Avrupa'nın evrensel değerleri tek tek çiğneniyor
19 Haziran 2014 11:25 tsi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük Fransa ziyareti öncesinde Paris Match dergisine konuştu.
"Suriye ve Irakın giderek Lübnanlaştığı, bölgenin yegane istikrarlı ülkesi Türkiyenin Avrupadan yeterince destek görüp görmediğine? ilişkin soru üzerine Erdoğan, Kesinlikle hayır. Avrupa, Ortadoğudaki son gelişmeler karşısında içine kapandı. Avrupa idealini oluşturan evrensel değerler tek tek çiğneniyor. Mısırda demokrasiye yönelik darbe karşısında Avrupa sessiz kaldı. Suriyedeki drama karşı aynı şekilde sessiz. Filistin meselesine karşı Avrupa on yıllarca sessiz kaldı. Şimdi de Irak meselesinde gereken tepki ortaya konmuyor. Avrupanın bu sessizliği, Ortadoğu halklarının vicdanlarında onarılması zor yaralar açıyor ifadelerini kullandı.
Suriyeli mülteciler konusunda dünyanın gerekli desteği vermediğini vurgulayan Erdoğan, Bırakınız siyasi desteği, Suriyeli mülteciler konusunda bile dünyadan gerekli desteği ne Suriye halkı, ne de biz görmedik. Bugün Ortadoğudaki darbelere, haksızlıklara, katliamlara, insanlık dramlarına sessiz kalan Avrupa, inanın, yarın kendi değerlerini savunmakta çok güçlük çekecektir değerlendirmesini yaptı.
"Türkiye ve Türkler Avrupanın bir parçası"
Türkiyenin Avrupa Birliğine (AB) giriş sürecinde aynı isteği devam ettirip ettirmediğine ilişkin bir soruyu cevaplayan Erdoğan, tam üyelik hedefinde bir değişiklik olmadığını vurguladı.
"Türkiyenin tarihinin Avrupa olmaksızın ve Avrupanın tarihinin de Türkiye olmaksızın yazılamayacağını" vurgulayan Erdoğan, "stratejik bir tercih olan üyelik hedefini ABnin de aynı stratejik perspektifle değerlendirmesi gerektiğini" ifade etti.
Türkiye ve Türklerin de çok kültürlü bir yer olan Avrupanın bir parçası olduğuna değinen Erdoğan, ABnin hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları gibi değerler açısından bakıldığında önemli bir güç olduğunu belirtti. Erdoğan, Türkiyenin de bu değerleri paylaşan ve benimseyen bir ülke olduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin müzakere sürecinde önüne çıkarılan yapay engellerin milletin şevkin kırdığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
Çeşitli nedenlerle haksız şekilde bloke edilen fasıllar bizleri üzmüş, milletimizin şevkini kırmıştır. Ancak bunlar tam üyelik hedefimizde bir değişiklik oluşturmamıştır. Türkiye bugün birçok AB kriteri bakımından AB ülkelerinin en az yarısından daha iyi durumdadır.
"Bazı Avrupalı siyasetçiler dini Türkiyenin üyeliğine itiraz için kullanıyor"
"Avrupalıların Türkiye konusunda çok istekli olmamalarının dini sebeplere dayanıp dayanmadığına" ilişkin bir soruya ise Başbakan Erdoğan, "AByi din eksenine indirgemenin kendisini inşa eden değerlere haksızlık olduğu" yanıtını verdi.
Avrupanın bir değerler birliği olduğuna değinen Erdoğan, "AByi din eksenine indirgemek, her şeyden önce AByi inşa eden değerlere büyük haksızlık olur. Avrupa projesini, demokrasi, insan hakları, ortak refah, güvenlik, dayanışma gibi kavramlardan bağımsız olarak ele alamazsınız ifadelerini kullandı.
Dinsel farklılıkların AB için engel teşkil etmeyeceğinin altını çizen Erdoğan, dinin bazı Avrupalı siyasetçiler tarafından Türkiyenin üyeliğine itiraz için bir argüman olarak kullanıldığını belirtti. Bu yaklaşımı gerçekçi ve akılcı bulmadığını ifade eden Erdoğan, "Ben Avrupa düşüncesinin, bu tür saplantılara dayalı hatalı politikaları aşabileceğine, halkların yanlış yönlendirilmesini engelleyeceğine inanıyorum. Türkiye olarak bizler, medeniyetler çatışmasına değil, tam tersine medeniyetler ittifakına inanıyoruz" diye konuştu.
Türkiyede petrol olsaydı çoktan AB üyesi olmaz mıydınız? sorusuna ise Erdoğan, "AB değerleri arasında petrol bulunmuyor. Biz 12 yılda, ekonomik olarak da çok iyi bir performans sergiledik. Türkiye, enerji tedarik yollarının önemli bölümüne ev sahipliği yapan bir ülke. Dolayısıyla Avrupa enerji güvenliğine önemli katkılar sağlayabileceğimizi unutmamak lazım" şeklinde cevap verdi.
"Fransayla ilişkilerde beyaz bir sayfa açılıyor"
Fransayla ilişkilerin eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile geçen "verimsiz dönem" sonrası geleceğine ilişkin bir soruyu cevaplayan Erdoğan, Cumhurbaşkanı François Hollande ile ilişkilerde yeni bir döneme girildiğini ifade etti.
Erdoğan, Hollande ile G20deki görüşmemiz ve sonrasında Türkiyeye yaptığı sıcak ziyaret dostçaydı. Sarkozynin 2011deki G20 dönem başkanı olarak ziyareti ise 24 saati bile bulmadı. Hollande, Ankara ve İstanbulu görmek için vakit ayırdı. Bu çok olumlu ve ilişkilerin tonunun değişeceğini gösteriyor. Yıllarca süren krizlerden sonra yeni bir beyaz sayfa açılıyor değerlendirmesini yaptı.
"Ortadoğuda nükleer silah istemiyoruz"
İranın nükleer silah geliştirmesi durumunda Türkiyenin tepkisini nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Ortadoğuda nükleer silah istemediklerini söyledi. Erdoğan şunları kaydetti:
"Biz Ortadoğu'da nükleer silah istemiyoruz. Buna bölgedeki tüm ülkeler dahil. Türkiye tüm uluslararası silahsızlanma örgütlerine ve bu alandaki çalışmalara etkin biçimde katkı sağlamaktadır. Ancak nükleer enerjinin barışçı amaçlarla kullanılmasına bir itirazımız yok. Bu her ülkenin doğal hakkı."
"Arap baharı döneminin başlangıcında, Müslüman ve laik bir devlet olan Türkiyenin herkes için bir model olduğu" hatırlatılan röportajda, Türkiyenin model ülke konumunu sürdürüp sürdürmediğine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, her ülkenin kendine özgü bir tarihi olduğunu belirterek, Koşullar ve tecrübeler ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Biz hiçbir zaman bir model olma iddiasında olmadık. Bununla birlikte başarılarımızın örnek alınmasından sadece memnuniyet duyarız. Ama Türkiyedeki tablo tüm açıklığıyla ortada: Türkiye, halkının çoğunluğu Müslüman olmakla birlikte, demokratik bir hukuk devletidir. İslam ve demokrasinin birbiriyle çelişmediğini somut olarak göstermiş, laik bir devlettir değerlendirmesinde bulundu.
Din ile siyaset arasındaki ilişki hakkında görüşü sorulan Başbakan Erdoğan, hangi dine mensup olursa olsun tüm vatandaşları aynı derecede kucakladıklarını ve ihtiyaçlarına aynı titizlikle cevap verdiklerini belirtti. Erdoğan, son yıllar Ermeni ve Rum vatandaşlara yönelik açılımların ise bu durumun en güzel örneği olduğunu ifade etti.
Milletin hizmetkarı olmaya devam edeceğiz
Demokrasilerde on yıllık bir iktidar sonrasında, De Gaulle ve Margareth Thatcher örneklerinde de görüldüğüne benzer bir yorgunluk hissediyor musunuz? şeklindeki bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, her ülkenin, her liderin durumunun farklı olduğunu ve genelde iktidarda olmanın oy kaybına yol açabildiğini ancak Türkiyee tam tersi bir durum yaşandığını belirtti.
Erdoğan, 12 yılda toplam 8 seçim kazandık. Oyumuz sürekli artıyor. Bu da halkın AK Partiye güvenmeye devam ettiğini gösteriyor. En son, 30 Marttaki yerel seçimlerde de halk tercihini AK Partiden yana kullandı. Milletin teveccühü devam ettikçe, milletin hizmetkarı olmaya devam edeceğiz diye konuştu.
Bir devlet adamının en çok neye dikkat etmesi gerektiğine ilişkin bir soruya ise Erdoğan, Kibirden uzak durmalı ve istişareye önem vermeli şeklinde cevap verdi. Siyasetin kendisine millet iradesine saygının, millete hizmet etmenin çok önemli olduğunu öğrettiğini söyleyen Erdoğan, halkın kendisine hizmet götüren idarecileri sevdiğine işaret etti. Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
Ben belediye başkanlığımdan beri halka hizmet için samimiyetle çalışmayı esas aldım. İnsan olarak hepimiz faniyiz. Geriye sadece bıraktığımız eserler kalacak. İyi eserler bırakırsak, iyi bir insan olarak anılacağız.
"Dünya kupası şaşırtıcı sürprizlerle başladı"
1970li yıllarda profesyonel olarak futbol oynayan birisi olarak dünya kupasındaki favorisi sorulan Başbakan Erdoğan, bazı maçları seyretmeye çalıştığını söyledi.
Erdoğan, "Bu dünya kupası şaşırtıcı sürprizler göstererek iyi başladı. Fransada Ribery ve Samir Nasrinin olmamasına üzüldüm. Ne yazık ki Türkiye son dakikada elendi. Fakat Hollandanın grubundaydık ve epey ilerlediklerini görüyorum diye konuştu.
aa
Bu haber 573 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle