TUSKONdan Hizmeti bitirme planı' açıklaması
23 Haziran 2014 16:54 tsi
TUSKON, İçişleri eski Bakanı İdris Naim Şahinin soru önergesinde yer alan Hizmet Hareketini bitirme planı iddiası ile ilgili yazılı açıklama yapıldı.
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonundan (TUSKON) yapılan açıklamada Siyasi iktidarı elinde tutanların cadı avına niyetlerini açıkça ifade ettikleri bu dönemde eski İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahinin İçişleri Bakanı Efkan Alanın cevaplaması için Türkiye Büyük Millet Meclisinde verdiği soru önergesinde yer alan Hizmet Hareketini bitirme planı ülkemizin geleceği ve iş dünyamız adına büyük bir endişe kaynağıdır. denildi.
Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
Gerçek bir demokraside, devletin birimleri ve çalışanları toplumun kendileri gibi düşünmeyen hiçbir kesimini bitirmek ve onları suçlu gibi göstermek için sahte delillerle çeşitli karanlık operasyonlar gerçekleştiremezler. Demokrasilerde ağır bir suç olan bu tür eylemlerin planlayıcıları ve uygulayıcıları da sonunda adalet önünde hesap verirler. Cahillik, fakirlik ve kutuplaşma gibi insanlığın temel sorunlarına çözüm amacıyla yola çıkan ve her şart ve durumda müspet hareket etmenin önemini vurgulayan Hizmet Hareketini, yasadışı bir örgüt gibi göstermek maksadıyla gönül verenlerini hukuksuzca takip etmek, sevenlerini fişlemek, müesseselerini denetim adı altında baskı altına almak ve bunların da ötesinde ülkemizde geçmişte işlenmiş bazı cinayet ve katliamlarla ilişkilendirmeye çalışmak maalesef ülkemizin idarecilerinin büyük bir gururla yapacaklarını söyledikleri cadı avının bir sonucudur.
Sayın Şahinin soru önergesi ile varlığı tartışılmaya başlanan komplo planının devlet eliyle üretilmiş ve uygulanıyor olduğuna dair emarelerin ortaya çıkması nedeniyle, bu komplonun Türkiyemizi, geçmişte kaldığını düşündüğümüz hukuksuz, karanlık günlerine geri götürmesinden milletimiz adına endişe ediyoruz. Bu tür planların yakın ya da orta vadede her inanç ve düşünceden dürüst ve namuslu insanlarımıza, kamu çalışanlarına, siyasi partilere, sivil toplum kurumlarına, şirketlere, işadamlarına, yatırımcılara, eğitim müesseselerine, üniversitelere, akademisyenlere, basın mensuplarına yönelik de uygulanabileceğinin aziz milletimizce fark edilmesini istiyoruz. Normalde hukuk sisteminde bir iddia, iddia sahibinin sunacağı delillerin incelenmesi ve soruşturulması ile sonuca ulaştırılır. Ancak ülkemizde hukuk sistemi siyasilerin his, arzu ve vehimleri ile dile getirdikleri var olmayan suçlar için sonradan delil, tanık, itirafçı üretmeye zorlanacak şekilde tersten işletilmeye çalışılıyor. Toplumun bir kesiminin olmayan suçlardan dolayı cezalandırılması için devlet kurumlarının seferber olması, siyasi iktidarlarla aynı görüşü paylaşmamaları durumunda iş dünyasına, özellikle de yatırımcılara yaptıkları ve yapacakları yatırımların hukuk tarafından güvencede olmadığını düşündürtmektedir. Bu yaklaşım ülkemizin kalıcı ekonomik büyümesinin önündeki en büyük engeldir. Ekonomik büyümenin demokrasi, düşünce özgürlüğü ve evrensel standartlarda işleyen hukuk sistemlerinin olduğu ülkelerde kalıcı ve hızlı olduğu dünyadaki sayısız örnek ve akademik çalışmayla kanıtlanmıştır.
Bu nedenle ülkemizin sürdürülebilir ekonomik kalkınma düzeyine erişmesi, cari açık gibi kronik problemlerin çözümü, orta gelir tuzağından kurtulması için her şeyden önce düşünce özgürlüğü ve evrensel hukuk standartlarının hayata geçirilmesi ve siyasi iktidarlar ve emrindeki devlet kurumlarının toplumun farklı düşünen kesimlerini düşman olarak görmekten vazgeçmeleri şarttır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
(CİHAN)
Bu haber 569 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle