Erdoğan, özel sektöre kapıları açtı

27 Ağustos 2007 00:17 tsi
Başbakan Erdoğan, her şeyi Ankara'dan beklemenin yanlış olduğunu söyledi. Erdoğan, 'Biz yolu açacağız, özel sektör ise Anadolu'yu ihya edeceğiz' dedi..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Her şeyi Ankara'dan beklemenin ve istemenin bizi geciktireceğini hatırlatmak istiyorum. Ankara yolları açacak, yolların üzerindeki engelleri temizleyecek, özel sektör de bu yollardan geçerek Anadolu'yu yeniden ihya edecek'' dedi.

Erdoğan, ''Dünya Rizeliler Günü'' etkinlikleri kapsamında İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde düzenlenen el işi ve yöresel ürünlerin yer aldığı serginin açılışını yaptı. Buradaki stantları gezen Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a, çeşitli hediyeler verildi.

Rize'ye sağlık ve kültür alanında katkıda bulunanlara plaket ve fahri hemşehrilik belgelerinin verildiği törene katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 20 Temmuz'da Rizelilere verdiği sözlerin takipçisi olmak için kentte bulunduğunu söyledi. ''Allah'a şükür ki büyük milletimiz istikrar ve güven konusunda beş yıl daha bizlere görev verdi'' diyen Erdoğan, bu süreci herkesin çok ama çok iyi değerlendirmek zorunda olduğunu kaydetti.

Erdoğan, hayır işlerine imza atanları tebrik ettiğini belirterek, ''Bizim Türkiye'de beklediğimiz ve görmek istediğimiz ahde vefa budur işte. Bugün Rizeli kardeşlerimiz doğdukları, ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri, havasını teneffüs ettikleri baba ocağına vefa borçlarını yerine getirmişlerdir. Bundan da önemlisi tüm Türkiye'ye örnek teşkil edecek bir hayır girişimi içinde olmuşlardır'' diye konuştu.

Rize'deki imkansızlıklar nedeniyle 40-50 yıl önce anne ya da babalarının topraklarını terk edenlerin, başka illere göç etmek zorunda kaldığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Şahsen benim babam 13 yaşında burayı terk etti. Babam 6 yaşında dedemi kaybetmişti. Öksüz evlat olarak 13 yaşında İstanbul'a gidişinin tek sebebi vardı, ekmekti. Orada ekmek kazanacak, ondan sonra gerek babaanneme gerek eşine oradan bakacaktı. 13 yaşında Tophane'nin karanlık sokaklarında başlayan bir hayat mücadelesiydi bu. İnanıyorum ki buranın evlatlarının çoğu bunu yaşadılar. Babam o süreci zaman zaman anlattığında duygulanırdı. Buralardan başlayan bir süreç. İnanıyorum ki içinizde bu süreci yaşayan ve bu tür babalarının, dedelerinin hikayelerini dinleyen kardeşlerim, büyüklerim çoktur. Hangi şehre bakarsanız bakın benzeri göç hikayelerini duyacaksınız, dinleyeceksiniz. Kimileri yakın şehre, kimileri Ankara'ya, İstanbul'a, kimileri de çok daha uzaklara göç etmek zorunda kaldılar.''

''BURADA NASIL OLSA VAR''

 Başbakan Erdoğan, 1960'lı yıllardaki Almanya'ya göç hikayelerinin bilindiğini hatırlatarak, Rize'den de büyüklerinin Almanya'ya gittiğini, orada ekmek mücadelesi verdiklerini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Nedenleri çok açık; işsizlik, yoksulluk, eğitim ve sağlık imkanlarının kısıtlı olması, vesaire... Eğer göçler arkada kalanı tamamen unutmak şeklinde olsaydı, bu tam anlamıyla bir vefasızlık olurdu. Oysa tüm bu göç etmiş vatandaşlarımız, bir yandan o gittikleri yerde ayakta kalmaya çalışırken, bir yanda da geldikleri toprağın hasretini çektiler. Şimdi bu hasret, hali vakti yerinde olanlar tarafından yatırıma, hayır işlerine dönüştürülüyor. Bizler, yakınlarımız bu toprakları terk etmek zorunda kaldık, ama bizden sonrakiler burada her türlü imkana sahip olarak yaşasınlar.''

Rizeli gençlerin yaşam standartlarının yüksek olduğu bir Rize bulmalarını ve ne ararlarsa ''Burada nasıl olsa var'' demelerini istediklerini belirten Erdoğan, ''İşte bunu yakaladığımız anda, Türkiye muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmış bir Türkiye olacaktır. Aksi takdirde hayır'' dedi.

Başka ülkelere göç edenlerin kültürlerinden, değerlerinden uzak kaldığına dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti: ''Şimdi Almanya'da üçüncü kuşak yaşam mücadelesi veriyor. Kültüründen, değerlerinden her şeyinden uzak. Öyle 'Türküm' demek, kuru kuruya olmaz. Türklüğü korumak kültürüyle olur. Bunu koruyabiliyor musun, o zaman seni alkışlarım. Ama birçok şey kayboldu. Onun için Akif diyor ki 'Alınız ilmini garbın, alınız sanatını, veriniz mesainize son süratini.' Biz batının ilmini aldık, ahlaksızlığını değil, sanatını aldık ahlaksızlığını değil. Bunları almada başarılı olursak, işte o zaman bizi kimse yakalayamaz.''

''HER ŞEYİ ANKARA'DAN BEKLEMEK''

 İktidara geldikleri ilk günden itibaren işverenlere kendi illerinde yatırım yapmaları için vurgu yaptıklarını, bu işverenlerle bir araya geldiklerini, toplandıklarını, konuştuklarını, bunun için kafa yorduklarını kaydeden Erdoğan şunları söyledi: ''Rize'den, Artvin'den, Trabzon'dan çıkan başarılı yatırımcılar, artık bu bölgeye neler yapılabilir, bunun mücadelesini vermeli. Hükümet olarak bunu teşvik etmek, hayır işlerine kolaylık sağlamak, alt yapıyı güçlendirmek görevimiz. Bunu da kademe kademe yapıyoruz. Her şeyi Ankara'dan beklemenin ve istemenin bizi geciktireceğini de hatırlatmak istiyorum. Ankara yolları açacak, yolların üzerindeki engelleri temizleyecek, özel sektör de bu yollardan geçerek, Anadolu'yu yeniden ihya edecek.''

Erdoğan'a konuşmasının ardından İl Genel Meclisi Başkanı Rahmi Metin tarafından Dünya Rizeliler Fahri Başkanlığı belgesi ile günün anısına bir vazo armağan edildi. Tören, Erdoğan'ın Rizeli hayırseverlere plaket ve fahri hemşehrilik belgesi vermesiyle sona erdi.

haber7

Bu haber 384 defa okundu.