En Sıcak Konular

İran'a karşı 'geleceğe dönüş' stratejisi

27 Ağustos 2007 15:07 tsi
İran'a karşı 'geleceğe dönüş' stratejisi ABD tıpkı 1980'lerdeki gibi, İran'ın bölgesel etkisinin yayılmasını engellemeyi yine Ortadoğu politikasının merkezine yerleştirdi. 'Geleceğe dönüş' hissi yaratan bu strateji sadece Irak'taki mezhep savaşını derinleştirecek...

Bush yönetimi, Ortadoğu stratejisinde fazla göze çarpmayan ama önemli bir değişiklik yapıyor: İran'ın bölgede daha fazla güçlenmesini engellemeyi önceliklerden biri haline getirmek. Bu yaklaşımı, ABD'nin İran devrimi sonrası güttüğü stratejiye çarpıcı bir biçimde benzediği için, 'geleceğe dönüş' diye tanımlayabiliriz. Köşetaşlarından biri, önde gelen Sünni Araplarla ittifaklar kurmak. İsrail, Mısır ve Suudilere silah satılacak, Filistin barış süreci canlandırılacak. Bir Dışişleri yetkilisi, "İran'a verilen mesaj şu: Hâlâ güçlüyüz, dostlarımızı koruyoruz, bir yere gitmiyoruz" diyor. Hikâyenin Irak ayağının sonunu henüz görmemiş olsak da, yeni yaklaşımın burada başarı elde edememe ihtimali yüksek. Irak Sünni-Şii fay hattında bulunmaya devam edecek. İran'a siper olmaktan ziyade, Şiilerin yönettiği yeni Irak savaş alanına dönecek.

Bu yeni durumda İranlılar güçlü taraf gibi görünse de, aslında güçlerini derinleştirmek için altın bir fırsatı kaçırdılar. Bir zamanlar, bölgesel hegemonyaları karşısında ABD'nin sessiz rızasını alabilecek durumdaydılar; şimdiyse artan Amerikan direnişiyle karşı karşıya kaldılar. Yaz başında, Bush yönetiminin üst düzey yetkilileri, İran'la Irak'a istikrar getirme konusunda hâlâ işbirliği yapılabileceğini umuyordu. Teoriye göre, Şii Irak Başbakanı Maliki'nin başarılı olması iki ülkenin de çıkarınaydı. ABD, Irak'ta ortak bir güvenlik çerçevesi çizilmesi için İranlılarla görüşmeyi kabul etti. ABD'nin İranlılarla çalışmak için biçtiği mütevazı bedeli, Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker açıklamıştı: Devrim Muhafızları, Irak'ı istikrarsızlaştıran silahları bu ülkedeki Şiilere vermeyi kesecekti. ABD, İran'ın bu basit talebi yerine getirip getirmediğini izlemelerini sağlayacak istihbarat kaynaklarına sahipti. Konuştuğum Dışişleri yetkilisiyse, "Bu talep yerine getirilmiyor" diyor.

İran'a karşı öfke, ABD'nin Maliki'ye karşı artan hayal kırıklığını da açıklayabilir; Maliki hükümeti, ortak bir ABD-İran projesi olabilirdi. Fakat Maliki şiddeti durduramadı, hizmet sağlayamadı veya yolsuzluğu engelleyemedi. ABD'nin Irak'a ek asker göndermesinin gerekçesi, bu hükümetin uzlaşma yönünde ödünler vermesi için siyasi alan sağlamaktı. Fakat bu gerçekleşmiyor. ABD'nin Irak'ta kaydettiği son 'mütevazı' ilerlemenin büyük kısmı, Sünni bölgelerinde gerçekleşti. Sünniler ABD'yi giderek artan bir biçimde, İran'ın Irak'taki gücünün artmasını engelleme noktasında müttefik olarak görüyor. ABD'nin yeni Sünni dostlarının baskısı artarken, Maliki'nin yerine geçebilecek bir koalisyona ilgi de arttı. 'Geleceğe dönüş' modunda, adı geçen kişi İyad Allavi. Allavi, geçici başbakanlık yapmış eski bir Baasçı, laik bir Şii olmasına rağmen de Sünniler arasında geniş desteğe sahip. Siyasi destek 'satın alabilecek' parası var; fakat bu para ABD değil, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden geliyor.

Dışişleri yetkilisi, ABD'nin İran üzerindeki baskıyı artıracağını söylüyor. Yönetim gelecek ay, İran'a nükleer programı nedeniyle yaptırım dayatacak yeni bir BM kararı için bastıracak. ABD, Devrim Muhafızları'nı terörist bir örgüt olarak tanımlayarak yeni bir 'silah' hazırlığı da yapıyor. Böylece, Başkan Ahmedinecad'ı daha az fanatik olan çoğunluktan uzaklaştırmayı hedefliyor. 'Geleceğe dönüş' stratejisindeki sorun tabii ki, bu noktada daha önceden bulunmuş olmamız. Silahlar Suudi Arabistan'a kalıcı güvenlik getirmeyecek, otoriter Sünni rejimleri desteklemek İslamcı radikalizmin çekiciliğini azaltmayacak, bölünmüş bir Irak bölgeyi sürekli gerilim halinde tutacak. Fakat yeni yaklaşım gerçekçi; Irak'ta en iyisini ummak yerine en kötüsüne hazırlanıyor.

Çeviri: Radikal



Bu haber 407 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    36,969 µs