En Sıcak Konular

'Masum çocukların ahı İsrail'den sorulur'

2 Ağustos 2014 17:29 tsi
'Masum çocukların ahı İsrail'den sorulur' Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, "O masum çocukların ahı, o masum annelerin feryadı er ya da geç İsrail'den sorulur" dedi.

 Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında Balıkesir Kuvayi Milliye Meydanı'nda düzenlenen mitingde, vatandaşlara hitap etti.

Konuşmasına, ''Sizleri en kalbi duygularımla, hasret, muhabbetle selamlıyorum, buradan Balıkesir'in tüm ilçelerine tüm mahallelerine, oralarda yaşayan bütün kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum'' diyerek başlayan Başbakan Erdoğan, ''Balıkesir'de bir kez daha Çanakkale Şavaşı'nın kahramanı Seyit Onbaşıyı rahmetle yad ediyorum. Balıkesir'in yetiştirdiği gönül insanı Birgivi Hazretlerini, Hasan Basri Çantay hocamızı, Sarı Hoca'yı, Gönenli Mehmet Efendiyi rahmetle, minnetle, hürmetle anıyor, mekanları inşallah cennet olsun diyorum. Balıkesirli tüm şehitlerimize de bugün buradan bir kez daha rahmet niyaz ediyorum'' ifadelerini kullandı.

Kendilerinin 28 Şubatta Balıkesir'e geldiklerini ve bu meydanda muhteşem bir miting gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, Balıkesir'in 28 Şubat'ta tarihi günlerden birini yaşadığını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:

''Balıkesir, AK Partiye, Başbakanına öyle bir sahip çıktı ki buradaki mitinge 'montaj' diyenler oldu, 'photoshop' diyenler oldu. Buradaki manzaraya bakıp da gözlerine inanamayanlar oldu. Hatta MHP Genel Başkanı çıktı,'Balıkesir'deki miting montajdır 'diye açıklama yaptı. Çünkü kılavuzu karga olanın... gerisini siz biliyorsunuz. Balıkesir 28 Şubat'taki o manzaranın montaj olmadığını 30 Mart'ta sandıkta gösterdi. Balıkesir sandığa gitti, milli iradeye sahip çıktı, demokrasiye sahip çıktı. Bir kez daha İstiklal mücadelesine sahip çıktı ve yüzde 40 oranıyla adayımızı büyükşehir belediye başkanı seçti. Bugün Balıkesir'e bize sahip çıktığı için, hareketimize, davamıza, partimize, buradaki Edip kardeşimize sahip çıktığı için teşekkür ediyorum. Mahçup olmayacak, sizler memnun olacaksınız. Rabbim sizlerden razı olsun, Rabbim Balıkesir'i korusun. Allah kardeşlerimizi, birliğimizi, yol arkadaşlığımızı daim eylesin.''

Balıkesir'den dünyanın tüm mazlumlarına, mağdurlarına, ihtiyaç sahibi tüm kardeşlere  gönül dolusu selam gönderdiklerini ifade eden Erdoğan, ''Irak, Suriye, Mısır, Libya mazlumlarına, Balıkesir'den bir kez daha dayanışma mesajlarımızı gönderiyorum. Zulmün altında inleyen, bombaların altında ölüm kalım mücadelesi veren Gazzeli kardeşlerimizi Balıkesir'den özellikle selamlıyorum. Rabbim onlara tahammül gücü versin'' dedi.

''Bunlar kana doymaz ama o kanda boğulup gidecekler''

Dün sabah Gazze'de 72 saatlik bir ateşkes sağlandığını hatırlatan Erdoğan, İsrail'in her zaman yaptığı gibi, hukuku ve anlaşmaları çiğnediğini, ateşkesi bir kez daha ihlal ettiğini söyledi. Erdoğan, ''Bunlar kana doymaz ama inanın o doyamadıkları kanda boğulup gidecekler. O çocukların, o bebeklerin, o masum kadınların kanında boğulup gidecekler'' ifadelerine yer verdi.

Devletler sussa da, dünya halklarının haykırışlarının yükselmeye devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, dünyanın bir çok ülkesinde halkların sokağa çıktığını ve  çocuk katili İsrail'i protesto ettiğini aktardı.

 İsrail'in 7 Temmuzda başlattığı saldırılarda şehit olanların sayısının bin 500'ü aştığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:  ''Maalesef  bu şehitlerimizin önemli bir kısmı çocuk ve kadın. Ramazan demediler, bayram demediler, ölüm kustular. Çocuk, kadın yaşlı demediler, ölüm yağdırdılar. Okul, cami , hastane demediler, masum insanları alçakça katlettiler. Dünya şu anda bin 500 kişi öldükten sonra, yüzlerce çocuk hayatını kaybettikten sonra, Gazze'yle ancak ilgilenmeye o da çok cılız şekilde ilgilenmeye başladı. Balıkesir'den tekrar ediyorum, zulüm ile abad olunmaz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Er veya geç çıkacak. O masum çocukların ahı, o masum annelerin feryadı er ya da geç İsrail'den sorulur. Uluslararası toplum artık İsrail'in bu şımarıklığının, bu hukuk tanımazlığının, bu soykırım sevdasının mutlaka önüne geçmelidir. İsrail, Hitleri aratmayan bir soykırım yaparken ne Orta Doğu'ya ne de dünyaya asla barış gelemez. Asla adaletten söz edilemez. Hergün çocukların öldüğü, her gün masum sivillerin boğazlandığı bir dünyada barış, dayanışma, hukuk ve adalet olamaz.''

''Seninki can da öbürküler patlıcan mı?''

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bakın bizim polisimiz İstanbul Taksim'de camı, çerçeveyi kıran, insanları yaralayan, esnafa saldıran, sokaktaki insanlara saldıran vandallara biber gazı ve tazyikli su ile karşılık verdiğinde batılı ülkeler, batılı uluslararası medya ayağa kalkıyor, günlerce bunu konuşuyorlardı. Ey Amerika sen de konuşuyordun, ey Batı sen de konuşuyordun. Şimdi neredesiniz, Avrupa neredesin, Amerika neredesin? Soruyorum. Cevap var mı? Yok. Çünkü bu başka türlü bir ittifak. Gazze'de bin 500'den fazla insan hayatını kaybetti. Şimdi 1 tane askerleri esir alındı diye İsrail feryat ediyor.  Peki, sen 1 tane askerinin esir alınmasını konuşuyorsun da bu bin 500 tane şehidin, 7 bini aşkın yaralının hesabını kim verecek? Seninki can da öbürküler patlıcan mı?

''İstiyorlar ki Türkiye eskiden olduğu gibi tepkisiz kalsın''

Uluslararası medyanın, bazı  batılı yetkililerin  Gezi Parkı odaklı olayları kadar bile bu konuyu gündeme taşımamasını eleştiren Erdoğan, hatta bazı ülkelerde Gazze için protesto gösterilerinin yasaklandığını, yine de gösteri yapanlara polisin çok ağır şiddet uyguladığını, bunu da hiç kimsenin konuşmadığını ifade etti.

Erdoğan, ''Bu çifte standarttır, bu hukuksuzluktur, bu adaletsizliktir. Bu insanların vicdanlarındaki adalet duygusunu yaralayan bir aymazlıktır'' dedi.

