Filler anlaştı, atlar tepişiyor!

24 Ağustos 2007 14:02 tsi
Devletin ve hükümetin üst kademeleri ile siyasi partilerin tamamına yakını demokrasi oyununu benimsedi. Herkes huzurlu ve uzlaşmaya açık bir tutumla ülke için çalışmanın yollarını arıyor. Ama istisnalar da var. CHP ve DSP artık nedendir bilinmez hâla aynı

CHP açısından “istikrarlı ve ısrarlı uzlaşmasız” siyasetin tek makûl (!) mazareti olabilir. O da tüm siyasi partilerden farklı bir konuma -ne olursa olsun- ve uzlaşmasız tavırlara kendini hapsederek “bakın ben farklıyım” tablosu çizmek.

Bu optimal bir siyasi vizyon mudur çok tartışmalı ama “istikrarlı” olduğu teslim edilmeli. Bunun yanı sıra CHP’nin 22 Temmuz’dan nasıl bir ders çıkardığı da henüz bilinmiyor.

Kuşkusuz bir siyasi partiden ağır yenilgi ile sonuçlanmış geçmiş bir seçimden “beceremedik, çalışmadık, tembellik ettik” türünden yaralayıcı “kıssa”lar eldelemesi beklenemez ama en azından “nerede hata yaptık, yanlışlarımız neydi, halka derdimizi niye anlatamadık, seçim dönemini yararlı geçirdik mi, tabanımız seçmen kitlemiz ne diyor” türünden bir bilanço beklemek en azından “sol seçmenlerin” hakkı olsa gerek.

Ama CHP tatmin edici biçimde bunu yapmadığı gibi, kamuoyunun geniş kesitinin “fikirlerinizi açıkça çıkıp söyleyin, bunu TBMM’de yapın, kime oy verip vermeyeceğiniz elbette size ait ama neden vermeyeceğini de orada anlatın” bakışını çok da umursamadığı anlaşılıyor.

Cuhmurbaşkanlığı seçimi sürecine “muhalefette tasvip olmaz” mantığıyla yine katılmayan, katılmadığı gibi katılanları da sertçe eleştirerek o siyasi partilerin seçmen kitlesini de kemikleştiren bir tavır sergiliyor.

DSP’de de aslında durum daha farklı değil. Evet DSP en azınan Cumhurbaşkanlığı seçimine katılıyor ama bu ilkesinde de öyle sağlam durduğu tartışmalı. Örneğin MHP “biz sözümünden caydık katılmıyoruz” dese, DSP’nin tutumunu gözden geçireceği anlaşılıyor.

Kaldı ki CHP’den de bu yönde kendisine gelen ve siyaseten tabana yönelik yıpratıcı eleştiriler mevcut. Daha yeni duyulan “Bir kuruş harcamaden vekil oldular, şimdi gidip Abdullah Gül’e destek veriyolar” serzenişi DSP’ye yönelik bir CHP çıkışı.

CHP ve DSP parti içi dinamikleri açısından da gerçekte huzurlu ve uzlaşmacı siyasi yapılar değil. Seçim sonrası ortaya çıkan tablo çok yönlü ve çok aktörlü olarak parti içi dengeleri zorluyor.

Bunlar için, "neticede kendi işleri" denip geçebilir. Ama sol seçmen için durum öyle mi acaba? Belki şunun sorgulanması daha önemli.

Bu uzlaşma arayışlarından ve açık kapılardan siyasi-cüzzam varmışcasına kaçış, gerçekten ileri görüşlü ve tek başına iktidar getirebilecek bir politik duruş mudur?

Yoksa bir çok çevrenin “bu partilere kızgınlığı” boşuna değil mi?

www.iyibilgi.com

Bu haber 543 defa okundu.