En Sıcak Konular

Sezer keşke daha önce gelseydi !

28 Ağustos 2007 14:43 tsi
Bu sıradan bir değişiklik değildir, bir kesimin iddia ettiği gibi rejime taalluk eden bir devir-teslim hiç değildir. Mustafa Karaalioğlu bugünkü yazısında görevi bugün bırakacak olan Cumhurbaşkanı Sezer'i yazdı. İşte o yazı...

Yanlış zamanın Cumhurbaşkanı

Eğer, aylardır süren tartışmalar hepimizin enerjisinden birer parça eksiltmeseydi bugünü yani, yeni Cumhurbaşkanı’nın gelişini daha coşkulu bir gündemle ve daha sahici cümlelerle konuşuyor olacaktık. Araya giren bir dizi tatsız şey hepimizi Gül’ün gelişi konusunda biraz daha temkinli ve soğukkanlı olmaya sevketti. ‘Müsabaka’nın kural dışına çıkması, centilmenliğin çiğnenmesi demokrasinin de tadını biraz kaçırdı açıkçası... Ama bir başka açıdan bakılırsa, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ne zaman centilmenlik içinde kaldı ki!

Türkiye bugün Sezer’i uğurluyor, Gül’e ‘merhaba’ diyor.

Bu sıradan bir değişiklik değildir, bir kesimin iddia ettiği gibi rejime taalluk eden bir devir-teslim hiç değildir. İddia edilenin ve vehmedilenin aksine rejimin daha da güçleneceği bir döneme adım atıyoruz. Bu iddianın onlarca sebebi vardır ama bir tanesi yeterlidir. Abdullah Gül’ün ve içinden çıktığı AK Parti’nin hayat damarı daha güçlü bir Cumhuriyet rejimidir. Rejimi güçlendirdikçe güçleneceklerini çok iyi biliyorlar, bu kadar basit.

Sezer için elbette söylenecek çok şey var ve zaten daha görevinin başındayken de uzun uzun yargılandı. Bu yüzden, görevinin ardından sanılanın aksine, çok fazla tartışılmayacaktır.

Sevenleri ile karşıtları birer keskin kutup oldu. CHP tabanından içten bir sevgi görürken AK Parti başta olmak üzere diğer partilerin taraftarları onu bir türlü sevemedi. Sezer de kendisini sevdirmek için bir çaba sarfetmedi, olduğu gibi görünmekten hiç vazgeçmedi. Sonuçta sevenleri ile karşıtları arasında bir gri alan oluşmadı. Ya sevildi ya da nefret edildi... O’nun da sevdikleri, sempati duydukları vardı ve sevmedikleri ve antipatik oldukları... İki grubun üyeleri de Sezer’in cumhurbaşkanlığı döneminde hiç değişmedi.

AK Parti’yi sevmedi, hazzetmedi. Bu bir sır değil. Henüz Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde yaptığı ve demokratik heyecan yaratan o ünlü konuşmayla sempatisini kazandığı bu kadroları hayal kırıklığına uğrattı. Açık bir muhalefet yürüttü ve bunun için bir gerekçe aramaya bile gerek görmedi. Çankaya’daki Sezer, kendisini rejimin bekçisi olarak gördü ve sabırlı bir mücadele verdi. Şimdi koltuğunu o mücadeleyi verdiği düşüncenin sembol isimlerinden birisine devretmiş olmak çok dramatik olmalı...

Cumhurbaşkanı, rejim bekçiliği görevi uğruna, makamından beklenen kuşatıcılık, vizyon ve yenilikleri ıskalamak bir yana, bildik cumhurbaşkanlığı faaliyetlerini de icra edemedi. AB, Irak, terör gibi problem alanlarına girmedi, ülkenin dış politika mesaisine ortak olmadı. Yeni Cumhurbaşkanı Gül, ilk iş olarak 7 yıllık bu boşluğu dolduracaktır. Zira, Cumhurbaşkanlığı işi bunu gerektirir.

Sezer, sevinmedi, bir şeye sevindiği de pek görülmedi... Sadece Orhan Pamuk’un Nobeli’ne sevinmemekle kalmadı, mesela Avrupa Birliği müzakerelerine başlanması da onu heyecanlandırmadı. Türkiye’nin ihracat hamlesinde veya sözgelimi küresel organizasyonlarında da hiç görünmedi. Sevinmemiş olmaması mümkün değil ama belki o fotoğrafların insanı değildi.

Çok şeye karışmaması, kritik konularda inisiyatif almaması ülke adına bir kayıptı ama bu özellikleri onu saygı duyulan bir isim haline de getirdi. Sadelik ve sükunet hiç olmazsa aleyhindeki cepheye daha fazla malzeme çıkmamasını sağladı.

Sezer, kendi laikliği, kendi rejim algısı ve kendi Cumhuriyet tanımıyla kendi içinde tutarlılığı sağladı ama bu dönemin Cumhurbaşkanı değildi. Eğer, Gürsel, Sunay veya Korutürk’ün döneminde Çankaya’da o olsaydı ve yine geride kalan 7 yılda yaptıklarını yapmış olsaydı hiç yadırganmazdı.

Asıl sorun galiba, Sezer’in 2000’li yılların Cumhurbaşkanı olmasıydı...

Samanyolu haber
 



Bu haber 353 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,765 µs