'Çankaya kimin kalesi ki düşsün?'

26 Ağustos 2007 20:37 tsi
Başbakan Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı makamına Abdullan Gül'ün çıkacak olmasını 'Çankaya düştü' şeklinde değerlendirenlere sert tepki göstererek, 'Çankaya kimin kalesi ki düşsün?' diye sordu.

Erdoğan, "Bunu diyenler halkın iradesine saygı duymayanlardır. 'Düştü' denilen Çankaya şunun bunun veya belli bir seçkinci grubun değil, hepimizin, 70 milyonun, Türkiye Cumhuriyeti'nin." dedi. Köşk seçiminin halkın iradesinin tecellisi olan Meclis'te yapıldığını belirten Erdoğan, seçilen cumhurbaşkanına saygı duyulması gerektiğini ifade etti. Başbakan, bu konuda yapılan bir yanlış varsa, halkın bunun hesabını soracağını da vurguladı: "Bir yanlış yapılıyorsa, ilk seçimde milletim bana cezamı verir, beni buradan indirir. Ben de öper başıma koyarım ve köşeme çekilirim."

Hizmet-İş Sendikası'nın 10. Olağan Genel Kurulu'na katılan Başbakan Erdoğan, işçiler tarafından coşku ile karşılandı. Kısa süre önce kadroya alınan geçici işçiler Başbakan için, "Bizleri unutmadın, biz de seni unutmayacağız. Geçici işçilerin duası seninle." yazılı pankart açtı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarına temas etti. 22 Temmuz'da yapılan seçim neticesinde halkın iradesinin tecelli ettiğini hatırlatan Erdoğan, "Ülkemde maalesef hâlâ rejim kavgalarından bahsedenler, olmayan şeyleri varmış gibi gösterme gayreti içine girenler var; ama halkın böyle bir sıkıntısı yok." dedi. Bazı köşe yazarlarının 'bir kale düştü' diye yorum yaptığını hatırlattı. Bu yorumu yapanların halkın iradesine saygısızlık ettiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Düştü denilen kale neresi? Hangi kale düşmüş? Bu Çankaya kimin? Birilerinin mi, yoksa bu Çankaya 70 milyon vatan evladının mı? İktidarda bulunan kişiler kim? Bizler nereden geldik? Biz bu vatanın topraklarında doğduk büyüdük. Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Bize iradesini koyanlar bu ülkenin evlatları. Dolayısıyla, burada 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletin iradesinin tecelli ettiği makamda şu anda bir netice ortaya kondu. Bu neticeye de hep birlikte saygı duyacağız ve ondan sonra da bizler o makamdan beklediğimiz saygıyı göreceğiz. Dışlamak, dışlanmak böyle bir ikilem bizim kitabımızda yok; ama kitabında olanlar şu anda feveran ediyor."

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meclis'e gelmeyen CHP'nin tutumunu toplu görüşmelerde masaya oturmayan sendikalara benzeten Erdoğan, "Doktorun görevi hastaneye gitmekse, öğretmeninki okulda ders vermekse milletvekilinin de Meclis'e gelmektir. Gelmezsen millete saygısızlık etmiş olursun. Seni oraya gönderenlere ihanet etmiş olursun." değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, yapılan yanlışları milletin cezalandıracağını da anlattı: "Eğer bir yanlış yapılıyorsa, Başbakan olarak ben yapıyorsam; zaten ilk seçimde milletim bana cezamı verir, beni buradan indirir. Ben de milletimi öper başıma koyarım ve köşeme çekilirim. Olay bu kadar basittir. Bu saygıyı milletine göstermekten aciz olan, bunun feveranı içinde olanlar da maalesef var. Ha, biz onları da saygıyla karşılıyoruz. Gönül, tabii, böyle olsun istemez. İstiyoruz ki, hep beraber el ele, omuz omuza bu ülkede birbirimize saygılı olalım, yaşam standardımızı daha yükseklere çıkaralım."

Masaya oturmadan grev yapanlar tribünlere oynuyor

Başbakan Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü sendikal faaliyetler ve son dönemde yayılan grev furyasına ayırdı. "Sendikal hareketin önündeki engelleri kaldırmak boynumuzun borcudur." diyen Erdoğan, işçilerin hakları konusunda yapılan görüşmelerde sendikaların da fedakarlıklarda bulunmasını istedi. Başbakan, sendikaların zam oranlarını belirlerken 70 milyonun hesabını dikkate almaları gerektiğini kaydetti. İşçinin yüksek maaş almasını kendisinin de arzuladığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: "Parayı tasarruflu kullanmazsak yarınların Türkiye'sine ne bırakacağız? Bu ülke bizim. Batarsa beraber batarız, selamete çıkarsa beraber çıkarız." İmkanlara rağmen işçi ve memurun sorunları çözülmüyorsa eylemin en demokratik hak olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, şartları masaya getirmeden eylem yolunu tercih eden sendikaların tribünlere oynadığını ifade etti. Sendikaların sadece ücret artışlarında gün yüzüne çıkmasının doğru olmadığına işaret eden Başbakan, belediyelere yol, yeşil alan, sosyal projeler ve istihdam alanları oluşturma konusunda destek vermeleri gerektiğini dile getirdi.
 
Zaman

Bu haber 302 defa okundu.