Top Kürtler'de kale boş
9 Temmuz 2014 11:06 tsi
Bugün gazetesi yazarı Gökhan Bacık, Ortadoğu'daki son durumu ve Türkiye'nin dış politikasını değerlendirdi.
İŞTE O YAZI...
Kürt siyasetinde temel bazı yeni dinamiklerin ortaya çıktığını gözden kaçırmamak gerekiyor.
Birincisi, artık Türkiye ve Kürtler arasında siyasi oyunun temel mantığı şudur: Kuralı Kürtler söyleyecek, Türkiye ya oynayacak ya oynamayacak.
Başka bir ifade ile Türkiyenin, Kürtlerle olan ilişkilerde oyunun kuralını söyleme imkânı artık neredeyse yok olmuştur.
Kürtlerin kuralını beğenmemek demek ise artık büyük bir çatışma anlamına geliyor. Bunu Türkiye Cumhuriyeti göze alabilir mi?
Büyük olasılıkla alamaz. Eğer alırsa bunun çok ciddi maliyetleri olacaktır.
Peki bu ne anlama geliyor? Pratikte bu Türkiyenin Kürtlerin taleplerini bir şekilde kabul etmeye mecbur olduğudur.
Türkiyenin dış politikada Kürtlere ihtiyacı
İkinci konu dış politika ile ilgili. Türkiyenin Kürtlere ihtiyacı var ve bu gittikçe artacak gibi görünüyor.
Ortadoğuda kalabalık bir nüfusa sahip olarak Türkiye ile işbirliği yapacak neredeyse tek alternatif artık Kürtler.
Çok sevmediğim bir kelimeyi kullanarak yazayım: Jeopolitik açıdan Kürtler, Türkiyeyi Ortadoğuda isterlerse bloke edebilecek bir imkan kazanıyorlar. Yani Kürtler ile de arayı bozarsak neredeyse kıpırdayacak yer kalmayacak!
Ama işin güzel tarafı şu: Bu gelişmeler Türkiye ve Kürtleri birbirine mecbur edebilir.
Ayrıca ilginç bir nokta daha var!
Bir dünya sosyolog yıllardır gelenekçi ve dindar Kürtlerin arasından sosyalist Kürt hareketi nasıl çıktı diye düşünüyordu. Allahın hikmetinden demek ki sual dış politikada da olunmazmış!
Çünkü güçlü seküler zemine dayanan Kürt siyaseti Ortadoğudan Türkiyeye doğru gelecek IŞİD gibi radikal yapılara karşı bir set olabilir!
Temel sıkıntı
Öte yandan, Türkiye ve Kürtler arasındaki ilişkilerin eksenini ciddi biçimde bozan bir durum ile de karşı karşıyayız.
Kürt sorunu bugüne kadar Türkiyede bütün ülkenin demokratikleşmesine katkıda bulunan dinamikler üretti.
Halbuki şimdi Kürt siyaseti devlet ile kendi kolektif hakları üzerinden pazarlık yapan yeni bir eksene oturdu. Kimi çevreler Kürtlerin kolektif haklarını pazarlıkla almak karşılığı bütün Türkiyeyi ilgilendirecek diğer konularda sakin kalabileceğini söylüyor.Henüz konuşmak için erken ancak bu yeni eksen Kürtleri ana Türkiye toplumundan ayırıp kendi kolektif haklarına odaklanmış bir hale dönüştürebilir.
Kürtlerle yürütülen müzakere sürecinden dolayı böyle bir tablonun bir parça ortaya çıkması kaçınılmaz. Ancak bu geçici bir durum olmaktan çıkar ve standart Kürt siyaseti haline gelirse durum endişe verici demektir.
Kürt meselesinin gönüllü şamar oğlanı olmamalı
Kağıt üzerinde özerklik tartışması artık anlamsız. Beğensek de beğenmesek de zaten Güneydoğuda fiili bir durum oluştu.
Artık devletin bile etkisi büyük ölçüde azalmış durumda. Bütün işaretler gidişatı Kürtlerin belirleyeceğini gösteriyor.
O zaman sivil toplum Kürt meselesinde devletten daha devlete düşkün olmaya çalışmamalıdır. Devletin bile önem vermediği bazı konuları gündeme getirmek sadece Kürtleri küstürüyor. Dahası bazı hassasiyetleri dile getirmek bir şeyi değiştirmiyor bunları dile getirenler şamar oğlanı gibi tokatlanıp duruyor.
O zaman ne yapmalı? Sivil toplum artık Kürtlerin belirleyici olacağını kabul edip buna göre adımını atmalı.
Şunu hiç unutmamak lazım: Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla kalır. O zaman filmin sonunda baş başa kalacağımız insanları düşünmekte fayda var.
Bu haber 434 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle