''Tüm basın bu işten nasibini alacaktı''

4 Temmuz 2014 08:47 tsi
Eski Emniyet Müdürü Avcı, emniyet içindeki yapıyı anlattı.

TRT Haber'in yeni haber-tartışma programı "3 GÜN"ün ilk bölümüne “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını yazdıktan bir ay sonra hapse atılan ve ancak 4 yıl sonra Anayasa Mahkemesi kararıyla hapisten tahliye edilen Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı konuk oldu.
 
Mustafa Kartoğlu ve Yıldıray Oğur'un sorularını cevaplayan Avcı, paralel yapıdan çözüm sürecine, darbe davalarındaki sahteciliklerden Başbakan Erdoğan'ın dinlenmesine, emniyetten yargıya bir çok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı.
 
"NEDEN HEDEF ALINDIM?"
 
Emniyet içerisindeki görevden almalara, komplolara karşı çıkmasının kendisini cemaatin hedefi haline getirdiğini belirten Avcı, kendisinin hem teşkilat içinde hem de dışında cemaate yakın olarak bilindiğini söyledi. Cemaat mensuplarıyla yakın arkadaşlıklarının olduğunu, çocuklarının cemaatin okullarında okuduğunu söyleyen Avcı, emniyet teşkilatı içerisindeki cemaat mensuplarının, cemaat karşıtlarının, sağcı ve solcuların kendi öğrencisi olduğunu ifade etti.
 
Avcı, "Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Emin Aslan, Cemal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü’nün görevden alınmasının cemaat tarafından yapıldığı teşkilat içinde biliniyordu. Benim bunlara karşı çıkmam beni hedef haline getirdi."
 
“YETKİLİLERE DURUMU ANLATTIM”
 
Kurulan komploların, yapılan hukuksuz dinlemelerin önüne geçilmesi ve bu insanlara mani olunması gerektiğini İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Ankara ve İstanbul Savcılığı gibi devletin farklı kurumlarındaki yetkililere anlattığını ifade eden Avcı, sonuç alamayınca bu konulara yazdığı kitapta yer verdiğini söyledi. Kendisiyle ilgili tahkikat başlamadan önce tutuklanacağının, konuşturulmayacağının söylendiğini belirten Hanefi Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü;
 
“Benim gördüğüm, emniyet ve yargı müştereken ve emniyet istihbarat normal çalışmıyordu. Klasik, olması gereken yol ve yordamlar terk edilmiş, farklı bir çalışma biçimi var. Niye farklılık var? Devletin yasaları belli, ilişkiler, irtibatlar ve amaçlar belli. Burada devletin klasik yöntemlerine, hukuk sistemine benzemeyen bir anlayış var. Özellikle emniyetteki tasfiyeler ise açıktan, kendisine “dur” diyecek insanlar götürülüyor. O zaman “Bu yapı ne yapacak?” diyorsunuz. Bu yapı önce emniyette ve adliyede kendisine mani olacakları bertaraf edecek sonra da kendi planları doğrultusunda teker teker harekete başlayacak.”
 
“TÜM BASIN BU İŞTEN NASİBİNİ ALACAKTI”
 
Emniyet içinde kendisi konumundaki insanların bugünleri önceden gördüklerini söyleyen Avcı, “Nasıl bir Türkiye tasavvuru var? Sorusuna şöyle cevap verdi;
 
“Onlara göre tüm toplumdaki herkes, her katman kendilerine göre bir tasfiye işlemine tabi tutulacak. Bunun ilk başlangıcı belki Ergenekon, Balyoz vs operasyonlarla oldu. Akabinde fuhuş ve buna benzer casusluk operasyonu adı altında zaten başlandı, en son operasyonlarda artık tüm kamu kurumundaki isimlere varıldı. Ama bence güçleri yetseydi ve devam etseydi basın cenahı da komple bir elden geçecekti. Yani kendilerine göre gayri milli kabul edilen tüm basın bu işten nasibini alacaktı, sermaye de operasyona uğrayacaktı.”
 
Operasyonların bir çoğunun planının hazır olduğunu söyleyen Avcı, “kimler gözaltına alınacak, kime ne soru sorulacak, kimlerin tutuklanacağı bile bellidir. Bu abartı değil çok net bilgidir.” dedi.
 
Avcı, operasyonlar başladığında Türkiye’de aydın bir çok insanın, bir çok basın mensubunun ve entelektüelin gerçekten kirli geçmişle hesaplaşıldığını, askeri vesayetin önleneceğini zannettiklerini söyledi. Operasyonlar sırasında bir takım gariplikler hoşgörüyle karşılandığını belirten Avcı, “belli müddet sonra bakıldı ki iddialar, deliler hepsi uydurma.” dedi.
 
TRT Haber
 

Bu haber 878 defa okundu.