En Sıcak Konular

Dindar cumhurbaşkanı Sezer

28 Ağustos 2007 15:02 tsi
Lakin, bunları bilmek şatafattan, gösterişten uzak durma hassasiyetini, kendisine verilen bütün hediyeleri bırakıp gitmesini, ödenekten tahsis edilen meblağa el sürmemesini, eşini hastaneye sivil araçla götürmesini, oğlunun düğününde harcanan elektriğin p

'DİN AHLAK DEĞİL MİDİR?'
 

Hayatım boyunca kurallardan, kurumlardan, kariyerden, statüden, statükodan, çatık kaşlı mevzuattan hazzetmedim.

İnsanı 'hizaya' sokmayı ihsas eden her şeye yüzümü buruşturdum.

Kırmızı halılar, 'yassah hemşerim'ler, resmi mühür ve imzalar…

Bitkilerin kafasını uçuran bir bahçıvan makası gibi gelmiştir bana, ceberutluğu çağrıştıran ne varsa.

İşte size 'anarşizm'e yakın, statükoya alabildiğine uzak, haller içinde halim:

Bir pire için bütün yorganları yakacak kadar hesapsızım.

Ruh iklimimin hiç uğramadığı bir iklimdir 'maslahat'.

Bekletmektense beklemeyi, aldatmaktansa aldatılmayı, haksızlığa uğratmaktansa, haksızlığa uğramayı tercih edecek kadar da bencilim.

Evet, bencil.

Şaşacak bir şey yok bunda. Bin çehresi var bencilliğin…

Başkasına değil, bizzat kendine zarar veren bir bencillik, bir egoizm bu.

Şu cümleciği Dougville filminden aktarayım da gerisini varın siz düşünün:

“Altruizm de suplime olmuş bir egoizmdir.”

Bunları kendimden bahsetmek veya hoppalığa kalkışmanın manivelasına zemin hazırlamak için yazmadım.

İki gözüm çıksın, yalanım varsa!

Ah, bir bilseniz; nasıl da çırılçıplak bırakacak kadar zavallı, rezil ve gıcık bir duygudur insanın kendinden bahsetmesi.

Neylersin ki, bu yazıyla, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'de tecelli eden hasletlere dikkat çekmek için yola çıktım.

Anarşizmi nerdeyse egoizm boyutunda içselleştiren lakırdılarıma bakıp da, Türköne'nin, statükonun memuru tesmiye ettiği Sezer'de, nasıl haslet keşfettiğime şaşmayın.

Zaten o gevezelikleri dillendirmekten muradım; statükonun iflah olmaz muarızı olmanın, Sezer'in kimi erdemlerine kör olmayı gerektirmediğine işaret etmek içindi.

Ne demek istediğimi dilim döndüğünce vuzuha kavuşturmaya çalışmadan evvel, Türköne'nin, Sezer hakkındaki düşüncelerine şöyle bir kulak verelim:

"O kimsenin cumhurbaşkanı değildi. Çünkü o bir memurdu. O zaman şu soruyu sormak da hakkımız: Sezer'in amiri kimdi? Sezer'in amiri statükoydu. Sıradan bir memurun muhakemesi ile, sahip olduğu gücü kendisine veren statükoyu her şeyiyle müdafaa etmeyi asli görevi olarak benimsemişti. Oraya statüko onu getirmişti; öyleyse statükonun her değişim direncine karşı savunulması gerekiyordu. O statüko ise bizim ensemizde boza pişiren, canımızdan bezdiren, iliklerimize kadar tüketen arkaik bir düzendi…”

İkinci cumhuriyetçilerin, liberallerin, demokratların ve dahi mütedeyyinlerin Sezer'e bakışının üç aşağı beş yukarı özetidir bu.

Haklı mıdır?

El-hak, haklıdır. Hem de yerden göğe kadar.

E'ee, o zaman nerde kaldı Sezer'de tecelli ettiğini söylediğim haslet?

Sezer'in o ucube kamusal alan tanımını, tarafgirliğini, halktan uzak tutumunu, resepsiyonlardaki eşli davetiye muhabbetini, lüzumsuz tıkaç fonksiyonu icra eden hallerini ve asık suratını herkes kadar ben de biliyorum.

Lakin, bunları bilmek şatafattan, gösterişten uzak durma hassasiyetini, kendisine verilen bütün hediyeleri bırakıp gitmesini, ödenekten tahsis edilen meblağa el sürmemesini, eşini hastaneye sivil araçla götürmesini, oğlunun düğününde harcanan elektriğin parasını kendi cebinden ödemesini görmemize engel değil.

Bütün bunlar İslamî haslet değil mi?

Ey erenler, şimdi siz cevap verin!

Din ahlak değil midir?

Ahmet Özcan'ın “Parayı ve onun gücünü keşfeden, en önemlisi paranın kaynağı olarak devlette mevzi tutmaya çalışan, kökü ve geleneği olmadığı için meşruiyetini toplumsal değerlerde, ideolojik kimliklerde ya da muhalif görünümde arayan, bunu sağladığı andan itibaren de itirafçı olan ve bu kez küresel düzeyde aynı meşruiyet edinme çevrimini çalıştıran bir toplumsal tabaka” olarak değerlendirdiği “Yeni sınıf”ın asla görmek istemediği bu hasletleri görmeye mecburuz.

Demirel falan ara sıra Cuma kılınca dindar cumhurbaşkanı oluyor da, bu hasletlerin tecelli ettiği Sezer niçin dindar cumhurbaşkanı olmasın?

Din, ahlak, değer ve 'yeni politik kültür' çerçevesinde bu konuya yarın devam edelim ki, yanlış anlaşılmayalım.

Salih Tuna - Yeni Şafak

Haber 10



Bu haber 489 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,571 µs