İsrail'in Gazze'de soykırım yaparken dünyanın kendisine sessiz kalmasını, hatta kendisini desteklemesini istediğini belirten Erdoğan, ''Türkiye'den de beklentisi buydu. Çünkü on yıllar boyunca böyle oldu. İsrail keyfice saldırdı, keyfice zulmetti. Türkiye maalesef on yıllar boyunca diğer dünya ülkeleri gibi sadece seyretti. Şimdi biz İsrail zulmüne karşı gelince, bu zulme itiraz edince, bu soykırımı durdurmak için mücadele verince İsrail bundan rahatsız oluyor. İstiyor ki Türkiye eskiden olduğu gibi sussun, konuşmasın. İstiyor ki Türkiye eskiden olduğu gibi tepkisiz kalsın. İstiyor ki Türkiye geçmişte olduğu gibi özür dileyen ülke olsun. Geçti o günler, o günler 3 Kasım 2002'de sona erdi. Artık iş başında milletin iktidarı var. ''

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçim kampanyası kapsamında İzmir Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Konuşmasına, "Sizleri hasretle, muhabbetle selamlıyorum" diyerek başlayan Erdoğan, "Ege'nin, Akdeniz'in incisi, efeler diyarı İzmir'e, İzmir'deki tüm kardeşlerime buradan selamlarımı sevgilerimi yolluyorum" dedi

"İzmir bugün yine çok farklı, İzmir yine kabına sığmıyor, İzmir maşallah o tarihi mitingimizi aratmıyor" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, 16 Mart'ta İzmir'de dünyanın gıptayla izlediği bir miting gerçekleştirdiklerini hatırlattı.

Yerel seçimlerde İzmir'de yüzde 36 oy aldıklarını ve bu oyun yerel seçimlerde İzmir'de alınan en yüksek oy oranı olduğunu belirten Erdoğan, "İzmir adım adım hizmet siyasetine yaklaşıyor. İzmir proje siyasetine, eser siyasetine doğru koşuyor. İzmir'de aynen çalışmaya devam edeceğiz, hatta daha çok çalışacağız. Kendimizi daha çok anlatacağız ve değerli kardeşlerim farkımızı ortaya koyacak, inşallah gelecek seçimde İzmir'i de AK Parti belediyeciliğiyle tanıştıracağız. Buna hazır mıyız, buna hazırlanıyor muyuz? Mesele yok" diye konuştu.

"Gereken dersi hukuk içinde veririz"

Erdoğan, 30 Mart yerel seçimlerini Yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi olarak gördüklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Hatırlayın paralel ihanet şebekesi 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerini yaparak Türkiye'de hukuka, demokrasiye, özellikle de milli iradeye karşı, ahlak dışı bir saldırı başlatmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi bu ahlak dışı saldırının vasıtası oldu. Milliyetçi Hareket Partisi bu ahlak dışı saldırının aracı oldu. Pensilvanya Türkiye'nin milli kurumlarına, milli çıkarlarına, milli değerlerine saldırırken CHP ve MHP de buna çanak tuttu. Kardeşlerim, bizim paralel yapıyla mücadelemizin sebebi nedir? Ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm unsurlarla sonuna kadar mücadele. Bu mücadeleyi yapacağız. Bu can bu tende oldukça bu mücadeleyi yapacağız. Çünkü biz, bu milleti parçalatmayız, bu ümmeti parçalatmayız, biz bu bayrağa gölge düşürtmeyiz, biz bu vatanın toprakları üzerinde operasyon yaptırmayız, biz devletin içinde paralel devlet kurmaya gayret edenlere gereken dersi hukuk içinde veririz." 

"Şu anda verilen mücadele budur" diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"(İnlerine gireceğiz) dedik mi? Şu anda girdik mi? Şimdi şovmenler ecel terleri döküyor. Daha çok şeyler çıkacak, daha işin başındayız, şimdi siz seyredin. Geçenlerde bir tanesi diyor ki onlardan, üst düzey görünenlerden 'Üstlerimiz Başbakana bu konuyla ilgili bilgi veriyorlardı'. Şimdi ben buradan tekrar sesleniyorum, eğer sen dürüstsen, eğer sen namusluysan hangi üstlerin bana nerede bilgi vermiş onu açıkla. Bu kadar açık konuşuyorum. Bunlarda takiyye var, bunlarda yalan var, bunlarda iftira var, bunların sadece Allah bir dediğine inanın. Çünkü Allah bir. Bunun dışında her şey bunlarda maalesef yalan. Bütün iftiralarına, yalanlarına, alçakça ve ahlak dışı saldırılarına rağmen Türkiye yüzde 45,5 oy oranıyla milletin partisine, AK Parti'ye destek verdi. Şu anda milletten aldığımız bu güçlü destekle, sözümüzü tutuyoruz, inlerine girdik, giriyoruz. Kardeşlerim nice pislikleri ortaya döküldü, daha da niceleri ortaya dökülecek."

"Herkesi dinlemiş, kaydetmişler" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, gazetecilerin, sanatçıların, akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların dinlendiğini ve kaydedildiğini belirterek, şunları söyledi:

"CHP yi MHP yi, onların milletvekillerini, il başkanlarını belediye başkanlıklarını dinlemiş ve kaydetmişler. Bakanları, Genelkurmay başkanlarını, kuvvet komutanlarıyla beraber başbakan ve cumhurbaşkanını dinlemiş, devletin en mahrem görüşmelerini kaydetmişler. Şimdi çıkmışlar utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan, 'Biz haram yemedik' diyorlar. Kardeşlerim bunlar haramı hamuduyla götürdüler, tehdit ederek. Paralel yargıdakiler, 'Senin şu işini çözeriz ancak şunu vereceksin, şuraya şunu yapacaksın'. İşadamlarına aynı şekilde 'Senin şu işini görürüz ama şunu şuraya vereceksin', bu şekilde diyerek iş adamlarının hepsi bir korku kumpası içerisine girdi. Siz daha ne yiyeceksiniz ya, en büyük haramı yemişsiniz, kul hakkına girmişsiniz, vatanınıza ihanet etmişsiniz, ülkenizi milletinize ihanet etmişsiniz, insanların mahremine girmişsiniz, yatak odaklarına kadar girmişsiniz, şantaj yapmışsınız ve bu şantajlar sebebiyle konuşamayanları, değerli kardeşlerim, deşifre ettik, bunları söyledik."

"Baykal hala başka yerlerde dolaşıyor"

"Kılıçdaroğlu o şantajlar neticesinde CHP'nin başına geldi, kaset genel başkanı oldu" şeklinde konuşan Başbakan Erdoğan, "Sayın Baykal'ın başına olaylar geldi. Sayın Baykal hala başka yerlerde dolaşıyor. Baykal başka yerde dolaşma, bu işin üstadı, piri bunlar ve sana bu kumpası kurdular. Ondan sonra senin ziyaretine geldi. Ziyarete geldikten sonra 'Aday olmayacağım' dedi, 24 saat geçmeden bu Kılıçdaroğlu CHP'nin başına aday oldu. Bunda yalan çok, bunda dürüstlük yok. Ben işte İzmirli kardeşlerime sesleniyorum. Bunların peşinden artık gitmeyi bırakın. Düzgün siyaset, doğru siyaset, buna sahip çıkalım" diye konuştu.

"Rabbim düşmanın bile ahlaklısını versin"

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ne kadar muhalif varsa, ne kadar kendileri gibi düşünmeyen varsa, inancına, fikrine, zikrine bakmadan bir dosyaya doldurmuş hapse atmak için hazırlık yapmışlar. İşte beni dinlemişler, başbakanlık konutuma, ofisime böcekler yerleştirdiler, oraları da dinlediler. Kardeşlerim Rabbim düşmanın bile ahlaklısını versin. Bunlarda ahlak yok, bunlarda edep yok, bunlarda vatan, millet, bayrak sevgisi yok.

30 Mart'ta sandıkta milletten cevaplarını aldılar ama uslanmadılar. Şimdi de 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimi için bir kez daha karşımıza Pensilvanya adayı çıkardılar. Bir kez daha CHP ve MHP'yi esir aldılar. Bakın buradan İzmir'den sesleniyorum, bu monşer aday, CHP'nin MHP'nin değil, Pensilvanya'nın, onunla iş tutan medyanın, onların ipini tutan uluslararası çevrelerin adayıdır. Bu ithal aday, yerli değildir, milli değildir, ülkesine milletine yabancı bir adaydır. Bu aday siyaset bilmez, bu aday Türkiye'yi de Türkiye'nin sorunlarını da bilmez. En azından İstiklal Marşı'nı bilseydi."

"Baba ile evlat, çoğu zaman aynı olmuyor"

Bekri Mustafa'nın, "Öbür dünyaya gittiğinde, bu dünyada ne var ne yok, sorduklarında ne dersin" sorusuna, "Bana, Münker Nekir melekleri bunu sorduğu zaman vereceğim cevap şu: Bekri Mustafa Süleymaniye'de cenaze namazı kıldırdı" yanıtını verdiğini aktaran Erdoğan, "Çünkü bu işlerle alakası olmayan birisi" dedi. 

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Edirnekapı Şehitliği'ni ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu şehitliği ziyareti esnasında, gerçekten dürüst, muhterem bir babaları vardı ama baba ile evlat, çoğu zaman aynı olmuyor. Babası, CHP zulmünden Mısır'a kaçmıştır, Kahire'ye gitmiştir. Diyor ki 'Mehmet Akif, babamın arkadaşı.' Doğrudur fakat kitabede bir dörtlük yazıyor. 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Şimdi, CHP'nin, MHP'nin, o irili ufaklı yüzde 1'i bile bulmayan partilerin adayını Edirnekapı Şehitliği'nde dinleyelim."

Erdoğan'ın bu sözlerinin ardından İhsanoğlu'nun Edirnekapı Şehitliğini ziyareti sırasında İstiklal Marşı'nın dizelerini okuduktan sonra "Çanakkale Şehitleri şiirinden herhalde" ifadelerinin bulunduğu görüntüleri sinevizyonla alandakilere gösterildi.

Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:

"Ne diyor, 'Herhalde Çanakkale Şehitleri şiirinden' diyor. İzmir, görüyorsunuz değil mi? Çanakkale şehitlerine aitmiş. Şu anda, 3 yaşında, 4 yaşında, 5 yaşındaki yavrular, bunun 10 kıtasını evelallah gümbür gümbür okuyor. Fakat dedim ya yabancı, Türkiye'ye yabancı, değerlerimize yabancı, İstiklal Marşımıza yabancı. Şimdi ben, CHP'ye gönül veren kardeşlerimize sesleniyorum, böyle bir insanın peşinden nasıl gideceksiniz? MHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, siz böyle bir adamın peşinden nasıl gideceksiniz? BBP, Saadet Partisi, tüm bunlara gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, değerlerine bu kadar uzak bir insana acaba nasıl oy vereceksiniz? İnanıyorum ki 10 Ağustos Pazar günü, aklıselim galip gelecek. Gördünüz, daha ülkenin milli marşını dahi bilmiyor, tanımıyor, o kadar monşer ki, İstiklal Marşımıza o kadar Fransız ki, halkına o kadar yabancı ki birilerine yaranmak, birilerinin gözüne girmek adına her yola başvuruyor. Bunun amiri de tıpkı bunun gibiydi. Kim bunun amiri? CHP'nin genel müdürü. O da Ankara caddelerinde dolaşırken bozkurt işareti yapıyordu. Hatırlıyorsunuz, değil mi? Sonuç, 30 Mart'ta sandıkta hezimeti gördü."

"Bunların tek derdi var, o koltuğa oturmak"

Yerel seçimlerden önce, "Eğer AK Parti birinci olmazsa partimin genel başkanlığından çekileceğim" dediğini aktaran Erdoğan, "Ama Kılıçdaroğlu, birinci olamazsa çekilecek mi dedim, cevap yok. Bahçeli, olamazsa çekilecek mi dedim, cevap yok. Niye? Çünkü bunların iktidar olmak gibi bir derdi yok. Bunların tek derdi var, o koltuğa oturmak ve oturdukları o koltuğu korumak, sadece dertleri bu. Bunların hizmet diye bir derdi de yok. Kardeşlerim, hizmet bizim işimiz. Biz, bu millete aşığız, bu millete sevdalıyız, sevdalı. Bizim derdimiz var. Biz, bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. bizim derdimiz, bu."

