Gülay Gökktürk'ten Dershane ve AYM yazısı
11 Haziran 2014 15:22 tsi
Bugün gazetesi yazarı Gülay Göktürk, dershanelerin kapatılmasını öngeren yasa ile ilgili değerlendirmelerini köşesine taşıdı.
İŞTE O YAZI
Başbakan Erdoğanın kurmaylarına ilk Dershaneleri bitirin talimatı verdiği tarih Ağustos 2012 idi.
Benim 18 Ağustos tarihli yazım da aynı başlığı taşıyordu.
Önce izninizle o yazının Bitirilen şey girişim özgürlüğüdür başlıklı bölümünü buraya almak istiyorum:
Ben bu yasaklamaya, pratik sonuçlardan ziyade, özgürlükler meselesi olarak bakılması gerektiğini düşünüyorum. Zira Erdoğanın 'Bitirin' dediği şey, hür bir toplumun olmazsa olmazlarından olan girişim özgürlüğünün 'bitirilmesi'dir.
1982 Anayasası'nın 'Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti' başlıklı 48inci maddesinde kapı gibi 'Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir' hükmü var. Bu hüküm girişim ve ticari faaliyet serbestisini düzenliyor. 48inci maddenin gerekçesi konuyu daha da açıklığa kavuşturmak için 'Hürriyet temeline dayalı bir toplumda irade serbestliği çerçevesinde ferdin sözleşme yapma, meslek seçme ve çalışma hürriyetlerinin garanti olunması tabiidir' diyor.
Kanun koyucunun anayasal bir hak olan girişim özgürlüğünü kısıtlayabilmesi için, bu kısıtlamanın 'kamu yararı'na olduğunu ortaya koyabilmesi gerekir.
Dershaneler, gençliğe kötü alışkanlık edindiren, ruh ya da beden sağlığını bozan bir üretim yapmıyorlar ki, senin 'kamu yararı' gereği girişimcilik hakkını kısıtlama hakkın doğsun. Eğer insanlar çocuklarına yatırım yapmak için para harcamak istiyorsa harcar; onların keselerini onlar adına düşünmek de hükümete düşmez.
Dolayısıyla bu yasaklama açıkça Anayasa ihlalidir. Bakalım, dershane sahiplerinden kararı Anayasa Mahkemesine götüren olacak mı?..
Nitekim öyle oldu...
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Bu yazının üstünden iki yıl geçti ve dershaneleri kapatan yasa şu anda Anayasa Mahkemesinde... Dershane sahipleri de önceki gün Anayasa Mahkemesine ortak bir mektup göndererek adalet istediler. Bu arada, Türkiyenin dünya çapında tanınan Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun da ki, kendisi AK Partinin isteği üzerine bir anayasa taslağı hazırlamıştı çıkan yasanın Anayasaya aykırılığını ortaya koyan gülle gibi bir mütalaa yazarak bir anlamda dershaneleri kapatan yasanın ipini çekmiş oldu.
Özbudunun mütalaası söz konusu yasanın hem Anayasanın eğitim hakkını düzenleyen 42. Maddesi açısından hem de girişim özgürlüğünü teminat altına alan 48. Maddesi açısından Anayasaya açıkça aykırı olduğunun altını çiziyor.
Aslında bu o kadar apaçık bir aykırılıktı ki, bunu görmek için Anayasa hukukçusu olmaya da gerek yoktu; mesela benim gibi, okuduğunu anlayan birinin Anayasayı eline alıp o maddeleri bir kere okuması yeterdi.
Ama hükümet yine de denedi. Acil bir siyasi ihtiyacını yasa biçimine sokup Meclisten geçirmenin iktidar olma hakkının bir parçası olduğunu zannetti. Eğer Cemaatin dershanelerinin yetişen nesiller için sakıncalı ve hatta tehlikeli olduğunu düşünüyorsa, bu kurumlarla mücadeleyi fikri-siyasi-ideolojik platformlarda vermesi gerekirken; sorunu kestirme yoldan, çoğunluk olma ve yasa yapma gücüne dayanarak bitirmeye çalıştı.
Şimdi bunun yanlış bir yol olduğunu görecek. Zira bu yasanın Anayasa Mahkemesinden döneceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
Dilerim ortaya çıkacak olan bozma kararı hükümetin, iktidarların siyasi ihtiyaçlarını hukuki bir metin haline getirmesinin her zaman mümkün olmadığını; bu yönde denemelerin de iktidarı yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağını anlamasına katkıda bulunur.
Bozma kararıyla yüz yüze geldiğinde de suçu yine Anayasa Mahkemesi üyelerinin üstüne atmak; onların kariyer planlarını, politik duruşlarını sorgulamak ya da vesayetten bahsetmek yerine dönüp kendisine bakmayı akıl eder.
Bu haber 442 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle