En Sıcak Konular

Küresel ısınma yalan: Suçlu Şeker pancarıymış!

25 Ağustos 2007 20:06 tsi
Küresel ısınma yalan: Suçlu Şeker pancarıymış! Küresel ısınma bahaneymiş! Kuraklığın gerçek nedenini bölge yapısını göz önünde tutmadan yapılan kanal inşaatları, binlerce yasadışı kuyu ve şekerpancarı olduğu iddia edildi. Şekerpancarı'nın bu işi nasıl başardığı ise oldukça ilginç!

Konya havzasındaki kuraklığı ilk kez bütün yönleriyle ortaya koyan çalışmada, susuzluk konusunda devletin resmi söylemi haline gelen "küresel ısınma" bahanesine de karşı çıkılıyor. Türkiye'nin tahıl ambarı kabul edilen ancak yıllarca yanlış sulama yöntemlerinin uygulandığı Konya Havzası'nın bugünkü duruma gelmesinde en büyük pay sahibi olarak Devlet Su İşleri (DSİ) görülüyor.

Konya Havzası'nın şu anki durumu "Konya'nın altı deniz" sözünü unutturacak nitelikte. Bu deyiş, güneyi Toroslar, kuzeyi alçak tepelerle çevrili bu kapalı havzanın yeraltı suyu rezervinin bir zamanlar ne kadar zengin olduğunu anlatmak için kullanılırdı. Konya Havzası’nın dünyanın pek çok su toplama havzasından en büyük farkı bir kapalı havza olması, yani burayı besleyen su kaynaklarının denize çıkışı bulunmaması olarak gösteriliyor. Bu durum, özellikle Toroslar’dan süzülen kar ve yağmur sularının yerüstünden ve yeraltından süzülerek havzadaki çukurlarda göllenmesine neden oluyor. Tuz Gölü, Beyşehir Gölü, Hotamış ve Ereğli sazlıkları bu yolla oluşmuş sulak alanlar. 

İklim değişikliği bahanesi

Ancak havzadaki binlerce yılda oluşan sulak alanlar, sadece on beş yıl içinde kurudu. Atlas'ın araştırmasına göre Konya Ovası son dönemde yaygın olarak kabul görülenin aksine “küresel ısınma” nedeniyle kuraklık yaşamıyor. Bölge yapısını göz önünde tutmadan yapılan baraj ve kanal inşaatları, binlerce yasadışı kuyu ve aşırı su tüketen şekerpancarı kuraklığın başlıca sorumluları.

Özellikle devletin Çumra'da sulu tarımı teşvik etmesi bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bir yandan Beyşehir’den su taşınırken, diğer yandan suyun göllere gitmesini engelleyen sulama barajları da suyun tükenmesinde önemli bir etken oluşturdu.

Ekilecek ürün olarak da Konya’nın hafif tuzlu topraklarında iyi yetişen ancak aşırı su tüketen “şekerpancarı” seçilmesi suyun akıllıca kullanılmasını engelledi ve Konya Ovası pancara bağımlı hale geldi. Bir süre sonra yerüstü suları yetersiz gelmeye başlayınca çiftçi kuyular açarak yeraltı sularını kullanmaya başladı. Şu anda çoğu kurak hale gelen bu kuyularının sayısı on binleri buldu.

Göllerin ana beslenme kaynağı olan yeraltı suları da kuyulardan çekildiği için Ereğli, Hotamış, Yarma, Eşmekaya ve hatta Tuz Gölü gibi Konya’nın sulak alanları birer ikişer kurudu. Sonuç olarak havzadaki yağışları düzenleyen göller kaybolunca yağmur ve kar da durdu. Böylece yağışlarla beslenen barajlar, kanallar ve kuyular dolmaz oldu. Onca yatırım boşa gitti. Şu anda bölgedeki birçok su kanalı kullanılamaz durumda çünkü kanaldan geçeçek su bulunmuyor. Tarımda yağmurlama ve damlama tekniği kullanılmadığı için hem kanallardan akan su boşa gitmiş hem de toprak bu yöntemden olumsuz etkilenmiş durumda.

Mavi Tünel çözüm değil

Devlet Su İşleri'nin kuraklık ile çözüm için Çumra’ya önerdiği “Mavi Tünel” projesi de ayrı bir tartışma yaratıyor. Bu proje ile Konya'ya Göksu’dan su getirmeyi planlıyor. Ancak projenin Konya Havzası'na su getirmekten çok Göksu Havzası'nı kuraklaştıracağına kesin gözüyle bakılıyor.

DSİ, tarım sektörü dışındaki sektörlerde de suyun tüketiminde büyük bir artış öngörüyor ve toplam kullanılan su miktarını 40.1 milyar metreküpten 112 milyar metreküpe çıkarmayı (yüzde 179’luk artış) hedefliyor. Bu artışın Türkiye’nin doğal su rezervleri olan sulak alanları nasıl etkileyeceğiyle ilgili bir hesaplama bulunmuyor. Ancak halihazırdaki 40.1 milyar metreküplük su kullanımı nedeniyle Marmara Denizi’nden daha büyük bir yüzölçümüne karşılık gelen 1 milyon 400 bin hektarlık doğal sulak alanın (Türkiye’deki sulak alanların yaklaşık yarısı) kaybedildiği dikkate alındığında 2030 yılında doğal sulak alanların neredeyse tamamının yok olması bekleniyor.

Uygun teknikler yıllarca uygulanmadı

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü verilerine göre 2003 yılı itibarıyla yararlanılmakta olan suyun miktarı toplam 40.1 milyar metreküp. Bu toplamın 6.2 milyar metreküpü (yüzde 15,5) içme suyu, 4.3 milyar metreküpü (yüzde 10,7) sanayi, 29.6 milyar metreküpü (yüzde 73,8) ise tarımsal amaçlı olarak kullanılıyor. Bu dağılım içinde en büyük paya sahip (toplam su kullanımının dörtte üçü) tarımsal su kullanımının, DSİ 2030 planına göre 72 milyar metreküpe çıkarılarak yüzde 143 oranında artırılması öngörülmekte. Öte yandan, yine DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre sulanabilir alanların 2030 yılına kadar 4.9 milyon hektardan 8.5 milyon hektara çıkarılarak yüzde 73 oranında büyütülmesi planlanıyor.

Türkiye’nin kısıtlı su kaynaklarının dörtte üçünü tüketen sulama yatırımları hızla yapılırken suyun tasarruflu kullanımı ve ürün deseni üzerinde yeterince durulmuyor. Türkiye'de sulanan alanların yüzde 94’ü, suyu israf eden yüzey sulama metotları (karık, tava ve salma) ile yapılırken geriye kalan sadece yüzde 6’lık bir alanda basınçlı sulama sistemleri (yağmurlama, damlama) kullanılıyor. Oysa yüzey sulama yöntemi yerine basınçlı sulama sistemlerinin oluşturulması ile tarımsal sulama için kullanılan sudan tüm ürünlerde en az yüzde 50 oranında tasarruf sağlanabilir. Bugüne kadar sulamanın yüzeyden yapılması nedeniyle Türkiye’nin su kaynaklarının en azından üçte birinin israf edildiği tahmin ediliyor.

referans
 



Bu haber 1,073 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,148 µs