bir hastalık olarak görmemesi gerekiyor Ögel’e göre... Bağımlılık bir davranış bozukluğundan ibaret. Bu nedenle de terapi destekli tedavide öncelikle bilgisayarın günlük yaşantıyı ne kadar engellediği tespit ediliyor. Bağımlılık oluşturup oluşturmadığına karar verilmesine yarayan bazı ölçüler var.

Bağımlılık da öyle kendi kendine oluşmuyor tabii. Anne-baba baskısının bu işte önemli bir payı olduğundan dem vuruyor Ögel. İlk olarak terapilerle çocuk ve ebeveyn arasındaki çatışmaya son veriyorlarmış bu yüzden. Ögel, “Çocuklar internet bağımlısı olduklarını kabul etmedikleri için ilk terapide uzlaşmak istemiyorlar. Böyle durumlarda çocuğu memnun edecek; ama onu bağımlı kılmayacak ortak internet kullanma süresinde anlaşıyoruz. Belirlenen süreye göre hazırlanan bilgisayar programını aileye veriyoruz.” diyor.

BATEM’in hazırladığı programda öncelikle aileler haftalık kaç saat bilgisayar kullanacaklarına karar veriyor. Belirlenen süreye göre hazırlanan program şifresiyle birlikte aileye veriliyor. Çocuk bilgisayarı kullanmak istediğinde anne ya da baba önce verilen şifreyi girmek zorunda. Şifre girilince bilgisayar ekranında sürekli görünen saat işlemeye başlıyor. Böylece internet kullanıcısı ne kadar süre bilgisayarın başında kaldığını kontrol edebiliyor. Zaman dolunca bilgisayar kilitleniyor. Böylece kişi doktorlar eşliğinde belirlenen süreden fazla bilgisayar kullanamıyor.

İnternet kullanırken en önemli sorun zamanın nasıl geçtiğinin farkına varılmaması. “Bu program sayesinde kullanıcılar zamanı kontrol edebilme yeteneği kazanıyor. Bilgisayarı kullanmadığı zamanlar için de kendisine başka uğraşlar bulmak zorunda kalıyor. Böylece bilgisayardan uzaklaşmış oluyor.” diyor Ögel. İnternet bağımlısı bu tedavi ile artık bağımlı olmadığı için 2-3 ay sonra verilen programı kullanma gereği bile duymuyor. Şimdiye kadar en küçük yaş grubunun 12 olduğunu belirten Ögel, başarı oranının altı aylık sürede yüzde yüz olduğunu söylüyor. İnternete bilgisayar çözümü ilk anda kulağa çelişik geliyor belki ama, üzerinde düşünülünce mantığını kavrayabiliyorsunuz.
 
(zaman gençlik)



Bu haber 579 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,230 µs