"İzmir, bu ithal, bu memleketine yabancı, monşer adaya destek vermeyecek"

"30 Mart, nasıl yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi olduysa 10 Ağustos da yeni Türkiye'nin zaferinin inşallah ilan edildiği tarih olacak" diyen Erdoğan, 10 Ağustos'ta demokrasinin ve özgürlüklerin güç kazanacağını, Türkiye'nin gücüne güç katacaklarını ifade etti. 

Tüm İzmirliler'e seslendiğini dile getiren Erdoğan, "CHP'ye, MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. BBP'ye, Saadet Partisi'ne, diğer partilere oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum. İzmir, inanıyorum ki bu proje adayına oy vermeyecek. İzmir, bu ithal, bu memleketine yabancı monşer adaya destek vermeyecek. İzmir İstiklal Marşı ile Çanakkale şiirini birbirinden ayıramayan, kendi ülkesinin milli marşını dahi tanımayan bu adaya inşallah aldanmayacak. Ne diyor CHP'nin genel müdürü? 'Tıpış tıpış gidecek, bu adaya oyunuzu vereceksiniz' diyor. Ey CHP genel müdürü, sana bir aday dayattılar ama sen bu monşer adayı millete dayatamazsın. Ey Devlet Bahçeli, boynunu büktün, bu adayı sen de kabullendin ama MHP'li kardeşlerime bu adayı dayatamazsın. CHP'nin de MHP'nin de bünyesi, böyle bir adayı kaldırmaz. İzmir'e soruyorum, kaldırır mı? İzmir, dayatmayı kabul eder mi? İstiklal mücadelesinin şehri İzmir, ülkesine yabancı olanlara oy verir mi? (Alandakilerin hayır demesi üzerine) İşte, bu. Görüyorum ki İzmir, tıpış tıpış değil, gönüllü olarak sandığa gidecek, hür iradesi ile oyunu kullanacak. Buna hazır mıyız, İzmir? Yeni Türkiye diyor muyuz, İzmir? Büyük Türkiye diyor muyuz, İzmir? Öncü Türkiye diyor muyuz, İzmir? Türkiye'nin gücüne güç katıyor muyuz, İzmir? Milletin adayına oy veriyor muyuz, İzmir? Kim o aday? Kim o aday? İzmir'de bu iş bitmiştir, Allah'ın izniyle"

"İzmir, tıpış tıpış değil, hür iradesi ile sandığa gider"

Erdoğan, İzmir'in Menderes'in şehri olduğunu belirterek, Menderes'in "Yeter, söz milletin" dediğini, kendilerinin ise "Yeter, söz de milletin, karar da milletin" dediklerini ifade etti.

İzmir'in sadece İstiklal Mücadelesinin değil, istikbal mücadelesinin de şehri olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"İzmir, CHP zulmünü, CHP'nin tek parti dönemi baskılarını iliklerine kadar yaşamış bir şehirdir. 1930'daki çok partili siyasi hayat denemesinde de İzmir, CHP'ye karşı tek yürek olmuştur. Merhum Menderes'i bağrından çıkaran İzmir, merhum Menderes'in hatırasına, partisine sahip çıkan bir şehirdir. 1946'dan 1958'e kadar her seçimde merhum Menderes'e en güçlü desteği veren şehirlerden biri İzmir'dir. Merhum Turgut Özal'a en güçlü desteği veren şehirlerden biri İzmir'dir. İzmir, dayatmalara boyun eğmez. İzmir, tıpış tıpış değil, hür iradesi ile sandığa gider. İnşallah, 10 Ağustos'ta İzmir, farkını bir kez daha farkını ortaya koyacaktır. Ben buna inanıyorum."

 

AA



Bu haber 805 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    13,252 µs